Yaraları Sarmak

55 1 2
                                    

Multimedyada Yankı var.
"Neden mutsuzsun?"  dedi gözlerimin tam içine bakarak. Bütün kelimeleri unuttum sandım. Sanki Dünya kendi ekseninde değil bizim eksenimizde dönüyordu.
"Sıkıldım" dedim. "Herkesten, herşeyden çok sıkıldım."
"Klasik ergen tribi" dedi ve güldü.
Tanrım! O nasıl bir gülüş öyle.
Gülme öyle aptal!
"Adım Yankı. Ailemle sorunlarım var ve bunları sana anlatacak değilim. Üzülüyorum ve kimsem yok. Benimle dalga geçeceksen, şimdi git buradan!" dedim. Fazla mı tepki verdim acaba?
Neden bana öyle bakıyor ki? Katil mi acaba?
Ya da tecavüzcü? Allahım ya hem katil hem de tecavüzcüyse?
"Ben de Yiğit küçük hanım, memnun oldum." dedi ve banka yaslandı.
Yiğit..
İsmi bile güzel.
Hayır normalde çevremde erkek olmaz benim o yüzden erkek görünce hemen herşeyiyle ilgilenirim.
"Ailenle ne sorunun var ufaklık?" diye sordu. Ufaklık mı?
"Sensin ufaklık, ayrıca seni ilgilendirmez. Doğru düzgün tanışmadık bile neden herşeyimi anlatıyım ki? " dedim sonlara doğru sesim kısılarak.
Kurduğu cümleyle donup kaldım.
"Sorunun her neyse tanıdığın değil tanımadığın insanlara anlat ufaklık. Çünkü tanıdığın insanlar bunu sana karşı kullanırlar"
Bu kadar uzun bir cümle kurmasına mı şaşırayım yoksa söylediklerinde haklı olmasına mı bilemedim.
İçimi okumuş gibi "Haklıyım küçük hanım, biliyorum." dedi ve göz kırptı.
Alakasız bir soru attım ortaya hemen:
"Kaç yaşındasın?"
Soruma soruyla karşılık verdi.
"Ruhen mi, bedenen mi?"
Afalladım. Ama hemen cevap verdim.
"İkisini de söyle."
Ruhunun yaşlı olduğunu zaten görüyordum. Gözleri herşeyi açıklıyordu.
"Ruhen fazla yaralar aldım ve ruhum çok yaşlı olduğu için kaldıramadı ufaklık. Bedenen ise 18 yaşındayım."
Belki de Tanrı ikimizi yaralarımızı sarmak için birbirimizle tanıştırdı.
Belki onun ruhunu diriltmeliydim.
Belki o bana iyi gelecekti.

Dur GitmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin