Yaratacağım bu dünyayı, vatan uğruna canını feda eden aziz şehitlerimizin anısına;
Şehit ailelerine ve onların evlatlarına, evlatlarının kahramanlıklarıyla gurur duyan ve acılarını yüreklerinde taşıyan annelere, babalara, eşlere ve çocuklara;
Görev arkadaşlarını toprağa veren ve onların yokluğunun acısını derinlerde hisseden kahraman askerlere; ithaf ediyorum.
***
2007-Kilis
Yılın sonları olan Kasım ayının baş gösteren soğuk havası, birçok insan için hüzünle dolu bir dönemi simgeler. Bu dönemde doğa, yavaşça ölümün ve dönüşümün kapılarını aralar. Ağaçlar yapraklarını döker ve renk cümbüşü sona erer. Günler kısalır, güneş sıkça bulutların ardına gizlenir, havalar serinler.Kasım ayı aynı zamanda bir başlangıca işarettir. Bu ay, geçmişi hatırlamak ve geleceğe dair yeni başlangıçlara hazırlanmak için iyi bir fırsattır. Doğanın dönüşümü, tıpkı insanın ruhunun yeniden doğuşu gibi bir anlam taşır. Yaprakların düşüşü, geçmişin yükünü bırakma ve yeni bir sayfa açma vakti olduğunu hatırlatır.
Peki, açılan her sayfa beyaz mıdır?
Kilis'te dönüp dolaşan kasvet, insanların içine işlerken, görevden yeni gelen bir baba ile kızının zaman geçirmesine engel olamamıştı.
"Baba, bak ayıcık!" diyerek babasının silah tutmaktan nasırlaşan ellerini bırakarak poligon tezgahına doğru koşan henüz on yaşında ki küçük kız, diğer günlere nazaran bugün çok mutluydu. Aylar sonra babası görevden gelmişti ve bu, ilk kez doğum günüyle denkleşmişti.
"Akçam, koşma bir tanem. Yerler ıslak, düşeceksin," diyen Albay Agâh Turan, kendini çok güçlü hissediyordu. Bir özel kuvvet askeri olduğu için değil, kız babası olduğu için.
"Baba, çok güzel değil mi?" Boncuk boncuk olan yeşil gözleriyle melül melül kendisinin iki katı olan pembe ayıcığa bakarken, kiraz gibi kırmızı olan dudaklarını büzdüğünden bihaberdi.
Kızının bu halini sırıtarak izleyen Agâh Turan, bir kez daha kızının dış görünüşünü âşık olduğu kadına, karısına, benzetmişti.
"Anne, ben de bu ayıcığı istiyorum. Bana onu al," diyerek poligon tezgahının önünde annesinin paltosundan tutarak çekiştiren başka bir kız çocuğuyla Akça'nın bakışları, sarı bukleleri ve mavi gözleri olan, ona göre gıcık gözüken kızı baştan aşağı süzdü. Sonra uzattığı işaret parmağının hedefine baktı. Onun istediği ayıcığı istiyordu. Ten rengine tezat, simsiyah biçimli olan kaşları çatılırken oldukça sevimli gözüküyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİRANE
ActionBundan on yedi sene önceydi... Henüz küçücük, mutlu bir çocukken babam, vatanın yalnızca bir parça toprak olmadığını, kanla yazılmış bir destan olduğunu söylerdi. Anlamamıştım... Ta ki gözlerimin önünde, uzuvları paramparça olana kadar. "Vatan, sana...