İyi okumalar...
Eski evimin bodrum katında uyanmıştım. Sırtım duvara yaslı, ellerim ve ayaklarım zincirle duvara bağlıydı. Bileklerimi kelepçelerdrn kurtarmaya çalışırken acı içinde inledim. Kelepçeler çok sıkıydı ve hareket ettikçe keskin bir ağrı saplanıyordu. Neden burada olduğumu sorgularken karşımda birden annem belirdi. Yüzü oldukça solgundu. Neden burada zincirlerle bağlıydım? Ve neden annem buradaydım? Kafamda büyük bir soru işareti oluşmuştu.
Ve bedenim küçücüktü 6-7 yaşlarında ufacık bir çocuktum. Kafamı yere indirip vücuduma baktım etrafım morluklar içerisinde ve bazı yaralarım kabuk tutmuştu. Sırtım acayip derecede ağrıyordu ve her yerim yara bere içindeydi. Kafamı tekrar ona çevirdim.
Korku...
Korku bazı insanlara göre zayıflık göstergesidir kişi korkusunu gizleyerek karşı tarafa güçlü olduğunu göstermeye çalışır. Bazı kişilere göre ise korku anlatılamayacak kadar güçlü ve kuvvetlidir. Ne yapacağını bilemez, karşı tarafa korktuğunu belli eder ve korkunun hayatta her zaman yer alacağına inanır.
Bende bu durumda 2. Kişi oluyorum işte. Hayatım her zaman kaygı ve korkuyla geçti şu anda bile korkuyorum ve korkmayada devam edeceğim... Annem karşımda donuk bir şekilde bana bakıyordu oldukça üzgün ve sinirli karışımı bir duygunun içinde duruyor öylece bakıyordu. Gözlerindeki koyuluklardan sinirli olduğu belliydi, dolu ve siyahlar içindeydi. O dolu gözlerinden yavaşça bir çift göz yaşı düştü ve yanıma yaklaştı.
"Tanrım! Ben ne yaptım sana?" dizlerime çöküp sesli bir şekilde ağlamaya başladı.
"A-anne"
"Bu morluklar, bu yaralar... Hepsini ben mi yaptım sana oğlum!?" olayın şaşkınlığını atlatamadan ona bakıp neler olduğunu anlamaya çalıştım. Yaralarımı eliyle sıkıp daha kabuk tutmamış yerlerin kanamasını durdurmaya çalışıyordu ama bunun boşa çaba olduğunu ikimizde biliyorduk.
"Anne canım acıyor..."
"Benim yüzümden oğlum. Benim yüzümden" dediğinde duraksadım göz yaşlarım durmuş öfkelenmiştim. Onun bana yaptıklarından, herşeyden öfkelenmiştim.
"Senin... Suçun" diye kendi kendime, onun beni duyabileceği şekilde mırıldandım. Cidden deliye dönmüş gibi ona bakıyordum.
"Senin suçun!"
"Senin yüzünden bu haldeyim, senin yüzünden heryerimde yaralar var!" avazım çıktığı kadar bağırmaya, içimdekileri dökmeye başladım. O kilitlenmiş şekilde bana bakarken ben acılarımı anlatıyordum.
"Senin yüzünden şizofren oldum ben!"
Gözleri büyümüş bunu şok içinde beni dinliyordu. Ağlamaktan kızarmış gözleri pişman olduğunu belli ediyordu ama onun pişmanlığı umrumda dahi değil. İki eliyle bacaklarımı daha sıkı tutmaya başladı ve bu acıyla inlememe sebep oldu. O an ki öfkeyle bileklerimi kelepçelerden kurtarıp ona tekme atmak istesemde olmuyordu.
"B-bir dakika ne?"
"Şizofren oldum ben anne!"
Ağzımdan köpükler çıkmaya başlamıştı. Kalbim hızlıca çarparken nefes alış verişlerimde zorlanmaya başladım ve büyük bir çığlık attım. Öyle büyük bir çığlıktı ki annem elleriyle kulaklarını kapatıp sesi azaltmaya çalışmıştı. Sinirden deliye dönmüş bir şekilde ona bakarken başımda büyük bir ağrı hissettim ve...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Schizophrenic's Dream | Taekook
FanfictionŞizofren olan Jungkook'u akıl hastanesine kapatırlar ve Jungkook orada ruh eşini bulur...