Bölüm 7

104 13 0
                                    


Bu bölüm kalbi kafasındaki karışık çatışmaların kurbanı olanlara gelsin mi?..

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

Bugün sonunda yaptığım planı gerçekleştirme zamanım. Bugün bu evden kaçacağım ve daha güçlü olduğum gün geri dönüp bu adamın son nefesi olacağım. Toprak az önce iş için yurt dışına gitti ve birkaç güvenliği hariç hiçbir adamı kalmadı o seyahate gittiği için. Hepsi izine çıktı. Evin önünde sadece üç güvenlik var biri odamın penceresinin altında öteki dış kapının hemen önünde ve son olarak sonuncuda evin dış cephesinin kapısında. Evin dış kapısının önündeki ile başlayacaktım çünkü odamın penceresinin altındaki ile başlarsam hemen dikkat çekerim. Toprak'ın öğrettiği kadarıyla kullanmayı öğrendiğin susturucu takılı tabancamı belime saklayıp elime önceden hazırladığım tatlımı aldım. Yüzüme yerleştirdiğim o sahte gülümsemem ile dış kapıyı açtım. Güvenlik hemen bana dönüp ne olduğunu sordu bende ona gülümseyerek size tatlı getirdim dedim. Güvenlik gülümsememe karşılık gülümseyerek bana yaklaştı elimdeki tabağı alıp arkasını dönmüştü ki anında silahı doğrultup kafasına sıktım. Elindeki tabakla yere düşüyordu ki hemen tabağı yakaladım. Ses çıkarsa çok dikkat çekerdim her türlü ihtimale karşı hazırlıklı olsam da temkinli olmakta fayda vardı. Hemen adamı evin içine sürükledim. Üstüme baktım kan bulaşmamıştı elimde de kan olmadığına göre şimdi sıra diğerindeydi. Odamın penceresinin altındaki adamda. Onu kandırmak daha zor olacaktı çünkü genelde konuşmayı hiç sevmeyen, soğuk ve ketum biriydi. Onun içinde elbet planım vardı onu öldürmekte benim için fazla zorlayıcı olmayacaktı. Yanına gidip tatlı yaptığımı arkadaşını da çağırıp beraber gelip yemelerini söyledim. Hemen itaat edip arkasını dönüp gidiyordu ki onu da hakladım. Sonra onu da yerde sürükleyerek eve taşımaya başladım. Her şey düşündüğüm gibi çok basit ilerliyordu. Bu kadar basit olması tuhaf değil miydi? Neyse Dilay bugün bu evden gitme günün Allah'ta yardım ediyor gitmen ve kurtulman için. İç sesim adam öldürüyorsun ne yardımı birazdan kötü çok kötü şeyler olacak bekle, diyordu. Bunları fazla düşünmemeliyim diyerek kafamı kendime gelmek için salladım ki kafamda bir şeyin varlığını hissettim ve birkaç adım sesi...

- Bu kadar basit olamayacağını düşünmüşsündür değil mi karıcım?

Toprak? Gitmemiş miydi? Aptal kız onca olanlara rağmen nasıl olurda her şeye rağmen onun gittiğine inanabilirsin? Her şeyin bu kadar çocuk oyuncağı gibi kolay olabileceğine nasıl inanırsın? Sertçe yutkunup doğruldum. Arkama yavaşça döndüm ve gözleri öfkeyle koyulaşan Toprak'a baktım. Bu gözler her böyle baktığında biri ölürdü peki bu sefer ölecek kişi kimdi? Beni öldürecekti değil mi? Sonunda kurtuluşum böyle bir sonla mı olacaktı? Yaşamadan ölecek miydim? Özgürlüğüm ölümümle mi gerçekleşecekti, sahiden böyle bir sonu mu hak etmiştim ben? 

- Ölecek miyim?

-Evet.

Tekrar sertçe yutkundum. O kadar kötü anlarınız olur ki her seferinde ölmek istersiniz, ölümün sizi kurtaracağına o kadar inanırsınız ki ona kavuşmak için yalvarırsınız. İşte öyle olmuyormuş, öyle ölmeyi isteyince nasıl ölmüyorsanız ölüm size kucak açtığında da onun kucağına atlayamıyormuşsunuz. Öyle basit bir durum değilmiş ölüm, lafta çok basit gibi gelen o kelime şu an bir nefes uzağımda. Son nefesi olmayı istediğim adamın son nefesim olmasını  sağlayacak kadar acımasız bir kelime ölüm. Annem, babam, ailemin tamamı, kardeşim gibi gördüğüm kız ölürken de bu denli acıyan kalbim şimdi de kendi ölümüme mi yanıyordu. Bu sefer neye tutuşup yanmıştı kalbim, ne için böyle kıvranıyordu, ölümümün bu adamın elinden olacak oluşuna mı yoksa ailemin ve arkadaşımın intikamı alamadan ölecek olmama mı? Neye yanıyordum, neyeydi bu sitemim?

Gözleri öfke ile taşıyordu iddialıydı beni burada öldürecek sonrasında da bedenime kim bilir ne yapacaktı? Gözlerimi kapattım ve geri sayım başladı. 

1

Annemin, babamın, ailemin öldüğü gün geldi gözümün önüne ilkin

2

Bu sefer kardeşim dediğim kızı öldürdüğüm an geldi gözlerimin önüne dayanamadım bu iki ağır yükün altında eziliyordum göz yaşlarımı da tutarak daha fazla ezilemezdim.

Ve 3 

İşte sonun Dilay, her şey bitti derin nefes al. Son nefesini ilk nefesinmiş gibi al.

Son bir ses son bir çınlama ardından son bir karanlık. Hayır bu sefer çok daha karanlık bir aydınlığın içindeyim. Kurtuluşun adı altında bir çırpınma ve acı çekme yatıyordu. Daha ne kadar böyle devam edecekti? Neden hala ölmüyordum, neden işimi bitirmemişti?

Gözlerim açılamayacak kadar ağırlaşmıştı bende engel olmak istemedim sanki tüm hayatım bunu yapmama bağlıymış gibi o ana bağlı kaldım. Uyandığımda yeni bir adım attığımı fark edeceğimi düşleyerek uyudum.


KaçışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin