"Yani bana aşık olduğunu mu söylüyorsun?"
Yoongi soru ağzından çıktığı an pişman oldu. Bu altı kelime havada asılı kalmıştı sanki. Enerjisi o kadar ağırdı ki hem Yoongi hem de Jimin altında ezilmişti. İkisi de konuşamıyor, öylece birbirlerine bakıyordu sadece. Jimin saçlarının dibinden boynuna kadar kıpkırmızı kesilmişti. Dudaklarını sanki ne diyeceğini bilemiyormuş gibi birbirine bastırmıştı. Yüzünde acı çeker gibi bir ifade vardı. Ayrıca gözleri de dolmuştu sanki. Yoongi bir an onun ağlayacağından korktu. Soru ağzından düşünmeden çıkmış ama ne yazık ki, bu sefer fazla ileri gitmişti. Jimin gerçekten kötü görünüyordu.
Yoongi gözlerini kaçırdı. Hafifçe gülümsedi ve "Şaka yapıyorum." dedi. Şu anda kendinden nefret ediyordu. Son birkaç haftadır verdiği bütün kararlar başına dert açmış, bu son olay da her şeyin üstüne tuz biber olmuştu. Hiçbir şeyi doğru yapamıyordu. Eğer en başta Namjoon ile inatlaşmasaydı bütün bunları yaşamak zorunda kalmayacaktı. "Geri zekalı, geri zekalı, geri zekalı..."
"Ben, şey..." diye mırıldandı Jimin. O kadar kısık sesle konuşmuştu ki Yoongi onu zar zor duymuştu. Tekrar karşısındaki adama baktığında Jimin'in yine elleri ile oynadığını fark etti. Gerildiği zaman böyle yaptığına birkaç kere daha şahit olmuştu.
"Şakaydı Jimin." diye tekrarladı. "Cevap vermene gerek yok." Gencin sorusunu yanıtlamasından, daha doğrusu 'evet' demesinden ölesiye korkuyordu. Çünkü eğer öyle yaparsa Yoongi onu reddetmek zorunda kalacak, planları suya düşecekti. Taehyung, Jimin'in ilk görüşte aşka inandığını söylemişti ama Yoongi, onun hissettiklerinin aslında aşk olmadığını biliyordu. Jimin daha on dokuz yaşındaydı, "ilk görüşte aşk" gibi bir konsepte inanması saçma olsa da muhtemelen daha önce hiç aşık olmamıştı. Bunun gerçekte ne anlama geldiğini bilmiyordu.
Jimin sonunda gözlerini karşısında gerginlikten tırnaklarını yeme raddesine gelen adama çevirdi. "Biliyorum Yoona-sshi." dedi hafifçe gülümseyerek. "Şaşırdım sadece." Bakışlarındaki neşeli parıltı sahteydi ama şu anda bu önemli değildi. Yoongi rahat, derin bir nefes aldı. Bir an durup Jimin'in hala hafif kırmızı yanaklarına baktı ve ardından kahkahayı bastı. Ortada komik bir şey yoktu ama kendini durduramıyordu. Son birkaç dakikada o kadar gerilmişti ki sonunda bir yerde patlamıştı. Yüzünü ellerinin arasına aldı, bir yandan da gülmeye devam ediyordu.
Jimin muhtemelen bu halini yanlış anlayacaktı. Bir açıklama yapma ihtiyacı hissederek "Sinir- sinirim bo-" diyecekken lafı karşısından gelen gülme sesleri ile yarıda kaldı. Şimdi Jimin de kendisi gibi kahkaha atıyordu. Yoongi nefes almak için bir an durduğunda Jimin'in gülmekten iki büklüm olup karnını tuttuğunu fark etti. Şu anda saçma bir espiriye gülen iki arkadaşlardı. Aralarındaki garip gerilim, yalanlar, saçma sapan sorular... hepsi unutulmuştu sanki. Gözlerinden yaşlar gelene, dalakları şişene kadar kahkaha atmaya devam ettiler.
"Tamam, tamam." Yoongi derin derin nefes alarak sakinleşmeye çalıştı. Jimin'e baktığı an yeninden gülesi geliyordu. "Keşke şu anda kendim olabilseydim." diye düşündü. "Keşke normal iki arkadaş olabilseydik." Jimin yapışığın tekiydi, bir defa gördüğü bir kız için bu kadar uğraşacak kadar aptaldı, nerede durması gerektiğini kesinlikle bilmiyordu. Bütün bunlara rağmen anlaşması kolay bir insandı, en azından Yoongi öyle düşünüyordu.
Yoongi'nin bütün arkadaşları uzun zamandır tanıdığı ve öyle ya da böyle onun soğuk kişiliğini kırmayı başarmış insanlardı. Yeni insanlarla tanışmakla bir problemi olmasa da bu konuda gerçek iyi değildi. Tek başına tanımadığı bir ortamda kaldığı zaman ne diyeceğini bilemiyor, elini ayağına dolaşıyor, hemen kekelemeye başlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beauty| Yoonmin
FanfictionKaybettiği bir iddianın cezası olarak kız kılığına giren Yoongi, ilk görüşte aşka inanan ve onu kız sanan Jimin ile karşılaşır.