Lyanna ertesi gün erkenden kalktı ve kendisini güzel hissetirecek şekilde giyindi. Bugün Rheagar'ın görme ihtimalini düşünerek öyle giyinmek istemişti. Üstünde korsesi dar ve vücuduna tamamen oturan ipekten siyah bir elbise giydi. Saçlarını Tyenne'e daha bir özenle yaptırdı. Kendine daha çok özgüven duyuyordu şimdi. Kahvaltıda gözleriyle Rheagar'a baktı ama Rheagar onun farkında bile değildi. İçinden hüzünlendi bu duruma. Dünkü gibi dalga olayı olmasını engellemek için suratına bir gülümseme yerleştirdi ve turnuva muhabbetlerini dinledi. Bugün yine büyük müsabakalar yoktu. Robert Baratheon gibi iddiası olan yarışmacılar vardı. Arada Rheagar'ın yine yarışacağını duydu ve içine bir mutluluk yayıldı. Onun kazanması için sessizce dua etti.
Turnuva sırasında yine sevgili abisi Eddard'la oturdu. Eddard oldukça zarif giyinmişti. Lyanna turnuvadaki birçok kişiden iltifat gelince doğru giyindiğine karar verdi ve heyecanla müsabakaları izlemeye başladı.
Robert Baratheon umduğunun aksine atının üstünde kolayca durmuş ve rakibini zorlanmadan yerle buluşturmuştu. Lyanna bunun üstüne istemsizce alkışladı ve bir sonraki müsabakada yerle buluşacağını düşündü. Jamie Lannister çıktı ortaya. Altın sarısı saçları dağılmıştı. Lyanna ön taraflarda oturduğu için onu net bir şekilde görebiliyordu. Lannisterların sarı ve kırmızı renklerine bürünmüştü. Yeşil gözleriyle birçok genç kızın hayallerini süslüyordu. Lyanna onun yakışıklı olduğunu düşündü. Ama Lyanna'nın beğeneceği türden bir yakışıklılık değildi. Jamie'nin vahşi bir yakışıklılığı vardı. Rheagar'ın ise asil bir yakışıklılığı vardı.
Jamie yine rakibini kolayca yerle buluşturdu ve kralın önünden geçerken hızlıca ona selam verdi. Lyanna kral muhafızı dedikodularının kesinlikle doğru olduğuna karar verdi. Sonra Rheagar sahneye çıktı. Platin sarısı saçları omuzlarına dökülmüştü. Buradan gözleri siyahmış gibi görünüyordu. Siyah ve kırmızıdan oluşan kıyafetiyle çok etkileyici görünüyordu. Karşısında bir başka Harrenhal muhafızı vardı. Rheagar yine kendine güvenen ve asil bir şekilde atını sürüyordu. Yine hızlıca rakibini atından etti. Lyanna deli gibi alkışlamaya başladı. Ned ona biraz şaşırarak baktı ama sonra sorgulamadı.
Turnuvada günler böylece geçip gitmeye başladı. Lyanna Rheagar'ın 7 başka askeri atından etmesini hayranlıkla izledi, Robert'in Barristan Selmy tarafından atsız bırakılışına kahkahalarla güldü. Her gün yemek yerken Rheagar'ı süzdü ve onu küçük bir kız haline getirişinden nefret etti.
Turnuvanın bitişine 2 gün kala Lyanna Rheagar'ın maçından sonra oradaki kalabalıktan bunaldı ve oradan çıktı. Hava bir kuzeyliye göre çok sıcaktı. Üstünde rahat sarı elbisesi vardı. Kalenin avlusunda dolaşırken uzaktan gelen sesler dikkatini çekti. Birileri kavga ediyordu ve Lyanna bütün merakıyla oraya yaklaşmaya başladı. Yaklaştığında Lannister ve Frey yaverlerinin Howland Reed'i tartakladıklarını gördü. Boyu kısa olduğu için onunla dalga geçiyorlardı. Lyanna yerde duran ucu köreltilmiş turnuva kılıcını aldı ve onlara doğru yaklaştı.
-O benim babamın adamı onu derhal bırakın. Ya da bırakmayın ve bir kız tarafından dayak yemenin ne demek olduğunu öğrenin. Seçim sizin, dedi Lyanna. Frey yaverlerinden biri ona bakıp gülmeye başladı ve bu Lyanna'nın sabrını taşıran son şey oldu. Kılıcıyla karşısındakine savunma şansı vermeyecek şekilde kafasına vurdu. Frey yaveri acıyla dizlerinin üstüne düştü. Lannister yaveri bu sefer üstüne kılıçla yürüdü. Lyanna becerikli bir şekilde kılıç darbesini kesti ve adamın eline sert bir darbe indirerek silahsız bıraktı. Kalan yaverler de hızlıca ordan uzaklaşmaya başladılar. Bir kızın nasıl bu kadar iyi kılıç kullanabildiğini anlamamışlardı.
Lyanna Howland'ın yanına eğildi ve yaralarına baktı. Yaverler ona sağlam dayak atmışlardı. Kaşı ve dudağı patlamıştı ve burnu kanıyordu. Lyanna yürümesi için yardımcı olarak Howland'ı kendi çadırına götürdü. Tyenne de turnuvayı izlemeye gitmişti o yüzden bir kuzeyli asker dışında orada kimse yoktu. Lyanna Howland'ı oturtturdu ve çadırında bulunan bir kap suya bir bez parçası daldırıp yaraları temizlemeye başladı.
-Neden sana böyle davranıyorlardı, diye sordu. Howland utanmış gibi başını öne eğdi.
-Boyumun kısalığından dolayı leydim. Sayıca fazla olmasalardı karşı koyabilirdim onlara, dedi. Lyanna bunun doğru olmadığını biliyordu. Kendisi tek başına hepsini püskürtmeyi başarabilmişti.
-Size borcumu nasıl ödeyeceğim bilmiyorum leydim. Lyanna'nın aklına bir fikir geldi o sırada. O yaverlere gününü gösterebileceği bir yol vardı. O yaverlerin bir kısmının yarın maçı vardı. Turnuvanın bitiminden birgün öncesinde acemilerin finali gibi olurdu. Genelde acemi şövalyeler o gün maç yaparlardı eğer Lyanna şövalye kılığında giderse kimse onu tanımazdı.
-Bana bir kalkan ve zırh bulun sör Howland. Ve ikisinin de üstünde gülen bir ağaç resmi olsun. O yaverleri yarın atlarından ettiğimde suratımın alacağı hal ve eski tanrıları simgeliyor olsun. Howland bir an affalladı. Reddetmek istedi ama Lyanna'nın ne kadar inatçı olduğunu biliyordu. Sadece her şeyin yolunda gitmesini ümit etti ve kıyafeti aramak için yola çıktı.
Lyanna ise her şeyi nasıl halledeceğini düşünüyordu. Yarın müsabakaları ayarlayan kişiyle erkek sesiyle konuşup yeni geldiğini açıklayacaktı ve o da yarışa katılacaktı. Herkes onun kim olduğunu merak edicekti ama o gün orda olmayan Lyanna Stark hiç akıllarına gelmeyecekti. Lyanna özgüvenle turnuva yerine geri döndü ve müsabakaları izlemeye devam etti. Jamie Lannister'ın Arthur Dayne tarafından yere düşürülüşünü izledi. Arthur Dayne kadar iyi bir şövalyeyi bile zorlamıştı. Jamie Lannister yenilse bile kendini kanıtlamayı başarmıştı. Müsabakalar bittiğinde yine ziyafet verildi. Rheagar'ı izledi yine Lyanna. Onu ise Robert izliyordu. Kendisi için yarıştığı turnuvada kaybetmenin ne kadar üzücü olduğunu söylüyordu. Lyanna dinlemedi.
Ertesi gün sabah erkenden birinin ona fısıldamasıyla uyandı. Tyenne hala uyuyordu ama çadırın kapısından Howland sesleniyordu. Lyanna hızlıca dışarı çıktı. Daha güneş doğmamıştı. Gece yarısını biraz geçiyor olmalıydı. Howland ona zırhı ve kalkanı verdi. Bir de miğfer almıştı.
-Nasıl bu kadar çabuk bulabildin? diye fısıldadı.
-Para her şeyi hallediyor. Lyanna zırhı inceledi. Howland'a teşekkür etti ve sessizce çadırına girdi. Zırhları sakladı ve yeniden yatağına girdi.
Sabah kalktı ve kendini turnuvaya katılabilecek kadar iyi hissetmediğini açıkladı herkese. Tyenne yanında kalmak istedi ama Lyanna yalnız kalıp kafasını dinlendirmesi gerektiğini söyledi. Çünkü korkunç bir baş ağrısı vardı. Herkes inanmışa benziyordu. Herkes gittikten sonra Howland geldi. Lyanna zırhını kuşanmıştı. Howland zırhı bulurken ufak tefek bir adam için demişti bu yüzden Lyanna'ya oturdu. Saçlarını toplamıştı ve eline kalkanını aldı. Howland'la beraber turnuva alanına gittiler ve Lyanna sesini kalınlaştırarak yeni geldiğini açıkladı ve turnuvadaki müsabakalara katıldı. Şansına bugünkü müsabakaların denk olması için bir kişiye ihtiyaç varmış.
İlk maç Rheagar ve Yohn Royce arasındaydı. İki iddialı isim arasından Rheagar favori gösteriliyordu. Lyanna yarışmacıların bulunduğu yerden onu çok daha iyi görebiliyordu. Diğerlerinin aksine yüzünde mutluluk yoktu. Bunu yapmayı istemiyordu. Zaten prensti kendini kimseye kanıtlama ihtiyacı yoktu ama bir prens olarak turnuvalarda olması bekleniyordu. Rheagar asilce atını sürdü ve biraz zorlanarak lord Royce'u atından etti.
İkinci müsabaka Lyanna'nındı. Gözlerini kapadı bildiği bütün duaları okudu. Sonra Howland'in atıyla müsabaka yerine geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZ VE ATEŞ
FanfictionBuz Ve Ateşin Şarkısı Fan Fiction. "Aşk tatlıdır sevgili Ned, ama bir adamın doğasını değiştiremez."