10-

62 7 0
                                    

Banka hesabımdaki paraya bakıp gülümsedim. Maaşımı almıştım sonunda.

Telefonumu kapatıp önüme döndüm. Şuan Bay Min'in yanında arabada oturuyordum.

"Hak ederek kazandın" Gülümsedim. "Teşekkürler Bay Min"

Araba durunca inip Bay Min'i bekledim. O da inince onu takip etmeye başladım.

Tekrar bir toplantı vardı ve restorantdaydı.

Bir masaya geçip gelecek olan kişileri bekledik.

"Fazla meraklısın" kaşlarımı kaldırdım. "Nasıl yani?" Oturduğu yerde bana döndü.

"Dün bizi izlediğini gördüm Yoon" dudaklarımı yaladım. "Evet meraklıyımdır. Kusura bakmayın"

Biraz daha yaklaşıp dibime girdi. Nefesini yüzümde hissediyordum. "Neden peki"

"Bilmiyorum" alt dudağımı üst dudağımın üstüne koydum. Yoongi Gülerek geriye çekildi.

İlk defa güldüğünü bu kadar yakından görüyorum sanırım.

"Neye gülüyorsun?" Omuz silkti. "Komik durdun" kaşlarımı kaldırdım. "Komik"

Bana döndü. "Evet" Tam birşey diyecekken Yoongi'nin ayağa kalkmasıyla bende onu taklit ettim.

*****
"Herşeyi elime yüzüme bulaştırdım ya" Elimle kafama vururken Yoongi elimi tuttu.

"Evet ama kendine vurma. Çok önemli bir anlaşma olsaydı şuan böyle sakin kalmazdım zaten Yoon"

Tam anlaşma imzalanırken suyu üzerime döktüm. Ve kalkarken de fermuarıma sıkışan örtüyle masayı devirdim.

Adamlar da bu kadar saçmalığa karşı gittiler tabi.

Oturup kanayan elime baktım. "Lanet olsun ya"

Yerde oturmuş önümde diz çöken Yoongi'ye baktım. "Kusura bakmayın Bay Min. Ger-"

"Önemli değil dedim Yoon" Kafamı dizlerime yaslayıp biraz öyle kaldım.

Havalandığımı hissettiğimde etrafa baktım. "Bay Min ne yapıyorsunuz?"

Şaşkınlıkla Yoongi'ye döndüm. Sandalyedeki çantamı da alıp restorant dan çıktık.

"Kalkacağın yoktu Yoon" oturduğum kapıyı açıp koltuğa oturtturdu.

Tam çıkacakken yakışıklı yüzüyle burun buruna gelince bir süre öyle kaldım. Kaldık

Uzun bakışmadan sonra geri çekilip yerine yerleşti.

Kanayan elimi alıp bacağının üzerine koydu ve ne ara aldığını bilmediğim yara bandını yaraya yapıştırdı.

İşi bitince elimi çekip çantamın üzerine koydum. "Teşekkürler"

Çöpü cebine koyup arabayı çalıştırdı. "Daha dikkatli olmalısın"

*****
"Ne zaman maaş alacaksın Yoon" Derin nefes alıp babama döndüm. "Daha var baba"

Daha fazla soru duymak istemediğim için odama çıktım. Her zamanki işlerimi halledip yattım.

*****
Bay Min'in arkasında şirketten çıkıyordum şuan. Tam çıkacakken Luna denilen kız Yoongi'nin kolundan tutup durdurdu.

"Merhaba Bay Min" Yoongi takmayıp kolunu kurtardı ve şirketten çıktı. Luna sinirli sinirli bakarken arkasını dönünce beni gördü.

Sinsi bir gülümsemeyle omzuna çarpıp şirketten çıktım ve Yoongi'nin arabasında yerimi aldım.

"Neye gülüyorsun?" Dediği şeyle afallayıp ona döndüm. Gerizekalı gibi gözüktüm kesin.

"Hiç. Aklıma birşey geldi sadece" Kafa sallayıp arabayı çalıştırdı.

Bekle kızım sen. Bak ben sana neler yapacağım.

*****
Karşıya baktığımda Yoongi'yle göz göze geldik. Kısa bir bakışmadan sonra ikimizde önümüze döndük.

Telefonumun çalmasıyla çantamdan çıkardım ve aramayı açtım.

"Efendim Kook" arkadan gülüşme sesleri geldi. "Nerdesin kız"

Göz devirdim. "Bu saatte nerde olabilirim"

"Doğru haklısın. Saat kaçta çıkıyordun sen" oda çok sıcak olunca boşta kalan elimle hava yaptım. "18:30"

"Tamam sağol kapattım bay" telefon kapanınca kısa bir süre siyah ekranla bakıştım.

Telefonu tekrar çantama koyup bitirdiğim dosyaları aldım ve Bay Min'in odasına geçtim.

"Bay Min bunlar da bitti" Bana bakmadan elini uzatınca dosyaları verdim.

İzin isteyip çıkacakken kapıda Luna hanımla Kafa kafaya girdik.

"Dikkat etsene ya!" Cırtlak sesiyle bağırınca geri çekilip yüzüne baktım. "Önüne bakarak yürü bence. Hırsın gözünü kapatmış"

Gözlerini açıp bana bakmaya başladı. "Ne diyorsun sen ya?" Yüzümü buruşturdum. "Sesini ayarlamayı öğren biraz"

"Kavga edecekseniz başka kapıya" arkadan ses gelince Luna'yı ittirip odadan çıktım ve kendi odama geçtim.

Luna içeri girip kısa bir süre bana baktı. Sonra Yoongi'ye dönüp masasına yaklaştı.

"Merhaba Bay Min" Yoongi kafasını kaldırmadı. "Kaç tane dosya kaldı. Bay Lee soruyor"

"Az kaldı" Luna ısrarla yineledi. "Bay Lee sayı istiyor Bay Min"

Yoongi kafasını kaldırıp sert bakışlarla Luna'ya baktı. "Sen çık. Bitince ben Yoon'la gönderirim"

Adımı duyunca bana döndü. Gülümseyip el salladım.

Yoongi çık der gibi bakınca Luna'ya da çıkmak kaldı.

Önüme dönüp kalan dosyaları da hallettim. Bitirince tekrar karşı odaya girip dosyaları bıraktım.

"Yoon al bunları da Felix'in odasına bırak" verdiği 10 dosyayı alıp odadan çıktım.

Önceden öğrendiğim yolu gidip odaya vardım. Dosyaları bırakıp odadan çıkınca Luna'yla karşılaştık.

"Amacın ne senin?" Kaşlarımı kaldırıp yüzüne baktım. "Ne ima ediyorsun?"

Eliyle omzumu itip duvara çarpmamı sağladı. "Yoongi'de gözün yoksa neden benimle uğraşıyorsun"

Güldüm. "Uğraşmıyorum. Sana öyle gelmiş" Hızla yer değiştirip onu duvara sıkıştırdım.

"Ayağını denk al kızım yoksa-"

"Yoksa ne, sürü gibi olan erkek arkadaşlarını peşime mi takarsın?" Gözleri büyüdü ve ağzı açıldı. Bu haline daha da güldüm.

"Sen beni takip mi ediyorsun?" Yüzümü buruşturdum. "Denk geldi diyelim. Herneyse boş işlerle uğraşmaya vaktim yok"

Tam gidecekken tekrar arkamı döndüm. "Boş insanlarla da"

*****
Selam. Biraz geç geldi ama geldi hahahs. İyi okumalar. 

Görüşürüz 💋🖐

Obligation Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin