SAPIK -BXB

[-23-]

"Test kitaplarınızı açın sessizce te-" Sınıftaki yüksek sesli konuşmalar başlayınca hoca sözünü bile bitiremediği için bize 'sizden adam olmaz' bakışı atıp kendi masasına oturdu.

Başımı sıraya yaslayıp Ediz'e baktım. Saniyeler sonra o da gözlerini bana çevirdi.

"Sıkıldım." Diye mırıldandığım da gözlerini üzerimden ayırmadan ben gibi başını sıraya yasladı.

"Ben de."

"Ne yapalım?" Şerefsizce sırıttığında kaşlarımı çattım.

"Ne piç gibi sırıtıyorsun?" Dudaklarını yalayıp gülümsemesine engel olmaya çalıştı.

"Boşver."

Bir elimi kaldırıp yanağında oluşan gamze çukuruna işaret parmağımı koydum. Duraksadı.

"Ne yapıyorsun?" Dedi gülerek. Tek omuzumu silktim. İçimden gelmişti sadece.

Parmağımı biraz bastırdığımda birden dilini parmağımın altına dayadı ve yanağının üzerinden dilini hissedince hızla parmağımı çektim.

"Lan." Dedim yüzümü buruştururken ama gülmüştüm de. "Sakso teklifi miydi bu şimdi?"

Sırıtarak başını salladığında gülerek gözlerimi devirdim. İlk defa yeni tanıştığım biriyle böyle konuşuyordum ama garip bir şekilde Ediz yabancı hissettirmiyordu.

Dakikalar sonra sınıfın kapısı tıklatıldı ve saniye bile geçmeden kapı açılarak içeri üst sınıflardan Kerim girdi. Uzun boyuyla hocanın masasına ilerlerken bir sürü göz ona çevrilmişti bile. Çok yakışıklı ve havalı bir çocuktu.

Hayır, bu sefer 'Emre kadar olmasa da' demeyeceğim çünkü Emre'ye kırgınım.

"Buyur Kerim." Dedi hoca anında Kerim'e gülümserken.

Kerim, hocaya bir kağıt uzatıp bir şeyler dedi ve saniyeler sonra sınıftan çıktı.

"Kim bu çocuk?" Dedi Ediz sırıtarak onu izlerken.

"Kerim, üst sınıflardan." Dudaklarını yaladı.

"Sevgilisi falan var mı bunun?"

"Taş gibi çocuk, vardır herhalde." Dedim emin olamayarak. Birkaç selamlaşmamız olmuştu ama kendisini pek tanımıyordum.

"Ah be." Dedi suratını asarken. Kaşlarımı çattım.

"Böyle tipleri mi seviyorsun?" Başını tekrar sıraya yaslarken gülümsedi. Çapkın bir gülümsemeydi... sanırım?

Cıklayıp "Kumral ya da sarışın seviyorum." Dedi ve gözleriyle saçlarımı işaret etti.

Kaşlarım daha da çatıldı ama bir şey demedim. Emre'yi sevdiğimi biliyordu zaten, niye bana yavşıyormuş gibi gelmişti. Sürekli taşak geçiyorduk hem, ciddiye almamalıydım.

İzlenme hissiyle gözlerimi sınıfta gezdirirken bakışlarım bizi izleyen Emre'yi buldu. Yine izliyordu...

Beklemediğim şekilde gözleriyle aşağı taraflarımı işaret ettiğinde kaşlarımı çatıp yere baktım. Ceketim yere düşmüş, onu kast etmiş.

Bir an götümü işaret ediyor sandım.

Hızla ceketimi aldım ve üstünü sirkeleyerek sıranın altındaki bölmeye sıkıştırdım.

Tekrar Emre'ye baktığımda gözlerime benden bir tepki ister gibi bakıyordu. Burun kıvırıp tripli bir şekilde başımı başka yöne çevirdim.

Salak ben dayanamadım ve birkaç saniye sonra göz ucuyla ona baktım.