yedi.

179 28 32
                                    

"gözünü kapat ve öp beni."

a'dan, b'ye mektuplar.

iyi okumalar. 🧚‍♀️

beni ilk kez öptüğün o günü hatırlıyor musun?

ben hatırlıyorum. 

sahilde oturuyorduk. sen üzgündün. ben seni hep severdim ama üzgün olduğunda canımdan can gidiyor ve sırf üzülme diye böyle sevmeyeceğimi söylüyordum. şimdi karşımda olsan üzgün de olsan severim seni, gitme derdim ama iş işten geçti sanırım. 

lütfen dön desem de sen dönmeyeceksin. 

neyse. 

dizlerime yatırdım başını, güzel saçlarını okşamaya başladım. en çok bu zamanlar bebeğim gibi severdim seni. ağlarken burnun kızarır, muzip bir çocuk gibi bakardın suratıma. o kadar hoşuma giderdi ki o görüntün... tıpkı benim sol göğsünü ağladığım zamanlar evim bildiğim gibi sen de kucağımı evin biliyor, hep oraya sığınıyordun.

en çok senin evin olmayı severdim ben. kendimi bile sevmediğim, vücudumdan nefret ettiğim zamanlar her bir uzvumu güzelleştirerek layık olmaya çalışırdım. şimdi düşünüyorum da sana layık olmak... sahi, o kız nasıl? güzel benden, değil mi? 

keşke daha güzel olsaydım. 

keşke hayatımızı mahveden o sırrı senden saklarken dünyanın en yüzsüz insanı olup beraber olmaya devam edebilseydim. belki gitmezdin ve ben bu kadar üzülmezdim. 

ne yazıyordum... hah, evet! başını kucağımda severken parıltı dolu bir tebessüm yayılmıştı dudaklarına. ben şaşırmıştım çünkü sana, ben varım, söylerken sesimin güzel olduğunu düşünmüyordum. 

sonradan söylemiştin bana, hatırlıyor musun? denizin dalgaları arasında sana söylediğim ben varım şarkısını gizlice ses kaydına almış ve zil sesin yapmıştın. 

şimdi nerede, telefonunun çöp kutusu mu? 

bana neden öyle gülümsediğini sorduğumda cevabını kelimelerle değil; dudaklarınla vermiştin. yükselmiş, dudaklarıma bastırmıştın dudaklarını. sana yemin ederim, berk... hâlâ aynı titremeyi hissediyorum dizlerimde. hâlâ aynı kelebekler, o aynı hissiyatla uçuşuyorlar midemde. 

çok güzeldin. 

dudakların çok güzeldi. 

belimden nazikçe kavrayışını ve oracıkta altına alışını hatırlıyorum da... hayatımda senden başka hiç kimse bana bu kadar hâkim davranamazdı, asla izin vermezdim.

konu sen olduğunda sıyrılıyordum kabullerimden. garip bir itaatkarlıkla doluyordu içim. ellerin bedenimi okşarken sana hayır diyemezdim. dudakların yumuşak bir davetkârlıkla ezerken dudaklarımı geri çekilemezdim. 

seni istiyordum, o an düşündüğüm tek şey buydu. 

seni, uzuvlarıma kadar istiyordum.

boynumdan öptün. açık kahvelerin parıltılı bir istekle baktı gözlerime. o an, bacaklarımı okşayan ellerini kalçalarıma çıkarmana izin verecek onayı verdim gözlerimle. 

ve sen beni asla pişman etmedin. 

dokundun, prangalarını kırdın bedenimin. sevdin, özgürlüğe adımlattın ruhumu. öptün, uzuvlarım titredi ve sıyrıldı kalıplarından. 

vücutlarımızı birleştirdin. 

ve yeniden öptün dudaklarımı. 

hayatımın en güzel gecesiydi. en unutulmaz, en özel... ellerini çok özlüyorum. bana dokunmanı, dudaklarınla öpmeni ve hiç bırakmamanı istiyorum. kumların üstüne uzanmak ve orada öylece kalarak seninle şarkı söylemek istiyorum çünkü ben hiç iyi değilim. 

ben seni çok özledim. 

b, a'yı bu kadar kolay terk etmiş olamaz. 

nolur geri gel, berk... 

geri dön.

b / ayberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin