26. Bölüm

256 33 13
                                    

Merhaba ben geldim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Merhaba ben geldim.
Bu bölüm ağır tw içerir.
İntihar düşüncesi, intihar kalkışması gibi tw'ler bulunur.

Yazım yanlışlarına dikkat etmemiş olabilirim. Umarım bu bölümü güzel bir şekilde yazabilmiş ve size o duyguyu verebilmişimdir. Bu yüzden en son pasaja hislerinizi ve düşüncelerinizi eklemeyi unutmayın. (*^-^*)

⚠️⚠️





Onu bırakacağım zamana gelmişti ilkbahar. Kiraz çiçekleri yolun ortasına dökülüp pembeye boyamıştı zemini. Geceliğimin ipliklerini tutarak Lilith'e bakıyordum, "Sende duyuyor musun?"

Duymuyordu o.

Kimse benim duyduklarımı, benim gördüklerimi anlamıyordu.

'Hadi Hyunjin, sende annen gibi öldür kendini!' Beynimin içinde bastırılan sesle titrerken Lilith miyavlayarak kucağıma tırmanmıştı, "bir şey yok anneceğim." Tüylerini okşayıp telkinler verdim. Çok şey vardı aslında. O kadar çok şey vardı ki aklım artık buna çalışamaz olmuştu. Beynimin ikiye ayrılıp sağ ve sol kısımlarını hissedemeyen bir aptal gibiydim. Dağınık bir ruhum vardı.
Oynatabildiğim parmaklarıma baktım. Han jisung ve Lee Minho benden çok şey çalmıştı. Geleceğimi, annemi ve aklımı. Sadece bunlar değil çoğu şeyimi almışlardı benden.

Bir tek Jeongin kalmıştı bana.

Daha dün akşam birbirimize tüm duygularımızla çırılçıplak sarılırken ertesi gün yayımlanacak şarkısının sevinciyle yanıp tutuşuyordu. Birkaç zamandır planladığım intiharım hakkında sizinle konuşmaya geldim. Bu akşam kendimi çatı katından aşağı bırakıp huzurlu bir uykuya dalacaktım.

Lilith'in kucağımdan atlayıp koridorda deli gibi koşmasını özleyecektim. Veya Jeongin'in artık yanımda olmadığını bilerek ona deli gibi aşık olduğumu söyleyemeyecektim.

WallMart'tan aldığım ses kayıt cihazını almak için masama yaklaştım.
Kutuyu elime aldığımda üstüne gece karaladığım Jeongin ve benim Jeju'daki tatil resmimiz bana gülümsüyordu.

"Nasıl çalışıyor ya" kutuyu elimde çevirdiğimde duyduğum TAK sesiyle irkilmiştim. Cihazın köşesinde yanan mavi ışığı gördüm, "oh, böyle çalışıyormuş."

Ne diyecektim ki şimdi?

"Merhaba... Şey ben Hyunjin. Yani Hwang Hyunjin. Burası Jeongin'i sevenler kulübü." Durdum. Hayır, hayır kulüp değildi, "Bu kulübün tek üyesi benim. Alımlar çoktan kapandı. Yani- bilmiyorum. Bunu dinledikten sonra dükkanın kapısına bir checklist asacağım. Jeongin'i düzgün sevenler kağıdı." Güldüm.

"Yani bu kasedin süresi var mı? Bakayım-" elimde çevirip durdum, "yokmuş. O zaman size benden bahsedeceğim."

Cama doğru yürüdüm, "Bugün Mayısın... kaçı bilmiyorum. Aklımda çok ses var inanın anlamıyorum. Hım, evet. Aman Tanrım Lilith!" Balkondan gelen sesle camın ardına baktığımda lilith geçen gün Jeongin'le birlikte ektiğimiz yediverenleri devirdiğini görmüştüm.

simple man ☆ hyunin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin