Herkes yanlış anlamış. Sonraki bölüm final.
***
Gözlerim karşımdaki televizyondayken izlediğim şeyin ne olduğunu, baktığım kadının ne anlattığını hiç bilmiyordum. Konuştuklarını da anlayamıyordum. Ki anlamak için hiçbir çaba ve dikkat de göstermiyordum.
Kafam o kadar doluydu ki. Kendimi tekrar Emre'yle aramızın kötü olduğu o dönemdeymiş gibi hissediyordum. Ama bu sefer tek başımaymışım gibi.
Teyzem, Emre, çevremdekilerin hepsi bana 'bu fırsat kaçmaz' diyordu. Ama ben gitmek istemiyordum, bunu da defalarca dile getirmiştim. 'İstemiyorum' cevabının nesinden anlamıyorlardı.
O geceden beri dört gün geçmişti ve Emre bana ne tek bir mesaj atmıştı, ne de aramıştı. Sömestr tatilinde olduğumuz için de okulda karşılaşma gibi bir ihtimalimiz de yok. O hiçbir yaşama varlığı göstermeyince ben her şeyi siktir etmiş, ona 'Napıyorsun?' Diye tek kelimelik kısa bir mesaj atmıştım.
Teyzemle konuştuğum gece kendimi o kadar kötü hissetmiştim ki, Emre'ye sığınmak istemiştim. Ona ihtiyacım vardı. Fakat Emre üç gündür beklememe rağmen yinede mesajıma bakmamıştı.
Beni bu kadar çabuk mu hayatından çıkarmıştı, yoksa yalnız mı kalmaya çalışıyordu?
Onun yalnız olmaya ihtiyacı olsa bile ben yalnız olmak istemiyordum. Ben yalnızlığı sevmezdim.
Şu an küçük çocukların yaptığı gibi bağıra çağıra ağlayıp Emre'yi istemek istiyordum. Gelsin istiyordum.
Hem ben çok özlemiştim onu, o beni özlememiş miydi?
"Yankı." İsmimin bilmem kaçıncı defa anılmasıyla gözlerimi kırpıştırdım ve başımı kaldırdım. Teyzem bana endişeli bir ifadeyle bakarken "İyi misin?" Diye sordu.
"Ne oldu?" Dedim sorusunu duymazdan gelerek. Yeni fark etmiştim beni izleyen annemi.
Annem, "Yavrum sen de bavulu topla artık, yarın erkenden uçağa yetişmeliyiz. Şimdi hazırlasan daha iyi olur." Dedi ve ayakta, karşımda durdu.
"Gelmiyorum ben." Dedim ona değilde televizyona bakarken.
Annem sıkıntılı bir nefes verdi. "Oğlum daha kaç kere konuşacağız bu konuyu? Küçük çocuk değilsin, anlıyorsun beni. Aynı şeyleri tekrarlatma lütfen. Ben de yardım edeceğim giysilerini ayırmana."
Zaten günlerdir hissettiğim ağırlık yüzünden gözlerimde tekrar bir sızı hissederken en sonunda başımı kaldırıp ona baktım. "Gelmiyorum." Ağlamamak için kendimi tutuyordum ama sesimin titremesine engel olamamıştım.
"Yankı lütfen yine başa sarma." Dediğinde ona dişlerimi sıkarak bakıyordum.
"Başından beri aynı şeyi söyleyen bendim, siz kendi kafanızda kuruyorsunuz."
Teyzemi de dahil etmemle teyzem gözlerini kaçırdı. Ardından bir elini annemin koluna koydu. "Abla gelmek istemiyor işte, zorlamayalım." Teyzemin de kendini bu konuda kötü hissettiğini biliyordum.
"Zorlamıyorum," dedi annem, teyzeme dönerek. "İkna etmeye çalışıyorum. Gelip denese elinden bir şey gitmeyecek ya."
"O kadar kolay değil işte..." diye mırıldandım başımı eğip. Gözlerim hemen dolmuştu. Zaten günlerdir kendimi tuttuğum için şimdi dayanamıyordum.
"Yankı abartma." dedi annem. Abartmıyordum ki...
"Abla normal çocuğun gelmek istememesi." Dedi teyzem annemi ikna etmeye çalışırken.
Annem bana öfkelenmiş olmalı ki "Niye ağlıyorsun Yankı?!" Dedi ama ses tonu fazla yüksek çıkmıştı. Başımı kaldırıp dolmuş gözlerimle ona baktım. Annem sesini yükselttiği için pişman bir halde bakıyordu ama bana sinirlendiği de belliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAPIK -BXB
Random0532..: Meme Taş çocuk: Anlamadım? 0532..: Memeleriniz diyorum beyefendi memeleriniz -Yarı texting-