"Ee Asaf Gök? Ölümün kızıl saçlı küçük bir kızdan olacağı çok kötü bir durum değilmi?"
"Sen şeytana pabucu ters giydirirsin! Seni lanet kız!"
"Hayır, hayır, hayır" dedim yüzüme sinsi bir gülüş kondurup ona bakarken.
"Ben şeytanın ta kendisiyim Asaf Gök, sadece senin şeytanınım, sadece senin ecelinim, başkalarını karıştırma"
"Şimdi " dedim ve tetiği çekip ona doğru bir ateş ettim.
Bacağına isabet etmişti.
İşime gelir şuanlık.
Daha çok işimiz var Asaf Gök..
"Evet, şimdi sana-"
"Lily canım kızım nolur yapma, öldürme beni, ben senin babanım! Beni öldüremezsin"
"Sen benim babam!" diyip kahkahalarla gülmeye başladım.
"Ölüm korkusu neler yaptırıyormuş insana be Asaf Gök"
"Ama seni hemen öldürmeyeceğim"
Önünde diz çöküp çenesini elimle kavradım.
"Biraz eğlenelim ha Asaf Gök?" diyip kafa attım.
15 dakikaya uyanır, birşey olmaz.
"Şimdi diğerlerini kurtarmaya Park Lily" diyerekten elimdeki silahı tekrar belime yerleştirdim.
Hadi bakalım Park Lily..
Yemek odasından çıkmadan önce Asaf'ı tutup annemin önceden söylediğine göre yemek odasının sol tarafında bir kapı vardı ve o kapı Asaf'ın öldürmek istediği kişileri tuttuğu bir depoya açılıyordu.
Asaf'ı ilk önce oraya götürelim.
Sonrasını hallederiz.
Hemen Asaf'ı kolundan sürükleyerek şu depo denen yere götürdüm.
Sandalye falan maşallah birsürü şey var burda
Bir sandalye çekip Asaf'ıda üzerine oturttum.
Bağlamak için birşeyler ararken bir anda ayağımın kenarına düşen şeyle çığlık atıp geriye çekildim.
Tövbe bismillah oluyor lan!
Allah'ım nolur fare falan olmasın!
Derken ayağımın kenarına düşen şeyin bir fare değil bir jilet olduğunu gördüm.
Allah'ım ya sabır ya selamet..
Bune lan!
Fare sandım o kadar!
Telefonumu ceketimin iç cebinden alıp fenerini açıp etrafı kontrol etmeye ve halat gibi birşey aramaya başladım.
Biraz ileride sağ taraftaki rafta kalın bir halat görünce gülümsedim.
Bağlayalım bakalım seni..
Hızla Asaf'ı bağlayıp cebindeki silahıda alıp deponun kapısından bizimkileri kurtarmak için içeri daldım.
"Eller havaya yoksa hepinizi tek kurşunla gebertirim!" diye bağırınca iri yarı adamlar bana bakıp gülmeye başladı.
"Bu mu gebertecek bizi?"
"Bu daha bebek! PUHAHAHAHAHAHAHA"
"Bu küçük kız mı bizi durduracakmış?"
Diyince silahın mermilerinin dolduğunu kontrol edip "Demek öyle ha?" diyip tetiğe bastım ve bütün odayı kurşunladım.
Bizimkiler burda değil..
"Ne demiştim ben? Hepinizi tek kurşunla öldürürüm demiştim" iç çekerek "Ama dinleyen kim.."dedim ve onlarında silahlarındaki mermileri boşaltıp kendi silahlarıma yerleştirdim.
Salondalar..
"Ellerinizi havaya kaldır-" diyemeden boğazıma dayanan bıçakla durdum.
Lan yine mi!
Yeter ya!
Boğazımdan ne istiyorsunuz!
Kesilecek şimdi, tövbe ya
Yüzü gözü kan içinde kalmış Drew, Doğan ve Cemil abiyle afalladım.
Bunlar ne ara bu kadar insan evladını öldürmüş?
Bismillahirahmanirahim
"Lily! Hoşgeldin güzelim!"
"Hoşgeldin kızım"
Doğan ikisinin aksine "Pştt naber lan, ay bu halin ne! Korkunç gözüküyorsun Li! İnsan şu kanları temizler!" diyip kendi yüzünde kan yokmuş gibi benim yüzümdeki kanlara bakıp yüzünü buruşturdu.
"Kendi yüzünde yok sanki!"
"Şey boynumda bir bıçak yo-"
"Hallettim ben"
"Drew!"
"Drew!"
Diye ikimizde bağırıp yerde ki kanlar içinde kalmış adama baktık.
"Evet şimdi gelelim o meseleye" diye hüzünle konuşan Cemil abiyle durduk.
"Bunu Asaf'ında duymasını istiyorum" dedi ve deponun olduğu yere doğru yürümeye başladı.
Bakalım yine bizi ne gibi gerçekler bekliyor..
BÖLÜM SONU..
Hemen atıp kaçıyorum
ÖPÜLDÜNÜZ
<33333333333
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM AMANSIZ SEVGİLİM
Chick-LitYeni bir okula başlayan Lily ve hayatında hiç görmediği halde ona zorbalık yapan Drew'e karşı ilgi duymaya başlar. Bir zaman sonra aynı Lily gibi Lily'e birşeyler hissetmeye başlayan Drew Lily'nin hiç konuşmamasını garip bulur ve araştırmaya başlar...