okumayın. cidden okumayın. ciddiyim okumayın.
☆☆☆
"Toplantı salonu nerede?" Görevli sağdaki kısmı işaret ederek gitmem gerektiğini söyledi.
Şirkete yeni geçtiğimiz için daha tam tanıyamamıştım. Büyük bir şirket olduğu için tanımam da uzun sürecekti.
Kapıyı birkaç kez tıklatıp içeri girdim. Çoğu herkes ayağa kalkıp beni selamladı.
"Hoşgeldin Jeongin!" gülerek elimi salladım."Hoşbulduk.." Gözüm Changbin'i arıyordu. Nerdeydi bu adam? İşim var diyerek gitmişti. 5 saattir ortada yoktu. Umarım başına bir şey gelmemiştir.
"Bu kadar kişi miyiz?" Ortaya attığım soru ile bütün bakışlar bana döndü. "Hayır, birazdan herkes gelir."
Kafamı sallayıp sandalyeye oturdum. "Bir sorun yok değil mi?" Minjoo'nun kafasını sallamasıyla içim biraz daha rahatlamıştı.
Felix'in kulağına eğilip konuştum. "Changbin nerede? 6 saattir ortada yok."
Dudaklarını büzüp kulağıma yaklaştı."En son eski şirkete bakmaya gideceğim demiş Hyunjin'e. Hyunjin aradı fakat telefonu kapalı." Korkuyorum. Ya başına bir şey geldiyse?
"Korkmaya başlıyorum." Sırtımı sıvazlayıp oturuşunu düzeltti. "Korkma, şarjı falan bitmiştir." Kafamı salladım sadece.
Emin değildim. Telefonu cebimden çıkarıp arama kısmına geldim. Changbin'i aramaya başladım.
"Aradığınız kişi şu anda meşgul, lütfen daha sonra tekrar deneyiniz."
Of. Açsana şu telefonu. En iyisi diğerlerine sormak. "Gençler, Changbin nerede?" Gözler benim üzerimdeydi.
."Diğer şirkete gidiyorum demişti. Hâlâ gelmedi mi?"
"Hemen dönerim demişti."
"Yarım saatlik bir iş oysaki? Neden bu kadar geçe kaldı?"
"Telefonlarımızı da açmıyor."
"Umarım herhangi bir sorun yoktur."
"Bence biri ile kavga etti."
"Yolu bulamamış olabilir mi?"
.Seungmin, elini sertçe masaya vurup herkesi susturdu. "Daha ortada ne olduğu belli değil. Kendi kafanızdan uydurmayı bırakın."
Kafamı sallayarak onayladım Seungmin'i.
Konuşmasına devam etmeye başladı. "Seo bu dediklerinizi öğrenirse ne yapacaksınız?""En hoşlanmadığı şeyi yapıyorsunuz." Yerine tekrar oturduğunda ben doğruldum ve konuşmaya başladım. "Neden kötü şeyler düşünüyorsunuz ki? İyi düşünün iyi olsun?"
Herkes beni kafasını sallayarak onayladı.
"Gelir birazdan, endişe etmeyin." Felix'de ekleme yapmıştı. Herkes telefonu ile uğraşmaya başlamıştı."İlla toplantı için Changbin mi lazım?"
Gözlerimi devirip Felix'e baktım. "Patron değil mi Felix? O olmadan olmaz.""Sıkıldım ama, gitmek istiyorum." Kafamı olmaz anlamında salladım. "Git de, öldürsün seni. Hyunjin bile kurtaramaz."
Dudaklarını büzüp ağlamaklı bir sesle konuştu."Ama çok açım Jeongin, öleyim mi açlıktan." Derin bir nefes aldım. "Changbin öldüreceğine, açlıktan öl daha iyi."
Karnıma kafasını koymuştu. "Sen sıkılmadın mı?" Kafamı olumlu anlamda salladım. Çok yorulmuştum.
Felix'in odasını düzenlemiştik. Bir yandanda aklımda sürekli Changbin vardı. Hiçbir zaman aklımdan çıkmıyordu.
İçeri telaşla biri girmişti. Arkamı dönüp ona baktım. "Sorun ne?" Benimle birlikte herkes dönmüştü. Nefes alıp konuşmaya başladı.
"Changbin.."
"Kaza yapmış.."
☆☆☆
kisa oldu biliyorum ama atmakta mecburdum. kusura bakmayin kizlar.
nasilsiniz sinavlar nasil
ben kotuyum cok sıkılıyorum konusacak kimse yok herkes goruldu atiyor aq
neyse yazim yanlisi vb. varsa ozur dilerim 😔
gorusmek uzeree ✨🫂💝
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐁𝐨𝐬𝐬//𝐉𝐞𝐨𝐧𝐠𝐛𝐢𝐧
Fanfiction"Çalışanlar, patronlarının dediklerini yapmak zorundadır Jeongin. Fakat sen benim dediklerimi yapmıyorsun." "Ama sen bana patronum gibi davranmıyorsun" ┃FemJeong┃ 30.09.23 ‧͙⁺˚*・༓☾ ☽༓・*˚⁺‧͙