"Vega bu gidişle treni kaçıracağız, hadi"
"Tamam Loid çatlama."dedikten sonra anneme sonkez bakıp Fiona ve Loid ile birlikte trene ilerledim.
"Hala seni burada görmek çok garip geliyor"dedi Fiona Loid e bakarak. Açıkçası bende hala inanamıyordum. Loid Malfoy , geçen sene Sirius ailemizden ayrıldıktan bir hafta sonra olan baloda tanıştığım çocuk. Ailelerimizin bizi yakıştırdığını ikimizde gayet iyi biliyorduk ama biz kısa sürede birbirimizi kardeş gibi görmeye başlamıştık. Regulus benim için neyse Loid de oydu. Annem ve babamda bunun farkındaydı ve bu durum pek hoşlarına gitmiyordu. Loid bana dönerek "İnsan bazen gerçekleri kabullenmekte zorlanır, mesela bende bu kızın saçlarının şuan bu halde olduğuna inanamıyorum"dedi ciddi bir yüz alaycı bir sesle. Kastettiği kestiğim, gözlerimi biraz kapatan uzun kahkullerim ve nasıl çıktığını hala anlayamadığım saçımdaki siyah tutamlardı. Tabi bide saçlarımı omuzlarımdan küt kestirmiş böylece çok olgun bir imaj çizmizdim. Trene biner binmez aklım tabiki abime gitmişti. Öyle zorduki onsuzluğa alışmak.. Hayat artık daha sıkıcı daha acımasız daha korkunçtu. Yaşamak için çok bi sebep yoktu sanki. Ya da etraf simsiyah olmuş, kararmıştı. Sirius hep benim saçlarımın sarısından yakınırdı. "Niye siyah değil? Benden çok o Malfoy bozuntusunun kız kardeşi gibi gözüküyorsun !"derdi küskünce. Bense severdim saçlarımı , abimin içimde bulup tutunmaya çalıştığı iyilik tohumlarını yansıtırdı sanki her bir saç telim, onca kara Black kafası arasından. Sanki Sirius hayatımdan çıkınca neşemin ve iyilik duygumun azaldığını yansıtırmışcasına bırakıyordu saçlarım güneşin rengini. Geceye dönüyordu yüzünü. Başta yalnızca bir teldi. Koparıp atmıştım, umurumda olmamıştı. Şimdi ise iki kalın tutam boyatmışım gibi duruyordu saçımın iki tarafında. Annem boyattığımı sanmış, uzun bir süre istersem tamamını siyah yapabileceğimi söylemişti.
"Off hiç boş kompartıman yok işte"diye yakındı Fiona. Loid ise Hogwarts trenine ilk kez bindiği için merakla etrafını inceliyordu.
"Merak etme Fi ,Severus en arkalardan bir kompartıman kampıştır yine. Onun yanına otururuz."dedim umursamayarak.
"Tabi yanında Evans yoksa"
"Evans mı?"dedi Loid şaşırarak."Muggle soyismi değil mi söylediğiniz? Ben Slytherin'li birinden bahsettiğinizi zannediyordum. Bir bulanığın yanına oturmayacağız öyle değil mi?" dedi küstahça. Tam o bunu söylediğinde önümüzde ki kompartımandanın açılan kapısı ve içeriden çıkan kişilerle nefesimi tuttum. Karşımda Çapulcular duruyordu. Gözlerim istemsizce Sirius'a kaydığında kendimi son anda frenledim. Annem ve babamla yaptığım son konuşma aklımdan çıkmıyordu. Sirius'la okulda yanyana gözükmüyecek , onunla konuşmaktan olabildiğince kaçınıcaktım. O artık abim değildi. Kanımıza ihanet etmiş bir aptaldı yalnızca. Onu okul önünde olabildiğince rezil edecek, onunla yalnızca kavga edecek ve onu hayatımdan sildiğimi başta kendisi olmak üzere herkese kanıtlayacaktım. Elimde olsa gizlice görüşürdüm ama babam bana güvenmediğinden hem Fiona hem Loid e tembihlemişti yanımdan ayrılmamalarını . Onlar çok sıkıntı değildi ama üstüne Snape ve Slytherin binasından aramızın durağan olduğu bir kaç kişiyi daha takmıştı peşime. Risk alamazdım ne olursa olsun. Sirius hayatımızdan çıktıktan sonra annem ve babam aile büyüklerimizin gözünde çok düşmüşlerdi ve bunu Reg ile benim üstümde tamamlamaya çalışıyorlardı. En ince hareketimiz batıyordu onlara. Ben Sirius un yanından geçip gitmek isterken hem Sirius hem James üstüne Remus gözlerini bana dikmişti. Pettiwgrev ise korkak korkak Loid i gözlüyordu. Hızla yanlarından geçerken Sirius son anda kolumdan tuttu sıkıca . Aldığımız bir iki saniyelik pozisyonda hasretle kokumu içine çekiyordu ki Loid'in eli sertçe Sirius'un elini kolumdan ayırdı ardından James Loid'in elini Sirius'un elinden. Bu saçmalığa daha fazla katlanamayarak Loid'in kolundan çekerek ilerleyecekken Çapulcuların bizi bu kadar kolay bırakmayacağı anlaşıldı.
"Sen kimsin?"dedi James gözleriyle Loid'i delerken
"İnan seni hiç alakadar etmez Potter-"
"Ama beni eder!Kimsin ve kız kardeşimin yanında ne arıyorsun? Kim oluyorsun da elimi elinden ayırmaya cüret ediyorsun!?"dedi Sirius tükürürcesine.
"Kız kardeşin olduğu onu terk ettikten sonra mı aklına geliyor, bu mu senin abiliğin?"
Çapulcuların üçü birden ardından da Peter hafifçe asalarını kaldırdığında Fiona ve Loid'de aynı hiddetle karşılık vermişlerdi. Ben ne yapacağımı şaşırmış elim asamda öylece dikilirken Sirius kendini sakin kalmaya zorlayarak, heran patlayacak bir bomba edasıyla konuştu:
"Bak sarı çocuk kimsin , okulumuzda ne arıyorsun, kardeşimin neyi oluyorsun bilmiyorum ama ayağını denk almazsan başına çok kötü şeyler geleceğini çok iyi biliyorum. Ben Grace'ye isterse benimle gelebileceğini söyledim oda reddetti vee bu 'kız kardeşimle benim aramda' . Seni ilgilendiren bir durum yok." dedi özellikle yok kelimesini vurgulayarak.
"Bide onu muggle aşığı bir Potter'ın evinde yaşamaya mi davet ettin yani? Neye güvenerek Black? Paran yok, evin yok . Soyadın, ailen olmadan koca bir hiçsin"
"Yeter kes sesini Loid"dediğimde başta Remus olmak üzere hepsinin yüzü gevşemişti , taki yüzümü buruşturarak Sirius'a dönüp "değmez.."diyene kadar.
Uzun aralıklı yavaş 2 adımla abimin burnunun dibine girdim . Epey uzamış hatta kilo almıştı. Burnumu kurnaz ve egoist bir Slytherin'li gibi kaldırıp karşımdakinin tıpatıp aynısı gözlerimle abime meydan okudum.
"Yanımdaki çocuğun ismi Loid Malfoy ve neyim olduğu seni gram ilgilendirmez. Bir daha sakın bana dokunma" ve bir daha kolumu yakalamasına izin vermeyerek arka kompartımanlara ilerledim. Loid ve Fiona'da hızla peşimden geldiler. Son hız kendimi en sondaki kompartımana attım Sev'in orada olduğuna emin olarak. Fakat ne yazık ki Lily Evans'da oradaydı. James Potter ondan hoşlanırken bu kız bizim yağlı kafada ne buluyordu anlamıyordum. Üstüne üstlük James ile aynı binada bir muggledı o.
"Çık dışarı!"dediğimde tam ağzını açmış cevap verecektiki Severus'da ona git der gibi bir baş hareketi yaptı. Kırgınlıkla bakıp "öyle olsun Snape"dedi ve kızıl saçlarını savurarak kompartımandan ayrıldı. O ayrılır ayrılmaz bizde koltuklara kurulduk. Gözlerimi kapatıp başımı cama dayadım. Fiona Severus ve Loid'i tanıştırdı. Galiba Çapulcularla yaşadığımız gergin anları konuşuyorlardı ama dinlemiyordum. Hem uzamış hem kilo almış, resmen yüzüne renk gelmişti. Evde bu kadar mı kötü bakıyorduk ona. Ne kadar da mutlu gözüküyordu! Bunca zaman ne bencilmişim. Sirius un benimle mutlu olduğunu sanırdım. Keşke onun kardeşi James Potter olsaydı, hayatı ne kadarda güzel olurdu o zaman . O da bunu dilemiş mıdır hiç? Kardeşinin James, soyisminin Potter olmasını...***