-OLASILIKLAR-

44 7 3
                                    

    

             "𝘎𝘦ç 𝘬𝘢𝘭𝘮𝘢𝘬𝘵𝘢𝘯 𝘬𝘰𝘳𝘬𝘶𝘺𝘰𝘳𝘶𝘮
               𝘢𝘮𝘢 𝘢𝘺𝘯ı 𝘻𝘢𝘮𝘢𝘯𝘥𝘢 𝘢𝘤𝘦𝘭𝘦
               𝘦𝘵𝘮𝘦𝘬𝘵𝘦𝘯 𝘥𝘦 𝘬𝘰𝘳𝘬𝘶𝘺𝘰𝘳𝘶𝘮."


Çıkan kişiyi -kendimi- bu şekilde görmek fazlasıyla garipti. Ben, çok farklıydım. Karşımdaki uzun mor elbiseli, düz, uzun ve bakımlı saçlı,krem rengi şirin bir çanta ve şapka takan bu kız ben miydim.İtiraf etmeliyim ki, kendimi dışarıdan izlemek biraz korkutucuydu. İşin ciddiyetinin o an farkına varmıştım. Evcaysa öylece izliyordu. Karşımdaki kız -yani ben- elimde çantayla birini bekliyordum. Birkaç dakika biriyle mesajlaşarak bekledim. Sonra karşıdan bir kız göründü, ona el salladım, kız yaklaştı.Buluştuk ve selamlaştık. Bu kız, bir yerden tanıdık mıydı ne.Bir süre yüzüne bakıp anlamaya çalıştım onlar konuşurken ve sonunda tanıdım.Tanıdığım gibi içimde kırılmış bir şeyler hareketlenmişti.Bu, oydu. Bu Evrende biz hala arkadaştık.

Dikkatimi Evca dağıttı.
"Hala nereye bakıyorsun Tali, gittiler bile"
"Ne? pardon şey, dalmışım da"
"Garipti değil mi, yani biraz da rahatsız edici"
"hıhı"
"ne oldu sanki canın sıkıldı, en azından sen kanlı canlısın kızım ben daha ortada bile yokum, hem o kız kimdi, burada beni pek sallamamışsın galiba"

Güldüm.

"Ee kızı tanıyor muydun merak ettim"
"Evet.Eski bir arkadaşımdı."
"Benim kadar önemli biri değildir herhalde he" deyip omzuma vurup ortamı dağıtmaya çalıştı Evca.

Önemli biri değildi tabii.Ve evet, evet Evca, sen beni onun gibi yarı yolda bırakmamıştın.

"Herneyse, hadi kalkalım ve ne yapacağız onu düşünelim" dedim. Üstümüzü silkeleyip kalktık.

Yaşadığımız evin sokaklarından geçtik.Buralarda da farklı pek birşey yoktu. Sadece insanların neredeyse hepsi sokakta yürürken maske takıyordu.Çok garip gelmişti bize. Acaba neden maske takıyorlardı. Hava kirliliği benzeri birşey miydi yoksa veba gibi bir hastalık tekrar mı yaşanıyordu.Yada korona. Neyse ki -yüzümüzü gizlemek niyetiyle almış olsakta- bizimde maskemiz vardı. Ayrıca Çok şanslıydık, herkes taktığı için dikkat çekmeyecektik.

Bir süre yürüdükten sonra bir bakkalın önünde durduk. Eva"karnın acıktı mı" diye sordu. "yani biraz" dedim. Bildiğim kadarıyla en son dün gece -aliemia'da- birşeyler atıştırmıştım."Ben aşırı açım hadi birşeyler alalım" dedi Evet. Kafa salladın ve birlikte bakkala girdik. Küçük bir mahalle bakkalıydı.İçeride kasanın yanında televizyon izleyen bir adam vardı. İçeri girdiğimizde bize baktı ve biz de ona baktığımız için baş selamı verdi.Evcayla karnımızı doyuracak birşeyler aramaya başladık. Birkaç dakika rafların arasında dolaştık.Bu kızın parası ne kadardı ki. Keşke bende yanıma almış olsaydım.Derken Evca elinde birkaç bisküviyle yanıma geldi. Uzaklaştığını fark etmemiştim. "bak birkaç bisküvi falan aldım, bir iki tane de meyve suyu, su, noodle falan alsak bizi birkaç gün idare eder dimi" dedi. "Eder eder" dedim. Derken bir anda dikkatimi Televizyonun sesi çekti. Evcaya durup dinlemesi için tek parmağımı kaldırarak işaret ettim. Televizyondaki haber'de şöyle deniliyordu; "Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve şiddetli akut solunum yolu sendromuna %80 benzerliği bulunan yeni tip koronavirüsü, 440 kişide tespit edilirken 9 da can kaybına neden oldu. Henüz aşısı veya ilacı bulunmayan "nCoV" un salgına dönüşmesi halkta tedirginliği artırıyor..." Evcayla dönüp birbirimize şok içinde baktık.Onca evrenin arasından koronanın bu zamanda olduğu evrene mi geçmiştik.Lafımı geri alıyorum, pekte şanslı değildik. Evca hızlıca elindekileri kasaya bırakıp parasını ödedi ve bakkaldan çıktık. "İnanamıyorum ya" dedim " "işe bak, koronanın yıllar sonra başladığı evrene gelmekte yanii" diye ekledim. Evca da " Çok sinir bozucu,yani böyle birşey yaşayıp böyle döneme denk gelmemiz.Neyse ben gidip gazete falan alayım bari de haberdar olalım neler döndüğünden.Gidip alıp geliyorum" diyerek bakkala geri döndü. Birkaç dakika sonra elinde gazeteyle geri geldi. Bir bank bulup oturmak için bir süre yürüdük. Sonunda mahallenin aşağısındaki parka girdik. Bir banka oturup hemen gazeteyi okumaya başladık. Gazetenin ilk sayfasında büyük harflerle "KORONA VAKALARI ARTIYOR" yazıyordu. Biraz daha inceledikten sonra neredeyse tüm sayfaların Korona hakkında olduğunu gördük. Sokağa çıkma yasakları, aşı, Çin, ölümler, maske takma ve dezenfektan kullanma uyarıları, hastalık belirtileri... Birde başımıza salgından korunma çıkmıştı şimdi. Hemde, sokağa çıkma yasağında ne yapacaktık? Sonra hemen tarihe baktık. Yıl aynı mıydı merak ediyordum. Evet, 2034 yılı, Ağustos ayındaydık. Yani tam olarak geldiğimiz zamanda.Sonra gazetenin altındaki ev kiralarıyla ilgili haberi görünce aklıma acilen kalacak yer bulmamız gerektiği geldi. Aynı şeyleri düşündüğümü anlamış olacakki Evca " hemen kalacak yer ve bir iş bulmalıyız. İş bulmanın kolay olacağını düşünmüştüm ama bu mesele bizi zorlayabilir" dedi. Of Evca of hepsi senin başının altından çıktı zaten dedim içimden. "hava kararmadan acele edelim o zaman hadi kalk" dedim. Kalacak yer aramak üzere yola çıktık.

Ay Işığı GölgeleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin