Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
♡♡♡♡
Lyra, Prewett ikizlerine neden sarıldığına dair soru bombardımanına tutulduktan sonra her şeyi açıkladı (Adam olayı ve James'le öpüşmeleri hariç) ve şaşırdıklarını söylemek hafif kalırdı.
"Yani siz ikiniz..." Marlene, Sirius ve Lyra'nın arasını işaret ederek sözünü kesti.
"Kardeşiz, evet," diye onayladı Sirius.
"Ve senin kuzenlerin de Prewett ikizleri mi?" Lily şaşkınlıkla sordu.
"Sanırım bunu kesinleştirdik." Lyra kıkırdadı. "Ama evet, annem ve babaları kardeşler."
"Ama bütün Prewett'ler kızıldır." Peter işaret etti. "Az önce anneni sana sarılırken gördüm ve o sarışındı."
"Asıl endişen bu mu Kılkuyruk?" Remus kaşlarını çatarak sordu ve Peter'ın çikolatalı kurbağasından bir ısırık daha alırken omuz silkmesine neden oldu.
"Aslında hepimiz bunu sorguladık, daha doğrusu Gideon sorguladı. Görünüşe göre büyükannemiz sarışınmış." Açıkladı.
"Peki tüm bunları nasıl karşılıyorsun?" Lily endişeyle sordu.
"Şey," diye iç geçirdi Lyra. "İlk başta incindim ve kızdım. Ama annem değişmek için elinden geleni yapıyor ve gerçekten de öyle. Prewett'ler de bana çok iyi davrandılar. Orion olayına gelince, bu konuda gerçekten bir şey yapamam, değil mi...?"
"Dünyanın en iyi babasını kaçırmış falan değilsin ya." Sirius alay etti. "Bunu bir yarışa dönüştürmek istemem ama o seninkinden çok daha kötü."
Remus kolunu Sirius'a sevgi dolu bir şekilde sararken Lyra başıyla onayladı.
"Peki ya siz çocuklar? Noel'iniz nasıl geçti?" Lyra, henüz bir şey söylememiş olan James'e bakarken konuyu değiştirmek isteyerek sordu.
Gözleri hızla buluştu ama James göz temasını keserek babasında kalmasıyla ilgili bir şeyler anlatan Marlene'e baktı.
Bundan incinen Lyra, Lily ve James'in birbirlerine attıkları bakışı fark etmeden dikkatini sarışına çevirdi ve yolculuğun geri kalanını pencereden dışarı bakarken sessizce herkesi dinleyerek geçirmeye devam etti.
***
Hogwarts'a döneli iki gün olmuştu ve James hâlâ Lyra'ya tek kelime etmemişti ve Lyra bundan bıkmaya başlamıştı.
Ayrıca Lily ile oldukça fazla zaman geçiriyor olması da yardımcı olmamış, Lily'e karşı içinde saf ve mutlak bir kıskançlık uyandırmıştı.
Narcissa'yla olanlardan sonra Lyra en kötüsünü düşündü ve Lily'nin James'ten hoşlanmaya başladığını anladı ki bu hiç mantıklı değildi çünkü haftalar önce çocuktan şikâyet ediyor ve onun Lyra'dan hoşlanmasını sağlamaya çalışıyordu.
Ama belki de Narcissa gibi arkadan bıçaklayan bir kaltaktı ve oğlanı kendisinden uzaklaştırmaya çalışıyordu.
Lyra içini çekti, hayır, Lily'nin bu kadar iyi bir arkadaş olmasından sonra onun hakkında böyle düşünemezdi. Belki de, umarım, Lyra aşırı tepki veriyordu ve Lily sadece çocukla arkadaş olmaya başlamıştı.
Yine de Lyra, neler olduğunu öğrenmek için Sirius'u bu konuda sorgulamaya karar verdi.
"Lily ve James arasında neler oluyor?"
Sirius irkildi, Lyra'nın birdenbire Gryffindor ortak salonunda belirmesini beklemiyordu.
"Buraya nasıl girdin?" Remus şaşkınlıkla sordu.
Lyra, Remus'un James olayını bilip bilmediğini bilmiyordu ama o anda söylediği gibi öğrenip öğrenmemesi umurunda değildi: "Peter dün bana şifreyi söyledi. Her neyse, James ve Lily, ne oluyor?"
Sirius başını Remus'un kucağına yaslamış olduğu yerden doğruldu ve kaşlarını şaşkınlıkla çattı. "Sen aklını mı kaçırdın? Lily ve James neden bir şeyler yaşıyor olabilirler ki?"
İçini çekti, onun yanına oturdu, yüzünde umutsuz bir ifade vardı. "Birlikte çok zaman geçiriyorlar ve James öpüştüğümüzden beri benimle konuşmuyor ve-"
"SEN VE JAMES ÖPÜŞTÜNÜZ MÜ?!" Sirius çığlık atarak hem Lyra'nın hem de Remus'un irkilmesine neden oldu.
Lyra gözlerini açarken çocuğu hızla susturdu. "Kimsenin bilmesine gerek yok, Tanrım!"
"Özür dilerim." Sirius alçak sesle konuşmasına rağmen yüzündeki şok ifadesi kaybolmamıştı. "Ben sadece - sen ve James-"
"-Sana söylediğini sanıyordum."
Sirius başını salladı. "Hayır, bahsetmedi. Yani, o gece çatıyı hazırlamasına yardım ettim ve öpüşeceğinizi varsaydım, yine de hiçbir şeyden bahsetmedi, değil mi bebeğim?" Remus'a döndü, o da başını salladı.
"Hayır, üzgünüm Ly." Remus dudaklarını büzdü.
Lyra içini çekerek somurttu. "Muhtemelen utanmıştır ve pişmanlık duyuyordur. Lily'yi sevdiğini fark etti ve-"
"-Hey, öyle söyleme! Pişman olup olmadığını bilmiyorsun." Dedi Remus.
"Evet," diye onayladı Sirius. "Hiçbir şeyden bahsetmedi ama ertesi sabah ve sen gittikten sonra bile yüzünde aptal bir sırıtış vardı. Bunun bir anlamı olmalı."
Lyra alt dudağını ısırdı ve gergin bir şekilde derisini karıştırdı. "O zaman neden benimle konuşmuyor? Neden Lils ile bu kadar çok vakit geçiriyor?"
Sirius içini çekti. "Bilmiyorum Ly. Geldiğimizden beri bizimle pek konuşmuyor. O..."
"Uzak." Remus sözlerini bitirdi.
Lyra ayağa kalktı, yüzünde kararlı bir ifade vardı. "Bunu öğrenmemiz gerekiyor, değil mi?"
