"Her yaşamın, her olayın, her anın sonsuzluk değeri vardır. Hatta geçici olan her şey sonsuz defa yeniden ortaya çıkar.
Tıpkı sahile tekrar tekrar dönüp çarpan dalgalar gibi her şey yeniden var olur. "Hava karardı. 1 saattir burada öylece bekliyoruz.Birkaç dakika önce ormandaki görevli gelip bizi kontrol ettti.Ona biraz daha burada kalacağımızı söyledik ve gitti. Evca hala kararlılıkla bekliyor.
T:"hadi ama 1 saattir buradayız ve hiçbir şey olmuyor, gidelim artık"
E:"Lütfen biraz daha Tali, eminim bir şeyler olacak. Biraz daha bekleyelim"
T:"peki ama sadece birazcık daha"
E:"bundan emin olabilirsin"
Ve yine bekliyoruz. Harika. Bu kız bize sanırım Tüm geceyi burada geçirtecek.Yapacak bir şey olmadığı için başımı gökyüzüne kaldırıp Ay'ı izlemeye başladım.Ay ışığı ne kadarda güzeldi. Biraz sonra Evca yanıma gelip oturdu"biliyorum sıkıldın ama eğer düşündüğüm şey olursa buna değecek Tali inan bana"dedi.Başımla onayladım. "hadi beklerken sohbet edelim" dedi. Neyi bekliyorsak. "tamam" dedim. Evca konuşmaya başladı;
E:Üniversite'nin ilk gününü hatırlıyor musun. İkimiz de tecrübesiz ve meraklı bir halde ortalıkta gezinip duruyorduk. Sonra sen yanıma gelip oturabilir miyim diye sordun.Bende evet demiştim.Ve o zaman çok canayakın birisi olduğunu hissetmiştim. Derslerde anlamadığım her şeyde bana sen yardımcı olurdun. O 4 sene çok güzel geçmişti.
T:Evet Evca gerçekten güzeldi(gülümsedim)
Benim içinde harika zamanlardı.. Ama en güzeli senin benimle tatil için Bosna'ya geldiğin zamandı. Tüm yazı ailemle geçirmiştik. Hayatımın en eğlenceli yazıydı.
E:O yaz hayatımdaki en güzel anıların çoğunu biriktirdim biliyor musun. En yakın zamanda yeniden yapmalıyız Tali.
T:Kesinlikle evet eva
E: Bana Eva dediğine göre keyfin yerine gelmiş
T: Hıhı kesinlikle. Gecenin bir saati buz gibi ormanda deli bir kızla oturup efsanelerin gerçek olacağını beklemekten oldukça hoşnutum!
E: Tamam sustum Tali. En iyisi ben bize kahve yapayım da uykumuz açılsın.
T:"Bak şimdi mantıklı bir şey söyledin. Ama çabuk gel! "
(Evca ayağa kalkıp arabaya doğru uzaklaşırken);"Tamaam 3 saate gelmiş oluruuum"
T:"Yarım saate gelmiş olmazsan buradan basıp giderim Evca!Duydun mu? Heeey kime diyorum! Hah, gitti bile! Neyse en azından çabuk gelir. Yani umarım.. "Evca arabaya gitmişti ve bende beklemeye devam ediyordum.Etrafıma şöyle bir bakındım. Ormandaki birkaç ışıklandırma harici Heryer karanlıktı. Nizami ağaçların ortasındaki farklı yerlere ayrılan yollar insanda garip hisler uyandırıyordu.Bulunduğumuz yer ormanın kapısına yaklaşık 500 metre uzaklıktaydı. Buradan güvenliğin olduğu yerin ışığı görünüyordu.Başımı gökyüzüne kaldırdım.Yıldızlar.. Çok güzel görünüyorlardı. Ay'da çıkmıştı artık. Ama ışığının buraya vurduğu falan yoktu. Evcanın kafasında nasıl bir plan vardı hiç bilmiyordum.Yalnız,bir gariplik var gibiydi. Sanki izleniyordum.Yok canım! Daha neler. Etrafıma ve ışığın biraz uzağında kalan ağaçların aralarına göz gezdirdim. Tamam, tamamen yalnızdım. Biri neden beni izlesin ki? Bu arada Evca nerede kalmıştı? Birde geç kalma dedim o kadar. Bu kız beni öldürecek.Acaba arkasından gitmeli miyim? Birşey olacak değil ama en azından yardım ederim diye düşünerek yerimden kalktım. Üstümü silkeledim ve arabaya doğru yürümeye başladım. Araba park yerindeydi. Park yeri de kazı alanına yaklaşık 300 metre uzaklıktaydı. Ama biraz engebeli bir bölgede olduğumuz için her yer gözükmüyordu. Ağaçların arasındaki yoldan yürümeye devam ettim. Küçük yokuşu çıktım ve karşıya baktım. Şimdi otopark görünüyordu. Sadece bizim arabamız ve birde. Bir dakika. Ormanda biri daha mı kalmıştı. Tamam, bu güvenliklerin arabası olmalıydı, ama hayır güvenliğin arabası ormanın girişinde duruyordu diye hatırlıyorum. Belki de çok önceden beri ormanda bırakılmıştır. Bu da saçmaydı. Korkacak birşey olamazdı ya.Karanlıktan arabanın rengini ve modelini ayırt edemiyordum.Belki yaklaşınca kimin olduğunu hatırlardım. Yürümeye devam ettim ama içime bir şüphe düşmüştü.Bu yüzden telefonumu çıkarıp oraya gitmeden önce bir fotoğraf çektim. Korkak biri olmasamda tedbirli birisiydim.Güvenliğin numarası maalesef yoktu. Eğer olsaydı arayıp buraya çağırırdım. Bir anda tüm bu düşüncelerden uzaklaştım. Alt tarafı otoparkta bir araba gördüm diye neydi bu kafamda kurgu? "Evca paranoyaklığını bana da bulaştırdı yaa" dedim. Telefonu cebime koydum ve otoparka doğru yürümeye devam ettim. sonunda Otoparka girdim ve arabamıza doğru yürümeye devam ettim. Arabaya 20 metre kala "Evcaaa kaç saattir neredesin sen " diye kızmaya başladım. Ama ses vermedi. Yaklaştıkça arabanın bıraktığımız gibi olduğunu fark ettim ve olduğum yerde donakaldım. Kafamdan binbir türlü senaryo ve ne yapacağım konusunda düşünce fırtınaları geçerken nefesimi bile sessizleştirmiştim.Yavaşça etrafıma bakındım. Ve bizim arabayla arasında 5-10 metre olan karşıdaki arabaya.Sanki bu arabayı saha önce görmüş müydün, sanırım hayır.Bizim ekipten birinin değildi.Araba boştu. Etraf boştu. Hayır, birşeyler fazlasıyla garipti. Evca kaçırılmış mıydı? Yoksa uykusuzluktan saçma sapan şeyler mi düşünmüştüm. Evca belki de şuan diğer yoldan, elinde kahvelerde benim yanıma dönüyordu ama ben acele etmiştim. Evet böyle olmuş olmalıydı. Kim neden Evcayla uğraşırdı ki? Hem kameralar ve güvenlik vardı. Hemen telefonumu çıkarıp evcayı aradım. Evet şimdi açacaktı."aradığınız kişiye şuanda ulaşılamıyor, lütfen daha sonra tekrar deneyiniz".Bu bir şaka mıydı
Eğer şakaysa Evcayla önümüzdeki 20 yıl küs olabilirdim çünkü resmen buz gibi olmuştum.Evca'nın yanımdan ayrılırken telefonunun şarjı doluydu, emindim. Şimdi endişem tavan yapmıştı. Hemen oturduğumuz yere doğru koşmaya başladım.Hayır, orada da yoktu.Tüm hızımla orman girişine güvenliğin yanına koşmaya başladım.
Nefes nefese kalmıştım. Güvenliğin kulübesine vardığımda telaşla içeri daldım. Bir anda televizyonun önünde uyuyan adam irkilerek uyandı. "Ne oluyor kardeşim ne bu tantana" gibi şeyler söylemeye başladı. Bense uyuyor olmasına sinir olmakla ve Evcayı görüp görmediğini bilemeyeceğim düşünceleriyle meşguldüm. Adama cevap vermeden "arkadaşımı gördügünüz mü, birkaç dakikalığına yanımdan ayrılmıştı ama şuan onu bulamıyorum, biz burada kazı için kaldık haberiniz vardır, Ben Talia Petroviç, biliyorsunuz değil mi, onı gördünüz mü? " Diyerek her şeyi sıraladım. Adam anlamsız anlamsız yüzüme baktı ve "Evet, evet kim olduğunuzu biliyorum hanımefendi, şimdi lütfen tane tane konuşur musunuz, arkadaşınıza ne oldu? " "Tamam, tamam. Birlikte kazı için çalışmadaydık, biraz yorulmuştuk bu yüzden Evca kahve yapmaya arabaya gitti, araba bildiğiniz üzere bize yakın ama uzun süre dönmeyince bende peşinden gittim. Ancak otoparkta kimse yoktu Onu bulamıyorum "dedim.Güvenlik" her yere baktınız mı, onu aramayı deneyin.Buradan öylece gitmiş olamaz. "dedi." evet, evet onu aradım her yere baktım yani muhtemelen gidebileceği yerlere ve aradım ama telefonu kapalı, giderken açıktı ve şarjı vardı eminim."dedim.Adam suratıma Dünyanın en önemsiz olayını anlatıyormuşum gibi bakıp"hıhı" deyince sinirlerim tepeme çıkmaya başlamıştı. "bana yardım edecek misiniz artık? Kameralara bakabilir miyim nerede olduğunu bulabiliriz"dedim.Adam bir süre yüzüme bakıp " pekala elbette, gelin kayıtları açayım"dedi.Ve arkasındaki bilgisayara yöneldi. "buyurun oturun isterseniz" dedi.Aceleyle oturdum. Bir dakika bu biraz garip miydi? Ayrıca hiç birşey açmıyordu.Tam hadi açacak mısın diyecekken yüzüme bir şey fıslatıldı ve gözlerim karardı..
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Işığı Gölgeleri
Fiksi IlmiahAlanında başarılı arkeologlar olan Evca ve Talia'nın hayatları, karşılarına çıkan bir işle tamamen değişecektir.Kazı sırasında Antik Ay geçidi bulan iki arkadaş, bu sayede evren değiştirmeyi başarır ancak kendi evrenlerine geçiş yolunu kaybederler...