12.Bölüm

16 2 2
                                    

Gözlerimi açtığımda hava hâlâ karanlıktı soluma baktığımda uras'ı gördüm bana sarılmıştı komidine uzandım ve telefonumu alıp saate baktım 4.23'tü boğazım kurumuştu yataktan kalktığım anda Uras kolumdan çekti uykulu bir ses ile

"Nereye gidiyorsun"dedi güldüm ve

"Boğazım kurudu su içip gelicem"dedim elimi bırakmadan kalktı ve başını omzuma koydu

"Beraber gidelim"dedi güldüm aşağı indik Gürkan'ı gördüm onu uyandirmadan mutfağa gittik su içtim ve bir bardakta uras'a uzattım oda içti ve beni sırtladı sırtına vurdum yavaşça indirmeden odaya çıktık beni yavaşça yatağa uzandırdı ve tekrar yatağa uzandı sonra kalkıp benim üzerime örttü ve koltuğa uzandı yüzüstü uzandım ve uyudum..Sabah uyandığımda Uras hala koltukta uyuyordu ayağa kalktım telefonumu aldım ve kapıyı açıp aşağı indim telefonumu şarja taktım Gürkan uyanmış yatağını topluyordu

"Günaydınn"dedim bana baktı ve

"Günaydın yenge ben bunları nereye koyayım"dedi sonra aniden "yenge diyorum ama?"dedi güldüm ve omzuna vurdum

"De tabi manyak"dedim ve güldüm belimde el hissettim

"Peki ben,ben güzelim diyebilir miyim?"dedi Uras ellerini belimden çektim ve

"Sana tripliyim"dedim ve dil çıkardım

"Lan ama o da iş birlikçim o zaman oda demesin"dedi mızmızlanarak

"Ben onada kızgınım ki sadece yenge diyebileceğini söyledim"dedim derin bir nefes verdi ve gülümsedi mutfağa ilerledim ve kahvaltıyı hazırlamaya başladım yarım saatimi almıştı salona gittim Uras telefonda biriyle konuşuyor Gürkan'da elindeki kağıtlarda delice birşeyler arıyordu Gürkan'a bakıp

"Noluyor"dedim Uras birden sinirle telefonu fırlattı sıçrayarak geriye doğru çekildim derin bir nefes verdi ve

"Ben çıkıyorum Gürkan sen kal nolur nolmaz gelirim iki saate ha gelemezsem biliyorsun ne yapacağını"dedi kapıyı açtı ayakkabılarını giyerken

"Uras nereye gidiyorsun,noluyor ne demek gelemezsem?"diye sordum yanağımdan makas alıp

"Hani sen bana tripliydin boşver böyle seyleri, kahvaltını iyi et geldiğimde seni tamamen iyleşmiş olarak görmek istiyorum"dedi ve çıktı Gürkan'a döndüm olduğu yerde şakağını ovuyordu

"Gürkan noluyor?"dedim cevap vermedi ardından ayağa kalkıp

"Sonra yenge sonra"dedi ve bahçeye çıktı kapıyı kapattım mutfağa gidip ocağın altını kapattım ve eriyecek olan kahvaltılıkları dolaba koyup gürkan'ın yanına gittim

"Gürkan anlatır mısın lütfen?"dedim bana baktı

"Baran dediğimiz it var ya hani Uras'ın o adamı yakalatmak için senden vazgeçmek zorunda kaldığı adam"dedi kafamı salladım

"Serbest kalmış uras'ı aradı Uras'ta dayanamadı gitti ve ben peşinden gitseydim beni bir şekilde atlatıcaktı ve bu daha kötü olurdu"dedi derin bir nefes verdim bunca şeyin üzerine nasıl serbest kalabiliyordu umarım sağ salim gelirdi

"Ben azcık sahilde yürüsem olur mu Gürkan?"dedim kafasını salladı

"Yenge şuan imkansız gibi birşey o it birşey yaptırabilir"dedi yaklaşık bir ,bir buçuk saat bahçede oturmuştuk her araba sesi duyduğumda ayağa kalkıyor ve bakıyordum bir araba durdu kapının önünde telaşla ayağa kalktım inen uras'tı
Gömleği kan içindeydi korkuyla ona koştum

Karanlığın Yüzü Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin