Lisa'dan
Dans provam şimdi bitmişti ve ben hareketlerimi ayna karşısında gözden geçiriyordum. Bir anda kapı açıldığında yerimden sıçradım.
Rose: Korkma Lisa benim.
Lisa: Noldu Rosie?
Rose: Yok bir şey ya diğerlerinin sohbeti sarmadı bende senim yanına geliyim dedim.
Lisa: İyi etmişsin benimde provam bitti zaten.
Rose yerdeki mindere oturdu ve eliyle yanına oturmamı işaret etti. Oturduktan sonra ona döndüm.
Lisa: Ee ne konuşalım.
Rose: Lisa sence de Jisoo dünkü konserde mükemmel değil miydi?
Bir anda sorduğu soruyla şaşırdım.
Lisa: Ne alaka şimdi Rose?
Rose: Yani diyorum bir insan sahnede nasıl bu kadar profesyonel olabilir?
Bir anda her şeyi anladım.
Lisa: Rosie sen acaba Jisoo hakkında ağzımdan laf almaya çalışıyor olabilir misin yoksa ben mi yanılıyorum?
Rose: Yok canım ne alakası var?
Jisoo'dan
Jisoo: Al işte anladı. Onu hangi akıla Lisa'dan laf alması için gönderdiysek.
Şu an Jennie ile güzellik kamerasından Rose ve Lisa'yı dinliyorduk.
Jennie: Ben orda olsaydım valla ondan her şeyi öğrenirdim.
Jisoo: Jennie yanlış anlama ama Rose'nin bu başarısızlığından sonra sana nedense güvenmiyorum.
Jennie: Kalbimi kırıyorsun bak unni!
Jisoo: Şaka şaka.
Utançla Rose'nin saçma hareketlerini izlemeye devam ediyorduk ki Jennie bir anda parmağını şıklatı.
Jennie: Tabi ya bu önceden nasıl aklıma gelmedi.
Jisoo: Ne?
Jennie: Bak unni bir planım var, bu planla Lisa senden hoşlanıyor mu anlayabiliriz.
Jisoo: Nasıl bir plan bu?
Jennie: Sen Taehyung'la arkadaş değil misin?
Jisoo: Evette ne yararı olcak bunun?
Jennie: Onu buraya çağır, eğer Lisa senden gerçekten hoşlanıyorsa büyük ihtimale kıskanır.
Jisoo: İyi fikir.
Rose'nin
Lisa: Rose inkar etme azımdan laf almaya çalışıyordun dimi?
Abartısız 1 saattir Lisa'ya Jisoo hakkında laf almaya çalışmadığımı inandırmaya çalışıyordum ama maalesef ki olmuyor.
Rose: Tamam, laf almaya çalışıyordum ama sadece merakımdan. Söylemek istemesen söyleme tabi.
Lisa: İlk önce bunun sadece ikimiz arasında kalacağına söz ver.
Lisa'nın söyleyeceğini anladığımda heyecanlandım.
Rose: Söz.
Kulağıma eğildi.
Lisa: Jisoo'dan hoşlanıyorum sanırım.
Rose: Ciddi misin?
Evet anlamlında başını salladı.
Rose: Senin adına çok mutlu oldum!
Lisa: Ama ya o öyle hissetmiyorsa?
Rose: Onuda zamanla öğreniriz. Hadi kalk yemek saatti yaklaşıyor.
Elinden tuttum ve yemekhaneye doğru sürüklemeye başladım.
Lisa'dan
Rose ile yemekhaneye geldiğimizde Jennie ve Jisoo çoktan masaya oturmuş bizi bekliyorlardı. Bizde hızla yemeklerimizi alıp onların masasına yerleştik.
Jennie: Ee Lisa dans dersin nasıldı?
Lisa: Gayet iyiydi ama tabi biraz yoruldum. Belim çok fena ağrıyor resmen.
Hepsi bu halime güldüler.
Jisoo: Yarına kadar iyi ol misafirimiz olcak karşısına böyle çıkmanı istemeyiz.
Lisa: Kim?
Jisoo: Taehyung. Kore'den ayrılmadan önce görüşmek istedik zaten sizde tanıyorsunuz onu, o yüzden buraya çağırdım.
Rose hala yemeğini çiğnerken konuştu.
Rose: Çok iyi etmişsin unni zaten bizde uzun süredir görmüyorduk onu.
Jennie: Aynen bizde görmüş oluruz hem.
Taehyung'la aram iyiydi ama Jisoo ile bu kadar yakın olması hiçbir zaman hoşuma gitmemişti.
Jisoo: Lisa?
Jisoo'nun bana seslenmesiyle düşüncelerimden kurtuldum.
Lisa: Efendim unni?
Jisoo: Sen ne dersin? Herkes fikrini söyledi bir sen kaldın.
Yüzüme sahte bir gülüş yerleştirdim.
Lisa: Bende gelmesinden çok memun olurum.
Yalan. Neyse yarın sakin olmalıydım ama biraz imkansız gibiydi.