"gözümü kapat, öldür beni."
a'dan, b'ye mektuplar.
iyi okumalar. 🧚♀️
bu, kaçıncı olduğunu bilmediğim ama sonuncu olacağına dair yemin edebileceğim o mektubum, kızıl.
sana dair hislerimi yazdığım, umudumun son mektubu.
söylesene, mutlu musun? mürekkebim tükeniyor demiştim. sanki kalbimden çekiyorlar nefesimi, canım acıyor demiştim ama sen duymadın, hissetmedin.
gelmedin.
sözlerim geri getiremiyor seni, ben de gelemiyorum oraya. nereye kadar bekleyeceğim? ümidim yok. hiçbir şeye yok ümidim. üniversite sınavına hazırlanamıyorum, kuzenlerim ve arkadaşlarım güzel bir üniversite hayatı yaşarken ayrılmamızın nedenlerinin başında gelen annemle tahammül edilemez günler geçiriyorum.
bana salak olduğumu söylüyor. sen beni bırakıp gitmişsin ve ben hayallerimden, en önemlisi hayatımdan soğumuşum.
sahi... onun haklı olduğunu bu kadar geç anlamamalıydım.
tektik olmasına rağmen bir gün okuyacağın umuduyla göndermekten vazgeçmedim mektuplarımı. kaç mesaj oldu sayamıyorum bile. tek bildiğim, okuduklarının sayısı.
koca bir sıfır yani.
ben, sıfırın yarattığı hiçlikte bu kadar boğulacağımı asla düşünmemiştim.
canım çok acıyor.
bedenimi sar istemiştim hep. üzgün olduğum zamanlar artık bulamayacak yüzüm sol göğsünü. hiçbir zaman dönemeyeceğim oraya, biliyorum. farkındayım artık. sen, o evi ben içerisindeyken ateşe verdin. sadece anlamam uzun sürdü.
özel ekipmanlarımı çıkarıyorum artık, çırılçıplağım yanan sol göğsünün ortasında. beni oraya gömebilirsin, özkaya.
sadece kabullendim.
eskiden acılarla dolu yangınımı söndüren sol göğsün tetikletiyor yangınlarımı. böyle olacağını düşünmemiştim. gelirsin sanmıştım, beni bırakmazsın, bir şekilde pişman olursun ve hayatımıza kaldığımız yerden; bu sefer daha hızlı, birbirimizsiz günlerimizi kapatmak için dolu dolu devam ederiz sanmıştım.
yanılmışım.
sen, hayatımdaki en büyük yanılgıymışsın berk özkaya.
hatırlar mısın bilmem diyeceğim ama nereden hatırlayacaksın ki? mektuplarımın hiçbirini okumadın ve okumayacaksın.
zıtlıklara karşı açtığım en anlamlı savaştın sen benim. o savaşın yerini olumsuzluğa bırakacağını bilememiştim. güzel - çirkin, yenilgi - mağlup... olumsuzmuş cevabın, ben sadece direnmişim.
bu sana son mektubum.
biz, bir daha asla karşılaşmayacağız.
beni nasıl hatırlarsın bilmiyorum ama ben seni iyi hatırlamaya çalışacağım.
günlerden bir gün kızıl çocuk girdi hayatıma diyeceğim. üzdü beni, sonra her birinden ne kadar pişman olduğunu kanıtlayarak çok sevdi. inanıyordum ki yeryüzünde başka hiç kimse bu kadar güzel, özel, değişik ve nadide sevemezdi. sarıp saramazdı kolları bedenimi. öpemezdi dudakları dudaklarımı, dokunamazdı teni tenime.
ama o beni bıraktı, diyeceğim sonra.
aşardık, yapardık... o beni bıraktı. lütfen yapma diyerek karşısında ağlamama rağmen bırakıp gitti.
beni beklemedi.
nazım hikmet, en çok senden özür diliyorum. o, benden önce ölmek istemezmiş. çok geç anladım. bir aldatmacaymış bakışları, asla senin mısralarından daha güzel olamazmış.
o, en güzel duyguların katiliymiş meğer.
b, a'ya kilometrelerce mesafe uzaklıkta olabilirmiş.
b, a'ya sırtını dönebilirmiş.
b, a'yı sevmeyebilirmiş.
hoşça kal, kızıl çocuk.
|mektuplar teslim edildi, mavi tik.|
ŞİMDİ OKUDUĞUN
b / ayber
Fanfictionberk özkaya'ya eski sevgilisinden gelen pişmanlık dolu mektuplar.