tate bolumu sozu verip charles bolumu aticam dedikten sonra kizlar
☆
Tate derginin sayfalarını çevirirken seni izliyor. Yatağında uzanmış, kulağında bangır bangır müzik çalıyor. Sana görünür olsa bile, orada olduğunu fark edeceğinden bile şüphe ediyor. Kıyafetlerin ve ünlülerin resimlerine bakmakla çok meşgulsün. Çalan şarkıya eşlik ediyorsun, sesin kadife gibi yumuşak.
Bir zamanlar kalbini hızlandıran şey şimdi onu hasta ediyor. Seni izlerken bir damla gözyaşının yanağından aşağı yuvarlandığını hissediyor. Nasıl bu kadar memnun olabiliyorsun? Nasıl mı?
Aylardır seni izliyordu, yarısını senden habersiz yaptı. Ailenin yanına taşındığını gördüğü anda sana sahip olması gerektiğini anladı. Kutuları açarken seni izlediğini, eskiden onun olan odayı artık kendinin yaptığını hatırlıyor. Orada olduğun ilk hafta, evdeki diğer tüm hayaletleri uzak durmaları için uyardı. Sen onunsun, sadece onun.
Sana kendini ilk kez gösterdiğinde, komşu çocuğu gibi davranmıştı. Yüzündeki ifadeyi dün gibi hatırlıyor. Ona öyle bir bakmıştın ki, sanki yeniden hayattaymış gibi hissetmişti.
Cennet gibiydi. Onunla odanızda takılmana izin vermiştin, aranızda hemen bir bağ oluşmuştu. Ona ne kadar kolay açıldığını ve sadece bir hafta içinde onunla arkadaş olmak istediğini hatırlıyor. Her şey planladığı gibi gitti.
Cadılar Bayramı'nda seni sahile götürdü, hayatının en güzel gecesiydi. Sık sık o gecenin nasıl geçtiğini düşünür. Sen ona ilk kez bacaklarını açarken dalgaların kıyıya vuruşunu.
O kadar istekliydin ki, bu onu neredeyse kızdıracaktı. Ama Cadılar Bayramı'ndan önceki bir ay boyunca ona karşı koymanın zor olduğunu biliyordu, bu yüzden sana izin verdi.
O geceyle ilgili her şeyi hatırlıyor. Ona tanıdığın en tatlı çocuk olduğunu söyleyişini, ona sanki dünyadaki tek çocukmuş gibi bakışını. Seni öpen o olmasına rağmen bir saniye bile itiraz etmemiştin. Hatta havlunun üzerine uzanıp pantolonunu çıkarmaya başlayan da sendin.
Sana karşı ne kadar nazik olduğunu, sana aşık olduğunu neredeyse ağzından kaçırdığını hatırlıyor. O gece ona hissettirdiklerin, ölüm ya da yaşamda daha önce hiç hissetmediği bir duyguydu. Çok sıcak, çok yakındın. Kendini zor tutuyordu. Hayal ettiği her şey ve daha fazlasıydı.
O geceden sonra saplantısı daha da arttı. Birdenbire, neredeyse birbirinizi her gördüğünüzde seks yapmaya başladınız. Senin de ona aşık olduğunu düşündü ve buna izin verdi. En azından kendine böyle söylüyor.
Ona her yaklaştığında, uçuyormuş gibi hissediyordu. Onu istedin. Sana özel şeyler yapmasını, iki insanı olabildiğince yakınlaştırmasını istedin. Bu bir onur gibi geliyordu.
"Oh Tate," diye inlerdin. "Sen mükemmelsin."
Hangi pozisyonda olursa olsun sana bakar ve seninle birlikte olduğu için ne kadar şanslı olduğunu düşünürdü. Sen onun rüyalarının, takıntılarının kızıydın. Seni herkesten çok seviyordu. Eğer yapabilseydi, senin için ölürdü, senin için öldürürdü. Hem de hiç düşünmeden. Şu anda bile, hala yapardı.
Şu anda yanağından düşen gözyaşını siliyor ve kendini gösteriyor. Sana doğru yürüyor ve hafifçe dokunuyor. İrkiliyorsun ama o olduğunu anladığında gülümsüyorsun ve kulaklığını çıkarıp yatağında uzanması için yanındaki yeri okşuyorsun.
"Uzun zamandır mı buradasın?" Sen sor.
Tate başını sallıyor ve yatağınıza uzanıyor. "Hayır, pek sayılmaz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
imagine ☆ multifandom
Fanfictiondozunda alınan sakinleştirici gibi, belli bir miktarda hayal kurmak da faydalıdır. zihnin ve emeğin bazen şiddetli olan ağrılarını dindirir ve saf düşüncelerin sert çıkıntılarını törpüleyen, sağda solda eksiklikleri ve aralıkları dolduran, dağınıklı...