Jisoo'dan
Jisoo: N-ne?
Lisa'nın söylediği cümleyle gözlerim faltaşı gibi açılmıştı. Lisa benden cevap beklercesine bakıyordu.
Jisoo: Lisa, ne diyeceğimi bilemiyorum.
Lisa: Söyleyebileceğin iki seçenek var Jisoo. Evet,
Bana doğru bir adım attı.
Lisa: Veya hayır.
Lisa'nın gerçek duygularını öğrenmek için gösterdiğim onca çabayı düşündüm, bunları bu kadar öğrenmek istememin tek sebebi merak olamazdı. Lisa'ya karşı bir adım attım, artık burun burunaydık.
Jisoo: Cevabım evet.
Lisa'nın yüzüne minik yaramaz bir sırıtış yerleşti ve bana yaklaşmaya başladı, onun her adımında ben geriye doğru gidiyordum. Sırtım duvara çarptığında gideceğim başka yer olmadığını anladım. Lisa beni duvarla arasına aldı.
Lisa: Bu anı ne kadar süredir beklediğimi tahmin edemezsin.
Diye fısıldadı kulağıma doğru. Nefesi boynumu okşuyordu ve bu benim karnımda kelebeklerin oluşmasını sağlıyordu. En sonunda yüzüme yaklaştı ve dudağını yavaşça benim dudağıma bastırdı. Narince dudağını benim dudağımın üstünde hareket ettiriyor ve aynı zamanda belimden tutup vücudumu kendi vücuduna bastırıyordu. Şaşkınlığım geçtiği anda karşılık vermeye başladım ve elimi onun boynuna doladım. İkimizde nefessiz kalınca ayrıldık ve alınlarımızı birbirine yasladık.
Lisa: Seni seviyorum Jisooyaa.
Jisoo: Bende seni Lisayaa.
Lisa beklenmedik bir şekilde beni kucağına aldı ve yatağa götürdü.
Lisa: Birlikte yatmamızın sakıncası yoktur herhalde dimi güzelim?
Yanaklarımın kızardığını hissettim.
Jisoo: Yok.
Lisa beni yatağa yerleştirdi ve sonra benim yanıma yattı. Belimden sıkıca kavradı. Bende onun beline sarıldım. Kendimi garip ve aynı zamanda çok mutlu hissediyordum. Bu mutluluk hissiyle gözlerimi yavaşça kapattım.
Lisa'dan
Sabah:
Lanet olası alarm sesiyle gözlerimi açtım. Yanımda Jisoo'yu gördüğümde aklıma dün gece geldi ve gülümsedim. Yavaşça Jisoo'yu dürttüm. Gözlerini açtığında bana bakıp gülümsedi.
Jisoo: Günaydın Lisa'm.
Lisa: Günaydın Jichu'um. Ben odama gitsem iyi olur yolculuk için hazırlanmam lazım.
Gitmeden Jisoo'nun dudağına minik bir buse kondurdum ve odadan çıktım. Koridorda Jennie'yle karşılaştık.
Jennie: Günaydın Lisa.
Lisa: Günaydın Jennie.
Jennie: Jisoo'nun odasında napıyordun?
Gülümsedim.
Lisa: Rose'de varken ikinizede anlatıcam.
Jennie gülümseyerek onayladı.
Lisa: Neyse hazırlansam iyi olur sonra görüşürüz Jennie.
Jennie: Görüşürüz.
Hızlıca odama geçip rahat bir eşofman takımı giydim ve bavulumu hazırlayıp çalışanlardan birine verdim. Aşağıya indiğimde kızlar çoktan inmiş beni bekliyorlardı. Yanlarına geldiğimde birlikte arabaya havalimanına gitmek üzere bindik. Jisoo'nun yanında oturuyordum ve elimi bacağının üstüne koymuş baş parmağımla yavaşça okşuyordum. Jennie ve Rose bizden açıklama beklermiş gibi bakıyorlardı. Jisoo'ya döndüğümde başıyla beni onayladı.
Lisa: Peki, hızlıca söyleyeyim biz Jisoo'ya sevgiliyiz.
Dedim alçak sesle çünkü şoförün bunu duyamaması lazımdı. Şirket eğer böyle bir şey olduğunu öğrenirse bizi zorla ayırırdı.
Rose: NE!
Lisa: Sesini alçalt biraz.
Gözümle şoförü gösterdim. İkiside başlarıyla onayladılar.
Jennie: Sizin adınıza çok sevindim.
Rose: Bende.
Jisoo: Sağolun.
Umarım Jisoo'yla hiç ayrılmazdık çünkü ben onun yanındayken tüm dertlerimi unutuyordum.