"Lumos"
"Hadi!!"
"Tamam, bekle."Fiona ile yatakhadeki kimseyi uyandırmamaya çalışarak cübbelerimizi arıyorduk. En sonunda ikimizde üstümüze sabahlık tarzı bir şeyler gecirince sessiz adımlarla kızlar yatakhanesinden çıktık. Ortak bölümde öpüşen iki yedinci sınıfı görünce kusma taklidi yaparak sessiz sessiz sıvıştık.
"Biran oğlan kızın ağzına giricek sandım. Sömürdü resmen."
Fiona'nın dediğine sesimi kısık tutmaya çabalayarak kıkırdadım
"Ben kim olduklarına dikkat etmedim. Tanıyor muyuz?"
"İsmen."
"Kim?"
"Tahminleri alalım Miss Black. Ailenizin çevresi geniş."
"Sanki sizinki çok dar Miss Lestrange. Neyse hmm. Gayle ve Parkinson?"
"Tam isabet. Nası ilkte tutturdun?"
"Kaç aydır birbirlerine sulanıyorlar Fi."
Fiona sessizce güldü.
"Doğru."Karanlıkta asalarımızdan çıkan ışıkla sessiz sessiz hogwarts taki yemeklerin hazırlandığı, çoğu öğrencinin bilmediği bölüme girdik. Burada ev cinleri çalışıyordu ve saat kaç olursa olsun ayakta olanları vardı. Buraya ilk kez çapulcular ile gelmiştim. Derin bir nefes alıp onları düşünmemeye karar verdim.
"Ne istemiştiniz leydim?"
Önümüzdeki evcininin reverans yaparak sorduğu soruya Fiona cevap verdi.
"Balkabağı suyu ve puding."
"Saat-"
"Saatin kaç olduğunu biliyoruz sen sadece istediklerimizi hazırla."Fiona nın sert sesinin üzerine evcini korkak gözlerle istediklerimizi bulmaya gitti. Fiona çok eğlenceli ve güzel bir kızdı. Birinci sınıfta yatakhanede tanışmış ve bir daha hiç ayrılmamıştık. Lestrange gibi soylu bir ailesi olmasına rağmen kendinden büyük üç kardeşi yüzünden hep geri planda kalmış bir çocuktu. Bir ablası, benim gibi iki abisi vardı ve üç kardeşi de hogwarts tan mezun olmuş Slytherin öğrencileriydi. Ailesinin yanında onu görmüştüm. Çok farklıydı. Fazla ciddi ve sessiz. Benim yanımda iyi bir arkadaş olsada muggle ların ya da evcinlerinin yanında az önce olduğu gibi çok katıydı. Bizim gibi safkan ailelerinin çocukları genellikle buna mahkumdu.
Evcini isteklerimizi getirince onu kimseye bir şey söylememesi için tehdit ederek dışarı çıktık ve Filch'in uyuyor olmasını umarak Astronomi kulesine geldik.
"Buradan mezun olduğumda en özlediğim şey bu olacak."
"Yani?"
"Yani seninle yemek aşırıp yıldızların altında dedikodu yapmak."
"Tanrı aşkına bu kadar romantik bir cümleyi nasıl böyle bitirebildin?"Fiona siyah saçlarını toplarken kıkırdadı.
"Ama cidden öyle."
"Ah sevgilin olduğunda da böyle mi düşüneceksin bakalım, beni satacaksın gibi."
"Saçmalama."Fiona nın birden yüzü düşmüş başını kaldırıp yıldızları izlemeye başlamıştı. Şaşkınlıkla söylediğim şeyi düşündüm. Yanlış birşey dememiştim ve arkadaşımı ilk kez böyle görüyordum. Sanki birini özlüyor gibi gözüküyordu.
"Fi?"
"Efendim?"
"Bilmediğim bir şey mi var?"
"Ne? Ne alaka Veg?"
"Yani, iyi gözükmüyorsun."
"Hayır iyiyim."Bir süre ikimizde sessiz kalıp pudinglerimizi yedik.
"Birinden mi hoşlanıyorsun?
" Uff hayır. Bir şey yok. "
" Fiona bak birinden hoşlanıyor ve bana söylemiyorsan-"
" Ya öyle bir şey olsa niye söylemiyim.
" Belki bir muggle dır."Söylediğim cümle ile Fiona nın otomatikmen yüzünü buruşturması düşündüğüm teoriyi direk yok etmişti.
" Hayır Vega. Bir muggle doğumludan hoşlanacağımı hiç sanmıyorum. Peki sen?"
"Erkek kesmek için pek vaktim olmuyor." alayla söylediğim söz üstüne Fiona gözlerini devirmişti.
"Muggle dan olur mu diyordum."
"Haa, yok ya."
"Black ailesinden olmasaydın?"
"Buna verecek cevabım yok. Başka şekilde büyütülsem düşünce durumum nasıl olurdu bilmiyorum ama çocuklarımın safkan olma haklarını ellerinden alamam. Bence safkanlar safkanlarla, muggle lar muggle larla evlensin işte."
"Bu safkanlar bir Gryffindor ve bir Slytherin -
" BİLİYORDUM. "
" Ne? "
" Hah, birinden hoşlandığını biliyordum. Demek Gryffindor. Kaçıncı sınıf. "