31-

32 1 0
                                    

Sodayla beraber salona girdim ve boş bir yere oturdum. Kook'un yanına

"Çok iyi ev ama" Jimin Kafa salladı. "Yoongi'yi gördüğümden beri evini merak etmişimdir"

Yoongi hafif gülümsedi. "Söyleseydiniz daha önce çağırırdım" Sodamdan bir yudum aldım. "Yoon kaldığın odayı da göster bi ara"

Gülümseyerek kafa salladım. "Birazdan çıkalım" Bana karşılık o da gülümsedi. "Bu televizyonda birşeyler izlemek göz yormuyor mu?" Yoongi Omuz silkti. "İlk başta evet ama sonradan alışınca çok güzel geliyor"

*****
"Artık dışarı mı çıksak çünkü bütün gün boyunca Yoongi'nin evinde kalmak istemiyorum" Jimin Jin'e güldü. "Neden ne güzel ev işte" Jin Omuz silkti. "Adamın evine çöreklenmiş gibi olduk ya birde anca hafta sonları dışarı çıkabiliyoruz"

"Yo hiçte öyle olmadı istediğiniz zaman gelin" Yoongi koltuktan kalkıp elindeki tabaklarla mutfağa gitti.

Ayağım rahatsız olunca yerinde oynattım. Tam o sırada telefonum çaldı. Arayana baktım. Babam

"Çişim geldi ben tuvalete gidiyorum" Yuna Kafa sallayıp telefonuna döndü. Diğerkinler aralarında konuşuyorlardı zaten.

Salondan çıkıp mutfağa girdim. Yoongi elindeki tabakları makinaya yerleştiriyordu. İşi bitince makineyi ayağıyla kapatıp arkasını döndü ve gözleri beni buldu.

Yüzüne hafif bir gülümseme yerleşti. "Telefon çaldı da" elimdeki telefonu kaldırıp havada salladım. "Kim aradı?" Telefon çoktan kapanmıştı. "Babam"

Tam o sırada telefonum tekrar çaldı. "Tamam sen konuş ben içerdeyim" yüzü düşmüştü ama belli etmemeye çalışıyordu.

Yanımdan geçip gidince arkasında bıraktığı güzel koku dikkatimi çekti.

Kafa sallayıp kendime geldim ve telefonu açtım. Kapıdan çekilip bir sandalyeye oturdum.

"Nasılsın güzel kızım" Yüzümü buruşturdum. "Söyle çabuk işim var" arkadan bebek ağlama sesi geldim. Kaşlarımı çattım. "Ailemiz dağıldı mı yani? Bak kardeşin burda sen nerdesin?"

Sesini yalandan yumuşatıp acındırma Yapıyordu. "O benim kardeşim falan değil" gülme sesi geldi. "Benim çocuğum olduğuna göre kardeşin" sandalyeden kalkıp yerine yerleştirdim. "Ne yapıyorsanız yapın umrumda değil. Yaptığınız şeyler bana dokunmasın yeter"

Telefonu yüzüne kapatıp içeri geçtim. "Hadi gidiyoruz" kapının kenarında durup bakmaya başladım. "Nereye?" Jimin ellerini birbirine çarptı. "Akşam yemeği yemeye. Dışarıda yemek yemeyi sevdiğini biliyoruz Yoon"

Gülümsedim. "Hazırlanıp geliyorum hemen" odama çıkıp hızla üstümü değiştirdim.
(Medyada - yanına ek olarak siyah bir çanta da düşünebilirsiniz)

Yüzüme hafif bir makyaj da yapıp çantamı toparladım ve aşağı indim. "Ben hazırım"

Herkes ayağa kalkınca kapıya geçtik. Ama Bir kişi eksik. Yoongi

"Yoongi nerde?" Yuna kapıyı açtı. Soğuk hava yüzüme Çarpınca titredim. "Lavaboya gireceğini söyledi"

"Geldim bile" Üstündeki uzun kabanını düzeltip yanıma yaklaştı. Gülümseyip dışarı çıkma sırasının bana gelmesini bekledim.

En son sıra bana gelince dikkatlice ayakkabımı giyip arkamı döndüm. Yoongi de işini halledince arabaya doğru ilerledik.

Yoongi arabayı açınca herkes yerleşti. Beni yine en öne attılar.

Obligation Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin