Snowfall-Ranpoe

-2-

"bunların hiçbiri olamaz."

Gece saat üçü gösterdiğinde dedektif masasına oturmuş mektubu yazan kişiyi arıyordu. Daha doğrusu aramaya çalışıyordu. Her şeyi, her davayı çözen beyni kendi davasında neden ona yardımcı olmuyordu?

"Nikolai Gogol ve fyodor dostoyevski öldürüldü."

Kırmızı kalemini çıkarıp ikisinin resminin üzerine çarpı attı.

"Bram stoker gözlem altında, fukuchi kayıp."

Listedeki birkaç ismi hiç görmemişti. Sahi bunlar kimdi? Hiçbir yerde kayıtları yoktu ama neden bu listede varlardı? Bu kuruluşta yer alan kişilerden biri olmalılar.

Belkide odağını çok yanlış tutuyordu. Tek düşmanı meleklerin çürüyüşü değildi. En bilineni onlar olsa da yapacak başka insanlar da vardı.

Kahvesinin tekrar bittiğini gören ranpo, iç çekerek ayağa kalktı ve kahvesini yenilemek için mutfağa yöneldi.
Edgara söyleyip söylememek hakkında hala aklında bazı düşünceler vardı.

Meleklerin çürüyüşü 6 ay önce dağılmıştı. Belkide gerçekten odağını başka bir tarafa çevirmesi gerekiyordu.

Telefonunun ışığının yandığını gördüğü sırada kahveyi makineden alıp masaya oturdu. Gelen mesaj edgardandı.

Poe:
Uyudun mu?

Ranpo:
Uyku tutmadı

Poe:
Neden?

Ranpo:
Bilmiyorum

Poe:
Bu kadar geç yatman sağlıklı değil.

Ranpo:
Ama sende hala uyanıksın edgar allan.

Poe:
Gece nöbette olacağımı söyledim ranpo-kun.

Ranpo:
Yarın seninle bir konu hakkında konuşabilir miyiz?

Poe:
Tabi ki benimle istediğin her şeyi konuşabilirsin.
Önemli bir şey yoktur umarım?

Ranpo:
Yarın konuşalım.

Poe:
Tamam.
Sabah olmadan uyu lütfen.
Görüşmek üzere.

Ranpo:
Görüşürüz.

Ranpo telefonu bir kenara koyup başını geriye yatırdı. Ne kadar süresi olduğunu bilmiyordu ve bilinmezlerden nefret ediyordu.
Eninde sonunda bulacaktı ve o çeteyi çökertecekti. Belkide sadece boş tehditlerdi. Dünyanın en iyi dedektifi bunlardan korkmamalı, Korkmuyordu da. Böyle tehdit mesajları ilk defa geldi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Yinede ranpo bundan oldukça nefret ediyordu.