KURT MÜHRÜ VAMPİR AŞKI

36- ÖFKE

Ezra Blair'ın karanlık etkisine alınmasının ardından Person'a yaptıkları planın artık geçerliliğini kaybettiğini söyledi. Çünkü Blair karanlığa hizmet ediyordu artık ve yaptıkları plan bununla çakışıyordu. Elbette böyle pes etmeye niyeti yoktu. Yarın ilk orion kuşağı gökyüzünde görünecek ve Büyük Av başlayacaktı.

Evine döndüğü zaman Ruby ve Glen onu verandada elleri kolları bağlı halde bekliyorlardı. 

Blair nerede ? diye sordu Ruby sesini duyurmaya çalışarak.

Ezra verandaya adım attığı anda ikisine birden baktı. Glen bu manalı bakışlardan ne olduğunu anlamıştı.

Size ben demiştim demeyeceğim ama size söylemiştim ! Onun  aydınlık tarafta kalamayacağını size söylemiştim !

Ezra " Glen az nefes al olur mu ?  David onu kendi isteği dışında ele geçirdi. İçinde ki karanlığı onun elinde olmayan şekilde dışa vurdu !"

Hah ! Eğer Blair güçlü bir aydınlıkta olsaydı bu asla olmazdı Ezra !

Ezra derin bir nefes alıp verdi. Bu sırada Ruby konuşmaya dahil oldu.

Şimdi plan ne peki ? Yarın orion gün dönümü başlıyor ! 

Ezra şüpheli ve sıkıntılı bakışlarını Ruby'nin çaresizlik içinde parlayan gözlerine çevirdi. Atladığı bir nokta vardı. David onun içinde ki karanlığı ortaya çıkarmıştı ama Blair'ın güçlerini kullanacaksa onun aydınlık tarafta olması gerekirdi. Yani buda demek oluyordu ki sadece kendisi ile gelmemesi için onu etki altına almıştı.

****

Blair hızla yürüdü ve sert bir şekilde David'in suratına bir yumruk indirdi. Ama bu yumruk içini rahatlatmamıştı aksine daha fazla kin ve öfkeyle doldurmuştu. Attığı yumruğun ardından bir yumruk daha indirdi. Kendisini asla durduramıyordu ve sonra bir daha bir daha. David hiç bir şekilde en ufak bir tepki vermeden sadece derin derin onun gözlerinin içine bakıyordu. Dudağı patlarken kan ağzından içeri doğru girerek dişlerini lekeledi. 

Blair onun bu tepkisizliği yüzünden daha fazla çılgına döndü. Son kere derin bir nefes aldı ve tüm gücünü topladı. Gözlerinden alev çıktığına emindi. Çatılan kaşlarının altında nefretle parlıyorlardı. Sıkıca sıktığı yumruğunu son defa David'in yüzünde patlattı.

David put gibi dikilirken  gözlerini kırpmadı bile. Blair nefes nefese kalmış halde geriye çekilip yere oturdu. Hızla nefes alıp verirken göğsü patlayacakmış gibi yukarı aşağı kalkıp iniyordu.

Daha iyi misin ? dedi David cebinden beyaz bir mendil çıkarırken.

Blair tiksinti ile ona baktı.

Hadi ama ben sadece gitmeyeceğinden emin olmak istedim !

Sana gitmeyeceğimi söyledim. Sana seni bizzat kendim alt üst edeceğim dedim!

"Evet.. bilmiyorum." diye yanıtladı iç geçirerek. "Geldiğinden beri bunu söyleyip duruyorsun."

 Blair oturduğu yerden öfkeyle kalktı. Sana boyun eğmeyeceğim ! İstediğin o ruhlara asla sahip olamayacaksın David !

 David yüzünde oluşan alaycı bir gülümseme ile ona baktı. Dudağının kenarını mendille nazikçe sildi ve sonra derin bir şekilde Blair' a baktı. Bu bakış sevgi ya da şefkat dolu değildi. Karanlık, tehditkar ve eğer ona istediğini vermezse katliam yapmaya devam ederek istediğini alacağını ima eden bakışlardı.

Eğer ben onlara sahip olamazsam sende Ezra' ya kavuşamazsın ! Dedi. Alaycı çıkan sesi cümlenin sonlarına doğru sert ve kızgın bir tınıda çıkmıştı. Sanki demek istediklerini ciddiyetle söylerse Blair' a gözü kara olduğunu daha net şekilde gösterebilirdi. Bilmediği ise onunda aynı şekilde gözü kara olduğuydu.

Sana boyun eğmeyeceğim ! Beni öldürebilirsin !

 Aaaa.. dedi David önce. Bir kaç adım atarak Blair' ın etrafında dolanmaya başladı. Bir yandan konuşmaya devam ediyordu.

Öldürmek mi ? Ben o kadar kaba biri değilim Blair..

Blair etrafında daireler çizen David' i göz ucuyla takip ederken midesinin bulandığını hissetti.

Seni kaybedersem her şey biter. Ama senin zaafını sana karşı kullanabilirim. Tabi istediklerimi yapmazsan ! 

Cümlesini bitirdiğinde tam Blair'ın karşısında durdu. Neredeyse burnunun dibine kadar girmişti.

İzle ve gör ! Dedi ekolu bir sesle ve o anda David elini şıklattı. Ses Blair' ın kulaklarında çınlarken olduğu yerden daha farklı bir yerde olduğunu farketti.