Hoşlantı

24 2 0
                                    

Şok!

Yiğit'in kurduğu cümleler şok etkisi yapıyordu. Kelimeleri beynimde bir oraya bir buraya savruluyordu. "Benimsin." ne demekti? İnsan bir kaç gündür tanıdığı kıza "Benimsin" dermiydi?

Bu kadar kolay mıydı?

"Ne demeye çalışıyorsun sen?" diye sordum çıkışarak.

Güldü.

"Ne anladıysan o, ufaklık" dedi.

"Benimsin ne demek Yiğit? Beni daha ailem sahiplenmezken sen kim oluyorsun da bana benimsin diyorsun?!" diye bağırdım.

Yine güldü.

Bugün ne çok gülüyordu. Kafasına bişey mi düştü acaba?

"Senin dilin boyundan fazla uzamış güzelim, benimsin diyorsam benimsin.Bitmiştir." dedi.

Sinirlenmişti. Bunu boynunda belirginleşen damardan anlıyordum.

"Yiğit, seni tanımıyorum bile!" diye bağırdım. Bu ses benden mi çıktı emin değilim.

Yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

Gözlerimi kapattım.

Nefesini yüzümde hissediyordum.

"Ben seni tanıyorum ama güzelim, sen beni tanımasan da olur." dedi.

Tanrım!

O bu kadar yakınımdayken beynim kurduğu cümleyi algılayamıyordu. Peki kalbim? Neden böyle hızlı atıyordu?

"Hiç sanmıyorum." dedim güçlükle.

Hala aynı şekilde duruyorduk.

Güldü. "İstersen seni sana anlatayım ufaklık ama çok sıkıcı ve garip bir hayatın var. Demedi deme" dedi.

Haklıydı. Sıkıcı, rutin bir hayatım vardı. Belki biraz sorunlu olabilir tabi.

Ondan uzaklaştım. Yüzümü kaldırıp yüzüne baktığımda kaşları çatık, gözleri kapalıydı.

Neye sinirlenmişti de kaşlarını çatmıştı? Ben ne zamandan beri tanımadığım birini düşünür oldum?

"Anlat, dinliyorum." dedim yüz hatlarını incelerken.

Gözlerini açtı, gözlerime bakarak konuşmaya başladı.

"Baban çalışıyor ama çalışıp kazandığı bütün parayı kumara yatırıyor. Annenle sürekli bunun için kavga ediyorlar. Sende bunu hayatın kazığı olarak görüyor, en büyük dert sende sanıyorsun. Ama öyle değil fıstık. Neyse. Vişneden nefret ediyorsun ama muza bayılıyorsun. Acıdan nefret etmene rağmen çiğ köfte yiyorsun.

En çok istediğin şey Paris'e gidip Eyfel Kulesini saatlerce seyretmek. Bu nasıl hayal Allah aşkına?

Koyu Beşiktaşlısın ki tek ortak noktamız bu. Oğuzhan Özyakup hastasısın.

Küçükken kötü bir olay yaşamışsın bu yüzden karanlıktan ve yalnızlıktan korkuyorsun. Karpuza alerjin olmasına rağmen her yaz yiyorsun ve burnunda kafam kadar sivilceler çıkıyor.

Hiç düzenli ilişkin olmamış biriyle en fazla hafta sevgili olmuşsun.

Ha unutmadan her gece uyumadan önce Komedi Dükkanı izlemek gibi saçma bir takıntın var. Oldu mu küçük hanım? Tanıyor muymuşum seni? Tatmin oldun mu?"

Kurduğu cümlelerde bir günde ikinci kez şoka giriyordum.

Beni nasıl bu kadar tanıyabilirdi. Kuracak cümle bulamıyordum.

"Sen.." dedim güçlükle. "Sen bütün bunları nerden biliyorsun?"

Yine güldü. Ve yüzünü yüzüme yaklaştırdı yine. Nefes almayı unuttum bir an. Gözlerim istemsizce kapanıyordu. Kapattım.

"Bildiğim bir şey daha var ufaklık" dedi. Nefesimi tutup sabırsız bir şekilde kuracağı cümleyi bekledim.

"Benden hoşlanıyorsun."

Dur GitmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin