1.KARAR

93 6 3
                                    

Duyduğum şeyler on altı yaşında birisi için kaldırabilmesi çok ağır şeylerdi fakat güçlü olmam gerekiyordu. Ellerimden destek alarak ayağa kalktım ve elimin tersiyle göz yaşlarımı sildim. Kendimi toparlayarak cesur bir görünüme büründüm ve içeri girdim. Bir anda odaya dalınca annem ve babamın dikkatini üzerimde toplamıştım.

Annem telaşlı bakışlarla "Ne oldu Beyge? Önemli bir şey olmasa kapıyı çalmadan içeri girmezdin." dedi.

Gözlerimi devirerek nefretle onlara baktım ve hakaret dolu sözlerle konuşmaya başladım. Alayla "Evet , çok önemli bir şey oldu anne. Biraz önce canımdan çok sevdiğim anne ve babamın birer uyuşturucu kaçakçısı olduğunu öğrendim. Meğer benim hayatımdaki tek problem okuldan kurtulmaya çalışmakken değerli aile üyelerim başkalarının hayatını karartmakla meşgulmüş ve ben bunları öğrendikten sonra size söyleyeceğim tek şey ne biliyor musunuz?" diye bir soru yönelttim onlara. Annem ve babam olumsuz anlamda başlarını hareket ettirince konuşmayı sürdürdüm. "Sizden nefret ediyorum. Artık sizin yüzünüzü dahi görmek istemiyorum. Şimdi sizden sadece bir şey isteyeceğim. Beni iyi dinleyin. Bir zamanlar temiz paralarınızla kurduğunuz iki şirketi ben ve Tunay'ın himayesi altına vereceksiniz. Onları biz yöneteceğiz. Gelirlerin tamamı da bizim olacak. On sekiz yaşımıza geldiğimizde ise şirketleri resmi olarak da bizim üzerimize geçireceksiniz. Buradan yani sizin yanınızdan gidecek ve kendimize yeni bir hayat kuracağız. Bu söylediklerimi yaptığınız sürece belki vicdanım sizi polise ihbar etmememi kulaklarıma fısıldayabilir ancak söylediklerimi yapmazsanız sizi her türlü yakarım." dedim.

Bu söylediklerime kendi kulaklarım bile inanamıyor gibiydi. Ben kiminle konuştuğumun farkına yeni varmıştım fakat dilimden ne varsa dökülüvermişti zaten. Onların ayaklarına kapanmak , söylediklerim için özür dilemek istiyordum ama yapmayacaktım. Onların benim anne ve babam olmasına rağmen bile ne kadar haysiyetsiz insanlar olduklarını unutmamalıydım.

Şaşkınlıktan donakalmış anne ve babamdan bir tepki bekliyordum fakat bekleyişim boşunaydı. Hâlâ bir tepki alamamıştım. Birkaç dakika daha geçtikten sonra beklediğim tepki annemden geldi. "Beyge , lütfen bizi dinle. Biz artık böyle bir şey yapmayacağız. O günler tamamen geçmişte kalacak. Düşünmeden hareket ederek sonradan pişman olacağın şeyler yapma!" diyordu.

Tabiki onu dinlemeyecektim. Evet , bugüne kadar daha önce hiç bu kadar büyük kararlar vermemiştim ama önem derecesi bu kararlara yakın kararlar vermiştim ve hiç pişman olmamıştım. Bu kararımdan da pişman olmayacağıma emindim. Annemin gözlerinin içine bakarak "Daha önce aldığım hiçbir karardan pişman olmadım , ANNE!!!" sözleri eşliğinde kapıyı çarparak odadan çıktım.

Hızla merdivenlerden aşağı indim ve bahçede beni bekleyen Tunay'ın yanına gittim. Kolunu sıkıca tutarak eve doğru yürüdüm. Onu sürekli oradan oraya sürüklememden bıkmış olmalıydı. Bir yandan onu içeri sürüklüyor bir yandan da "Çabuk bavulunu hazırla , ne kadar eşyan varsa al. Gidiyoruz buradan." diye söyleniyordum.

Onca zamandır onu çekiştirmeme rağmen bir şey söylemeyen Tunay sertçe elini geri çekti ve olduğu yerde kaldı. "Ne demek istiyorsun? Nereye ve neden gidiyoruz biz?" dedi.

Yüzüme karşımdaki insana güven vermeyi amaçlayan bir yüz ifadesi takındığımı umarak "Lütfen bir şey sorma. Sadece bana güven. Öğrendiğim şeyleri sana bir gün anlatacağım ama şimdi olmaz. Şu anda zamanın uygun olmadığını düşünüyorum. Bir gün bütün olanları kesinlikle öğreneceksin ama o gün bu gün değil Tunay. Eğer bir gün olanları öğrenmek istiyorsan şu anda bana güvenerek benim sözümden çıkma. Senden tek istediğim şey bu. Anlaştık mı?" dedim.

Tunay alaycı bir ses tonuyla "Hiç güven vermiyorsun ama sana güveneceğim." dedi ve evin içine girdikten sonra bavullarını hazırlamaya koyuldu.

Yaklaşık bir saat sonra bütün işimiz bitmişti. Evde ne kadar eşyamız varsa hepsini topladık. Bavullar ve çantalar tamamen dolmuştu. Biz toplandıktan sonra annem ve babam yanımıza geldi. Annem bana bir şey söylemek için yeltendiği sırada elimi havaya kaldırarak susmasını işaret ettim ve "Sadece şirketin nerede olduğu söyleyin. Gerisini biz hallederiz." dedim.

Zamanın BermudasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin