"Yok öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak. Unutma; aynı gökyüzü altında, bir direniştir yaşamak."
NAZIM HİKMET RAN
Umut
Allah'ım ben ne yapmıştım böyle. Nasıl çarpmıştı o kıza, bir anda hiç bir şey yokken nasıl çıkmıştı karşıma?? Allah'ım lütfen bana yardım et. Lütfen o kıza bir şey olmasın.
Kazanın etkisiyle şoka girmiş durumdayım. Çevremdeki insanlar telaşla kızın yanına koymuşlardır.Oysaki ben dakikalar geçmesine rağmen arabadan çıkamamıştım. Ben hala arabanın içinde otururken ambulans ve Polis gelmişti.
Sağlık ekipleri hemen kızın yanına koştular. Polisler ise bir yandan etrafı sakinleştirmeye çalışıp bir yandan da neler olduğunu öğrenmeye çalışıyorlardı.
Aradan fazlada bir zaman geçmeden sağlık ekipleri kızı ambulansa bindirip hızlıca yola koyuldular. Kesin kötü bir şey olmuştu. İçimde çok kötü bir his vardı. Hemde çok kötü...Tama o sıra 2 Polis arabamın yanına geldiler ve bana soru sormaya başladılar ama ben ne sorduklarını anlamıyor, ağzımı açıp cevap bile veremiyordum.
Polis: bu böyle olmayacak. Baksana adam şoka girmiş alıp karakola götürelim kendine gelince ifadesini alırız.
Polislerden bir kolundan tutup beni arabadan çıkardı ve kendi arabasına bindirdi. Karakola geldiğimizde ben hala konuşacak durumda değildim O yüzden beni göz altına alıp hep filmlerde gördüğüm nezarethaneye götürdüler.
Açık bir alandayım. Hava güneşli ve çok güzel. Bir an neredeyim ben diye düşünüp etrafa bakmaya başlıyorum. Bir süre sonra nerede olduğumu anlıyorum. Bol ağaçlarla çevrili bir mezarlıktayım.
İyi de benim burada ne işim vardı ?? Tekrardan etrafıma bakıyorum biraz uzağımda bir kalabalık var, yavaşça oraya doğru yürüyorum. Kalabalığın yanına vardığımda bir defin işlemi yapıldığını anlıyorum. Kim ölmüştü? Kimi gömüyorlardı?
Cenazeyi alıp açtıkları çukurun içine koydular ve yavaşça üzerine toprak atmaya başladılar. O kadar yavaş atıyorlardı ki toprağı sanki ölen vazgeçecekte geri gelecekmiş gibi.
Tam o sırada kalabalığın içinden bir fısıltı yükseldi. İlk başlarda dua ettiklerini düşündüm ama sonra bunun dua olmadığını anladım. Herkes bana dönmüş ve beni işaret ederek "sen yaptın "diyorlardı. "Bu kızı sen öldürdün".
Bir süre sonra fısıltılar feryatlara dönüşmüştü. Herkes bana bakıp bağırıyordu.Çıldırmak üzereydim ben yapmamıştım. O kız ben öldürememiştim. Kalabalık hala bana bağırıyordu cevap vermek istiyorum ama ağzımı açamıyordum, koşmak istiyordum ama ayaklarım bana ihanet ediyordu. Konuşamıyordum, koşamıyordum, hiç bir şey yapamıyordum.
Olduğum yere çöküp kafamı kollarımın arasına aldım. "Hayır hayır ben yapmadım ben yapmadım!"-Umut bey? Umut bey iyi misiniz?
Adım duymamla gördüğüm kabustan uyanmıştım. Demir parmaklıkların öteki tarafında orta yaşlı bayan bir polisti bana seslenen. Kan ter içinde uyanıp şaşkınlıkla ona bakınca gitmişti. Bir süre sonra elinde bir şişe sonra su ile geldi. Kalkıp suyu aldım ve bir dikişte yarısını bitirdim.
-Teşekkür ederim.
-İyi misiniz Umut bey?
-Evet biraz daha iyiyim.
-İfadenizi almamız lazım lütfen beni takip edin. Sessizce bayan polisi takip ettim beni bir sorgu odasına getirdi. Oda da başka bir polis vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
U.N.A.
General FictionUMUT, NARİN, ALEV Hayatın içinden 3 genç, hepimiz gibi sıradan ve hepimiz gibi farklı. Bu hikaye okuduğum kitapların, etkilendiğim filmlerin ve sevdiğim şiirlerin hikayesidir.