Merhaba canlarımm! 5. Bölüm sizlerle. Eminim ki bu bölümü hiç olmadığınız kadar seveceksiniz. Bundan sonra anlatımlar Yalçın'ın üstüne olacak. Ve bu yazdığım en uzun 2. Bölüm olacak. Sonlara doğru büyük bir aksiyonun içine sürükleyecek bu bölüm sizi KQĞDKAİLFĞWLFĞSKF her neyseee keyifli okumalarrrr. Yorum yapmayı unutmayınn.
2 Hafta Sonra
Yağız'ın anlatımından
O gün kütüphanede verimli saatler geçirmiştik ve gayet güzel bir gündü. Fakat Yalçın'da bir şeyler vardı. Birkaç saniye yerinde sabit kalmıştı, nefes alamamıştı, ardından sendeleyerek sandalyenin üzerine düşünce hepimiz korktuk ve Lavinya refleksle Yalçın'ın kolunu tutarak endişeli gözlerle ona baktı. Yalçın önemli olmadığını söyleyerek saate baktığında geç olduğunu gördü ve bize söyledi. Hepimiz onunla beraber toplanmaya başladık. Kütüphaneden çıkınca biraz gezindikten sonra tatlıcıda tatlı yedikten sonra çıktık. Biraz daha gezerken Gürkan'ı gördük. Sedef'in Gürkan'ın zamanında onu sevdiğinden haberi yoktu ve olmasını da istemiyordum. Onu yanımıza davet edince Yalçın yerinde rahatsızca kıpırdanmıştı ve Gürkan Yalçın'a çok tuhaf bakıyordu. Bunu hepimiz görmüştük. Eve gitme vakti geçince Gürkan ile tek tek vedalaştığımızda sıra Yalçın ile Gürkan'a gelince ikisi de birbirlerine ölümcül bakışlar attığında yalandan öksürdük. Lavinya gülerek onun kolunu çimdiklemişti. Bir kere el sıkışıp anında ellerini bırakmışlardı. Bu tuhaftı ama üstüne düşmedik. O gün çok tuhaftı ama kendimi iğrenç hissediyordum. Sanki bir şey olacak ve bunun suçlusu benmişim gibiydi. Bunları kafamın içindeki raflardan birine kaldırdım ve çalışma masama geçtim. Üniversite sınavına son 2 hafta kalmıştı. Artık daha fazla çalışmalıydım ve deneme çözüyordum. Gerçi ben hukuk bölümünü çok istiyorum fakat gelmeyecek diye düşünüyorum. Hadi bakalım, hayırlısı.
Yalçın'ın anlatımından
O günden sonra hep o hisle yaşamaya başlamıştım. Artık ağlayacak raddeye gelmiştim. En son nefes alamıyordum ve dizlerimin üstüne düşmüş bir haldeydim. Kendime geldiğimde nefes alabildim, gücümü toplayıp ayağa kalktım ve kendime geldim. Fakat hâlâ aşırı gergindim ve çok korkuyordum. Sebebi neydi, işte bunu bende bilmiyordum. Ayağa kalktım ve binadan çıktım. Markete gidip makarna ve cips alacaktım. Ama bize en yakın olan market ara sokakların oradaydı ve pek hafif olmasa da karanlıktı. Bu, korkumu tetikledi ama telefonumdan rahatlatıcı bir müzik açarak kendimi müziğe vererek ilerledim.
Biraz ilerledikten sonra tanıdık bir ses, "Yalçın!" Diye bağırınca korkumdan sıçrayarak sese doğru döndüğümde Gürkan'ı gördüm. Bir elimi göğsüme bastırdım ve diğer elimdeki baş parmağımı damağıma koyarak başımı yukarıya doğru hafif ittirerek ödüm patladı, gibi bir hareket yaptım. Gülerek, "Korkuttuysam özür dilerim. Bu saatte ne işin var lan burda? Manyak, korkudan titriyorsun az cesaretli ol." Deyince güldüm. "Ya oğlum korkmuyorum mal mısın? Bugün içimde kötü bir his vardı sen bide öyle bağırınca aniden irkildim." Dediğimde kafasını salladı. "Ee, yolculuğun nereye?" Diye sorunca, "Markete gidiyorum. Sen nereye gidiyorsun? İstersen beraber gidelim." Diye sorularımı sordum. "Babamla biraz tartıştım. Evim zaten biraz ileride. Hava almak için çıkmıştım ve teşekkürler, markete gelemem. Eve geçiyordum zaten." Deyince kafamı tamam anlamında salladım. "İyi tamam hadi yarın görüşürüz okulda." Deyince "Tamam," dedi. Tam giderken tekrar seslendi. Ona doğru döndüğümde beni şaşırtacak bir şey dedi. "Yağız'ı rahat bırak artık. Ya oğlum o kıt beynin algılamıyor mu? Senden rahatsız oluyor. Bir sal çocuğu, düş yakasından yeter! En yakın arkadaşımı elimden çaldığın yetmiyor, benim onunla konuşmama bile fırsat vermiyorsun. Kendinden başkasını düşünmeyen bencil, aptalın tekisin!" Diye bağırınca gerçekten afalladım. O kadar çok şaşırmıştım ki ses tellerim kelimeleri ağzımdan sesli bir şekilde çıkarmama izin vermedi. Demek ki bu konuşmayı yapacağımız için bu his vardı içimde. "Gürkan ne saçmalıyorsun lan sen? Yağız bana her şeyi anlattı. Benim senin en yakın arkadaşını çalmak gibi bir amacım yok. Ayrıca ben en ezından senin gibi en yakın arkadaşımın sevdiğini sevmiş gibi yapmadım. Sen sevmemiştin bile üstelik. Sen şimdi karşıma geçip böyle yüzsüzce konuşamazsın!" Diye gürledim. Gürkan sinirden kırmızı olmaya başlamıştı. "Kes sesini! Bir halt bildiğin yok. O yüzden sus ve bana karşı bir daha sesini yükseltme, yoksa elimde kalırsın, seni bırakmam için de bana yalvarırsın." Deyince hem sinirden hem de söylediği şeyin saçmalığından güldüm. "Yalvarmak mı? Bana bak Gürkan, seni dayak manyağı yaparak eşek sudan gelene kadar döverim. Ee, ortada bir eşek de olmadığına göre durmam için ben yorulana kadar yalvarmak neymiş, görürsün." Diyerek onu laflarımın altında, afallamış suratıyla öylece bırakıp markete doğru gittim. Üstüme laf cambazı tanımam valla. Yalnız iyi laf soktum hee. Bu nasıl bir arkadaşlık? Gürkan, bir zamanlar Yağız'ın sevdiğini sevmemiş gibi yüzsüzce onunla konuşuyor, ben Yağız'ın en yakın arkadaşıyım diye bir de gelip bana ondan uzak durmamı söylüyor. Çok bekler o gerizekâlı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüme Sebep Düşmanlık {GERİ GELİYOR}
Misteri / ThrillerYalçın Ege Karahan, babasının gözde çocuğudur. Fakat, babası onu öldürmek istediği için Yalçın onun gözdesidir. Doğduğu gün kaybolan Yalçın, aslında o gün ölümden de kurtulmuştur. Kendisine son derece tehlikeli düşmanlar edinen Önder, kızını onlarda...