12.

22 7 0
                                    

Yoongi aynı gün ilerleyen saatlerde Jimin'e mesaj atıp kendisini çalıştırdığı için teşekkür etti. Genç ise mesajını iki saat sonra görmüş ve sadece "Rica ederim hyung." diye cevap vermişti. "Garip." Jimin, Yoongi'nin numarasını aldığı günden itibaren neredeyse her gün kendisine yazmıştı. Üstelik Yoongi mesaj attığında anında cevap veriyordu. Oysa o gün neredeyse hiç konuşmamışlardı, şimdi de Jimin, hyung'unun mesajlarına geç dönmeye başlamıştı. "Ne oluyor acaba?" Yoongi fazla düşünmemeye çalışsa da meraklanmaktan kendini alamıyordu. Ne yazık ki, son Yoona olayından dolayı Taehyung hala kendisine kızgın olduğu için ona da soramıyordu.

Şu anda Yoongi'nin gözleri Namjoon'a baksa da aklı Jimin'deydi. Belki saçmalıyordu, belki de gencin işi vardı ama Yoongi ister istemez aralarında bir sorun olduğunu düşünüyordu. Birkaç gün önce her şey normaldi.

Değil miydi yoksa?

"Lütfen, lütfen benden biraz uzak dur. Jimin, lütfen zorlama. Ablamla istediğin kadar buluşabilirsin. Sana numarasını da veririm ama lütfen şu anda benden uzak dur."

Sonradan Jimin'den özür dilemişti ama belki de genç şu anda kendisinden istenileni yapıyor, Yoongi'den uzak duruyordu? Ya da belki gerçekten kırılmıştı ve  Yoongi'nin özrü yeterli gelmemişti? Ya da tamamen başka bir sorun vardı.

Belki de bir şeyleri anlamıştı?

"Hassiktir."

Yoongi "Bir saniye." diyerek Namjoon'un sözünü kesti ve telefonunu eline aldı. Hızlıca Taehyung'a mesaj atarak önce ondan özür diledi, ardından da aklındaki soruları sordu. Arkadaşının cevap vermesi uzun sürmemişti.

Taehyung şu anda Jimin'in yanında olduğunu ama arkadaşının bir şey anladığını düşünmediğini yazmıştı. Yoongi derin bir nefes aldı.

"Peki ya sen?" yazdı Taehyung'a. "Sen hala kızgın mısın?"

"Kızgın değilim hyung. Sadece endişeleniyorum. Fazla ileri gidiyorsun gibi geliyor."

Yoongi kısaca "Biliyorum." yazdı ve telefonunu kapattı. Ardından Namjoon'a dönüp "Kusura bakma, acil bir şey vardı da." dedi. Bugün özür dilemeden duramıyordu sanki.

"Sorun yok." Namjoon devam etmeden önce çayından bir yudum aldı. Bir an sevgilisine döndü sonra tekrar bakışlarını Yoongi'ye çevirdi. "Bugün müsaitsen notunu kutlayalım diyoruz hyung." dedi gülümseyerek. "Bir şeyler içeriz. Stresli zamanlar geçiriyorsun, rahatlarsın biraz."

Yoongi bir an kendini mutluluktan ağlayacak gibi hisseti. Arkadaşlarını gerçekten çok seviyordu. Şu sıralar o kadar kendi derdine düşmüş ve o kadar yalnız hissetmişti ki gerçekten yanında olan, onu seven insanlar olduğunu unutmuştu.

"Çok isterim." dedi heyecanla. "Taehyung'u da çağırsam sorun olur mu?"

"Olmaz, çağırabilirsin." dedi Seokjin. Yoongi sonunda neşelendiği için kendisi de mutlu olmuştu. Arkadaşının son dönemlerde yaptıklarına kızsa da onun gerçekten zorlandığını görebiliyordu. Yoongi'nin bir an için bile olsa eski haline dönmesine sevinmişti.

"Jimin'i de çağıracak mısın?" diye sordu Namjoon çekinerek.

Yoongi durdu. Bir an düşündü ve sonra "Hayır." diye cevapladı. Sürekli olarak kendine Jimin ile yakınlaşmaması gerektiğini hatırlatıp duruyordu. Arkadaş değillerdi. Jimin'in evine gelmesi için bir sebep yoktu.

"Aslında seni o çalıştırdı." diye başladı Seokjin. "Ama neden çağırmadığını anlıyorum tabii ki."

Yoongi kafasını salladı. Taehyung yine mesaj atarak geleceğini söylemişti. Onun da Jimin konusunu açmaması Yoongi'yi rahatlatmıştı. Sonunda bir gece için bile olsa bu saçma olayı unutacak, rahatlayacaktı. Ertesi gün dersi yoktu yani istediği kadar içebilirdi. 

Beauty| YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin