Bölüm 5

123 15 1
                                    

Bugün iyi insanların günüymüş, bugün benim en kötü yanımın doğum günü oldu...

.

.

.

.

.

.

.

.

.

Bazen öyle şeyler yaşarsınız ki kendinizi yaşadıklarınıza kaptırıp zamanın akışını unutursunuz. O döneme girdiğinizde neye uğradığınızı şaşırırsınız başta, zamanla alışırsınız ve yadırgamamaya başlarsınız. İşte bu o dönemin en tehlikeli aşamasıdır. Normal olmayan şeyleri normal olarak görüp kabul ettiğiniz o aşamaya geldiniz mi aslında siz öylesine yaşamaya başlarsınız. Her şeyi öylesine yaşamak... 

(11 yıl önce)

- Dilaaayyy!

Annemin sesini duyunca elim ayağım birbirine iyice karıştı. Bugün ailecek ablamın yeni işi şerefine yemek yiyecektik. Ablam hep kendi ayakları üzerinde duran güçlü bir kadın olmuştu. Bende her zaman ona özenmiş onun gibi olmaya çalışmıştım. Böyle bir ablanızın olmasının nasıl gururlandırdığını bir bilseniz.

- Dilay kızım ne oluyor içeride Osmanlı - İngiltere savaşını tekrar mı yazıp çizdin naptın?

Babam ve tarih aşkı... 

- Ya baba genç kızlar geç hazır olurlarmış.

Başkası kardeşim olamazdı. Bu çocuk benim kardeşim olmasaydı gider bulur yine kendi kardeşim yapardım, o derece yani siz düşünün sevgimi.

- Lan olum ablan hakkında düzgün konuş dayak yersin.

Korumacı abimde konuştuğuna göre artık odadan çıkma zamanım gelmiş demektir.

- Ben de hazırım artıkk hadi çıkalım mı?

Hepsi aynı anda bana hayranlıkla bakınca zevkten dört köşe oldum. Bunca hazırlanmam tabi ki sadece ablamın özel günü için değildi. Aslında oradan sonra Toprak ile buluşacaktık. Geçen sene tanıştığım o beyefendi ile... Bana o kadar özel hissettiriyor ki... Ona hayranlığım her geçen gün artıyor.

- Hadi gidelim mi?

- Aynen hadi çocuklar gidiyoruz.

Babamın sözü ile herkes ayaklandı ve evden çıkıp arabaya bindik. Kutlamayı yapacağımız restauranta varınca arabadan inmeden önce ben buradan çıkışta bir arkadaşımla plan yaptığımızı bu yüzden oraya gideceğimi söyledim. Ailem baskıcı bir aile olmadığı için eve geç gelmemem şartı ile izin verdi. Şu an o kadar mutluydum ki... Heyecandan kalbim ağzımın içinde adeta "Toprak ile buluşacaksın!" diyerek atıyordu. 

Yemek bitince bende izin alıp ayaklandım. Söz verdiği gibi tam zamanında sahilde beni her zamanki bankta bekliyordu.

Yanına gidip oturduğumda bana bakıp hafif tebessüm etti.

Kombinimi yorumlamamıştı. Beni beğendiğini söylememişti. Kalbim sızlamıştı adeta. Neden Dilay neden?..

- Kusura bakma güzelim benim gitmem lazım sen gelene kadar beklemeyi seçtim çünkü telefonla arayıp gelmeyeceğim deseydim daha çok üzülürdün.

KaçışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin