sekiz.

166 22 13
                                    

"bilemedim ben, kim üzdü seni."

a'dan, b'ye mektuplar.

iyi okumalar. 🧚‍♀️

geçen sene bugün birlikte içmiştik.

annen, senin geleceğin için çoktan bir yol çizmişti. babanın hatırasını yaşatman için iyi bir üniversitede işletme okumanı, sonra da şirketin başına geçmeni istiyordu ama senin hedefin bu değildi.

mimar olmak istiyordun.

o kadar güzel çiziyordun ki, berk... benim resmimi çizmiştin, hatırlıyor musun? o gün içerken çantanda eskiz defterinle kalemlerin vardı.

elimde bira, ilk defa seninle içiyordum. hayran hayran bakıyordun bana. dudaklarımın kırmızılığı okşamıştı içini, dudaklarını ıslatmıştın istekle. yanaklarımı hep sıktın resmi çizdikten sonra. öptün, dokundun.

birlikte güzelleştirdik kafamızı. hayatımızdaki tüm dertlere, zorluklara, gelecek kaygılarımıza birlikte küfrettik.

hani omuzlarına almıştın beni, kumların üstünde koşmuştuk ve ayağın sarhoşluktan takılınca yere düşmüştük..

göğüslerimiz birbirimiz için hızlıca inip kalkarken deliler gibi kahkaha atmıştık. sen, hep yakındın bana. hep çok yakındın.

şimdi neden bu kadar uzaksın, berk?

bu sefer ben öptüm seni. hoşuna gitmişti bu hallerim. parmaklarım, gömleğinin düğmeleriyle oynarken muzipçe sırıtmıştın. o an öyle bir mırıltı çıkarmıştın ki berk... hâlâ aynı şiddette titriyor iliklerim.

kendini bana bıraktığında o kadar beceriksizdi ki hareketlerim... en çok bunu sevmiştin çünkü heyecanımı, sevgimi yansıtıyordum. gömleğinin düğmelerini açarken de, yutkunduğunda oynayan ademelmandan öpüşümle de...

beni hiç bırakmayacağını söylemiştin. sen mimar olacaktın. birlikte bir yer açacaktık ve ben yöneticiliğini yapacaktım.

ama sarp'tan senin işletme bölümüne sempati duyduğunu öğrenmem uzun sürmedi.

çok yalancısın, özkaya. çok yalancısın.

böyle mi silip atıyorsun beni hayatından?

yapabiliyorsan yap.

ya da...

yapma.

lütfen geri dön, berk.

a, b'yi çok özledi.

b / ayberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin