X.BÖLÜM | Sanki Hep O Olması Gerekiyormuş Gibi |

819 73 78
                                    


Bu bölüm sadece Modern (2023) Taekook var ve 6200 kelimeyle uzun bir bölüm oldu, bol bol yorum yaparsanız çok sevinirim, iyi okumalar.

Chase Atlantic - Into It.

|

2023

Onun yanındaydı

Onunla ve onun bedeninin hemen yanı başında yatıyordu. Gözlerini kırpıştırarak hemen yanındaki adamın uyuyan bedenini inceledi yüzündeki anlamsız gülümsemeyle. Birkaç saat önce pencereden yüzüne değen güneş ışığıyla birlikte uyanmış sonrasında ise gözlerini bir an olsun kapatmadan karşısında uyuyan adamı incelemişti.

İşaret parmağını alnının hemen üzerine düşen saç tutamına doğru götürdü ve uyanmaması için özenle geriye yolladı. Hala bir eli sımsıkı diğerinin elini tutuyordu. Sanki uyurken ondan gitmemesi için daha bir sıkı sarılmıştı ellerine. Ve işe yaramıştı. Küçükken annesi onun elini sıkıca tutup uyumasını izlerdi şimdi aynı şeyi sarhoş olup unutmak isteyen adama karşı yapmıştı ve elleri altında güzel bir uyku çekip uyumuştu tüm gece.

Kim Taehyung, diye geçirdi içinden Jungkook. Adı dökülmedi dudaklarından fakat zihni okudu en güzel harflerin birleşimini. Belki de kazınmıştı çoktan zihninin en güzel yerine adı. Gülümsedi yeniden. Onu uyandırmak istemiyordu. Dün gece nedenini bilmediği bir şekilde canının yandığını ve bu yüzden de içip sarhoş olduğunu anlamıştı.

Elini yavaş hareketlerle kurtardıktan sonra uyanmamasına büyük bir özen göstererek yataktan çıktı. Aşağıya inip kahvaltı hazırlamak istiyordu. Dün gece gelirken nöbetçi eczane bularak birkaç ağrı kesici almıştı ertesi gün uyandığında sarhoşluğun verdiği tahribatı önleyebilmek adına. İlaçları içmesi için de iyi bir kahvaltı yapması gerekiyordu. Kahvaltı yaparken sohbet edip dün geceki derdini de böylelikle öğrenebilirdi.

Jungkook'un aklından ise dün gece yatağında yalnız başına bıraktığı sevgilisi gelmemişti. Bir an olsun onu düşünmeden bir gece geçirmişti yanında uyuduğu adamla birlikte. Aklında ise sadece bunu bir an önce bitirmeliyim düşüncesi geçiyordu. Çok uzamıştı çok yormuştu ve artık birilerinin ne kadar kırılacağını düşünmeden en azından kendisini düşünerek hareket etmeliydi.

Aşağıya indiği sırada mutfaktan gelen seslerle birlikte duraksadı önce.

''Ne oluyor lan?'' diye mırıldandı kendi kendine. Her ihtimale karşı yan tarafta bulunan vazoyu alıp mutfağa doğru ilerledi. Ses çıkarıp Taehyung'u uyandırmak istemiyordu fakat gelen sesler evde birisinin daha olduğunu gösteriyordu. Ancak aklında olan şey hangi hırsız mutfakta dolaşırdı ki?

Hızlı adımlarla mutfağa doğru ilerledi ve mutfağın kapısını hızla açtı. Vazoyu rastgele fırlatacağı sırada karşısında gördüğü kişi ise son anda duraksamasına neden oldu. Asıl tuhaf olan şey ise karşısındaki kişinin de ona doğru bıçak fırlatmak üzereyken son anda durmasıydı.

''Ulan ne öyle geliyorsun, aklım çıktı,'' dedi Yoongi elindeki fırlatmak üzere olduğu bıçağı sinirle kesme tahtasının üzerine batırarak. ''Az daha alnının çatına yiyordun bıçağı.''

''Asıl senin sabahın köründe mutfakta ne işin var?'' dedi Jungkook nefes nefese kalmış bir şekilde. Elindeki vazoyu rastgele bir yere koyarak ona doğru yaklaştı. ''Hırsız gibi giriyorsun eve bir de polissin. Hala anlamış değilim zaten nasıl polis olduğunu.''

''Ne alaka lan?''

''Anlamıyorum çünkü arkadaşının birisini kaçırmasına müsaade edip göz yumuyorsun, sonra evine hırsız gibi giriyorsun. Polis olduğuna emin misin acaba?''

The Royalty | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin