"innie"
Bakışlarımı yavaşça ona çevirdim,kapıya yaslanmış beni izliyordu.
Yerimden hızla kalkıp önünde dikildim.İnnie takma ismini küçükken tanıştığım ve aşık olduğum çocuk takmıştı
"Ne?"
"İnnie dememden hoşlanmadın mı?.."
Kollarını çözüp başını yaklaştırdı.
"Oysa küçükken demem için can atardın"
Oydu, küçüklük aşkım changbindi.
"Sen ne"
O zamanlar changbin hep polis olucam diye gezerdi.Durdum düşünmek için kendime zaman tanıdım oda sessizce bekledi.
"Sen babanın yerine geçtin o ev korumalar,siktir"
"Zeki şey seni"
"Polis oldun.."
"Evet ve miniğim seni almaya geldim"
"Alıcak mısın beni"
Hatırlıyordu unutmadı.
Flashback
Duvara oturup bir ayağımı diğer tarafa attım "innie bu halin ne?"
"Changbin annem beni dövdü canım yanıyor"
Kollarımı ona sarıp burnumu çektim "kurtarıcak mısın beni,kurtar beni lütfen"
"Kurtarıcam inne söz veriyorum"
Flashback and
"Unutmadın"
"Unutmadım,söz vermiştim tutmaya geldim"
"Geç kaldın biraz sanki"
"Seni bulmak ne kadar zor biliyor musun? Annem adeta seni bir elmas gibi saklamıştı"
"O kadar değerli değilim"
"Sana bunu anlatacak kadar vaktim yok"
"Ne,neden?"
"Chanın yanına gitmem lazım"
"Bende geliyom?"
"Hayır"
Yabancılık çekerdim büyük ihtimalle o yüzden üstelemeden başımı salladım.Aklıma aniden gelen şeyle gülümsedim.
"Bana asansörde bir şey demiştin"
"Hatırlamıyorum görüşürüz"
T-shirtünden tutup gitmesini engelledim "ne istersem yapıcaktın"
"Öyle bişi demedim atma"
"Beni bir kere merkeze götürür müsün? Çocukluktan beri merak ederim"
"Bir an seni sikmemi falan isticeksin sandım"