Kimsenin beynimde yeri kalmadı. Tanıdığım kimse kalmadı beynimin içinde. Hislerim, duygularım, düşüncelerim kalmadı. Bir anda tüm dünyam yok oldu. Hayatımda ilk defa bışluk hissini rüyalarımda görüyordum. Şu anda bile rüyada mıyım emin değilim. Kapkaranlık, simsşyah, bomboş bir rüya.
Sonra yavaş yavaş bir şeyleri hatırlamaya başladım.
Bir gün şizofreni olduğum öğrenildi, akıl hastanesinde kaldım. O cehennem hayatımda Kim Taehyung ile tanıştım ve aşık oldum. Hastanede sürekli hayallerimin erkeğinin yanında dolaşan hemşireyi görünce kıskançlık krizi geçirip onu öldürdüm, aradan 1 gün geçer geçmez birileri cesedi buldu ardından derhal hastanenin boşaltılmasını ve hastaların bir süreliğine evlerine gitmelerini söylediler. Aradan günler geçti, beni tekrar o cehenneme götüreceklerini öğrendiğimde hiç birşey düşünmeden arabama binip yola koyuldum, bomboş yolda dikkatsizliğimden bana öarpmakta olan kamyonu görmedim ve hastanelik oldum, hafızamı kaybetmiştim etrafımdaki hiç kimseyi tanımıyordum ve yine Kim Taehyung'u görür görmez etkilendim. Taehyung sürekli benim yanıma gelip eskilerden konuştu, onunda beni sevdiği hakkında... Ve biz çıkmaya başladık fakat Taehyung'un sürekli bir şeyler saklamasından bıkmıştım, o süreç içerisinde neden hayatıma girdiğini bile anlamadığım Sunwoo ile tanıştım.
*
"Başhekim Bay Min size yemin ederim ki; her şeyi hatırladığını söylüyordu. Teker teker arkadaşlarının ismini saydı sanki delirmiş gibi" dedi her şeye şahit olmuş doktor.
Başhekim bıkkın bir ifadeyle cevap verdi."Peki bakmaya geliyorum, eğer dediğin gibiyse hastaneden taburcu olacak"
"Bencede baksanız iyi olacak sevinçten arkadaşlarının üstüne çıkıyordu" diyip güldü.
(...)
"Hatırlıyorum!"
Keyifli bir şekilde kollarımı açıp yatağıma uzandım, sanki hayatımdaki en mutlu anı yaşıyormuş gibi bunu tüm ülkeye, tüm dünyaya hatta tüm evrene haykırmak istiyorum. Çünkü günlerce aklımdan silinmiş olan güzel yada kötü anılarım, tanıdığım herkes. Geçici bir süreliğine gitmiş olan herşey şu an tekrar aklıma kazındı. Bundan güzel ne olabilir ki?
Sabah bir uyandım, eski Jungkook geri gelmişti. Hafızasını kaybetmiş Jungkook gitti artık. O kimsesiz, sadece aşık olduğu kişiye sımdıkı tutunmuş kişiliğim gitti. Bunu anlar anlamaz acilen o muhteşem 6'lıyı çağırttırdım. Namjoon, Jin, Yoongi, Hoseok, Jimin ve Taehyung. Benim bu ani çağrıma başıma kötü bir şey geldi sanıp ayağıma kadar geldiler. Onlar odama gelir gelmez hepsine sımsıkı sarıldım ve "hatırlıyorum! Hafizam geri geldi" diye bağırdım ardından sevinçten durduk yere Jimin'in üstüne çıktım, Jimin bana küfürler savururken diğerleride benim gibi sevinmişlerdi özellikle Taehyung.
Şimdi ise ait olduğum yerdeyim, kendi evimde kendi yatağımda. Hafızamın geri geldiğini ve yaralarımın iyileştiğini doğruladıklarında beni hastaneden taburcu ettiler ama mutluluğumun en büyük sebebi ise ruh eşime sahip olmam.
Taehyung'un bana sevgilim dediği ilk gün aklımda canlandı.
' "Jungkook. Güzel meleğim sana sevgilim demeyi çok istiyorum. Sende ister misin bu büyülü ve özel sözü sana hep söylememi?" '
' "Evet çok istiyorum. O sözü ağzından bir kere bile olsa duymayı istiyorum. Benim için o büyülü sözü söyler misin?" heyecandan kalbim tekrardan hızlıca attı ve o sözü söyleyene kadar nefesimi tuttum.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Schizophrenic's Dream | Taekook
FanfictionŞizofren olan Jungkook'u akıl hastanesine kapatırlar ve Jungkook orada ruh eşini bulur...