"En fazla ne olabilir ki?"
●●●
"Sana inanamıyorum Hunter,bunu nasıl yapa bilirsin Mona'ya"
Ahizeden yükselen ses her dakika biraz daha hiddetleniyordu. Annem gerçekten de öfkeden kuduruyordu.
"Nasıl şehrin ortasında onu döversin!Aklım almıyor."
Sustukça konuştu ve konuştu... nihayetinde ona cevap vermeyeceğimi anlayınca lanetler savurarak telefonu yüzüme kapattı. Kalbim kırılmadı değil aslında,beni dinlemeden o kızın huyunu bilmesine rağmen,abarta abarta ve muhtemelen yapmadığım şeyleri de içine katarak anlattıklarını dinleyerek kendi kızına böyle davranması...yine de bunu ona ayrı ödeteceğim. Araçtan indikten hemen sonra Monayla birbirimize girmiştik.
Alışveriş için nihayet mağazalarla dolu caddeye çıktığımız da Mona ben fark etmeden duvar boyayan ustaların boyasını alarak kafamdan aşağı boca etmişti. Her insanın yapacağını yaparak o anki öfkeyle bir iki yumruk atmıştım ama ellerimi cırmalayınca saç başa girmiştik. Çevredeki insanların ayırmasıyla beraber çantasını aldığı gibi gitmişti. Bense kuaföre geçmiş boyayı temizletmiş ve uzun zamandır bakımsız olan saçlarımı boyatmıştım.
Kızıldan,bakıra geçiş çok fazla fark sayılmazdı aslında.
"Fön çekmemizi de ister misiniz?"
Benimle ilgilenen genç kıza gülümseyerek "Olur" dedim. İşte ilk günü olduğu için çok heyecanlıydı ayrıca çok atik ve zekiydide. Aklıma az önceki telefon konuşmam geldi.
Muhtemelen Mona benden sonra bir yolunu bularak eve dönmüş ve annemlere bine bin katarak anlatmıştı. Küçüklükten beri böyleydi. Zihnim hatırlamak istemediğim bir anıya döndü.
"Annemin bizi buraya kaydetmesi çok iyi olmadı mı Hunter,hem sen de okulda çocuk dövmek yerine burda döversin"
"Sus!"
"Aman sen de,zaten hep kavgacı bir sosyopattın. Neden kendini beğenmiş gibi takılıyorsun ki!? Benden daha çirkinsin"
"Ama daha zekiyim! Gitsene başımdan odaklanamıyorum"
"Beceriksiz bir ahmaksın"
Ondan sonra Mona saçımı çekmişti,
aynısını ona yaptığım da ise büyük bir çığlık atarak sanki onu çok kötü dövmüşüm gibi ağlamaya başlamıştı. Bize dövüş dersi veren hocamız panikle gelmiş ve ne olduğunu anlamaya çalışmıştı."Öğretmenim,bu Hunter beni dövdü! Saçlarımı çekti,yere düştüm. Düşünce de üzerime atıldı,kuşağımı çekti,başımı yere vurdu"
"Aman tanrım Hunter!"
Aslında hiç bir şey yapmamıştım ama Mona hoca gelmeden önce saçını da kuşağının duruşunu da bozmuş ve öyle bir hava katmıştı kendine. Onun yüzünden bir hafta evden çıkamama cezası almıştım. Hatırlayınca yüzüme hüzünlü bir ifade çöktü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzünün Çocukları
FantasyMasallar nasıl başlar bilirsiniz,her zaman tuhaf ama bilindik bir tekerleme gelir en başında. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; pireler berber, develer tellal iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken bir karı koca varmış... Şimdi...