Rose'den
Lisa'nın yatağının yanındaki koltuğa oturmuş Jennie'yle mesajlaşıyordum. Jisoo'nun delilercesine ağladığını söylüyordu. Onlar adına çok üzgündüm ama yapacak bir şey yoktu.
Lisa: Rose...
Lisa'nın sesini duymamla hızla telefonumu bırakıp yatağın ucuna oturdum.
Rose: Lisa, iyi misin?
Lisa: Jisoo nerde?
Dudağımı ısırdım. Hala dün ne olduğunu hatırlamıyordu.
Rose: Sana yemek bir şeyler söylememi ister misin?
Lisa: Rose, Jisoo'yu istiyorum ben.
Gözümden bir yaş damladı, bu onların başına gelmesi gereken son şey bile değildi.
Rose: Arayıp haber vereyim ben kızlara.
Jennie'den
Rose beni aramıştı. Lisa'nın uyandığını ve Jisoo'yu istediğini söyledi. Ah benim canım arkadaşım, bu onların belkide son konuşmaları olacaktı. Çünkü Jisoo'nun söylediklerinden sonra hiç konuşmayacaktı belki onunla. Düşüncelerimden kurtulup Jisoo'yu dürttüm.
Jennie: Jisoo hadi artık. Bunun bir kaçışı yok.
Jisoo burnunu çekti. Gözleri ağlamaktan kızarmıştı.
Jennie: Lisa'nın karşısına böyle çıkamazsın. Sen yüzünü yıka seni bekliyorum dışarda.
Lisa'dan
Heyecanla Jisoo'mu bekliyordum. Dün olanları hatırlamıyordum ama Jichu'm bana anlatırdı. Kapının açılmasıyla Jisoo ve Jennie'nin geldiğini anladım. Hızlıca kalkıp ona sarıldım. Ama o beni itti...
Jisoo'dan
Lisa bana sarıldığı anda onu ittim. Şaşkınlıkla bana bakıyordu.
Jisoo: Lisa...
Lisa: Jichu'm sorun ne?
Ama o böyle davranırsa nasıl ondan ayrılabilirdim.
Jisoo: Lisa, biz ayrılalım.
Lisa: Ne? Jisoo biz birbirimize aitiz ne ayrılması?
Jisoo: Uzatma Lisa, sana karşı duygu beslemiyorum artık. Sadece bir hevesmiş.
Lisa bana şok ve yaşlı gözlerle bakıyordu. Sağ sola bakınmaya başladı, ne yaptığını anlamamıştım. Bir anda sehpadaki vazoyu alıp yere attı.
Lisa: Ne diyorsun sen Jisoo! Hevesse niye benim duygularımla oynadın, hayır deseydin! Daha mutlu olurdum biliyor musun? Şu an beni mutlu eden Jisoo yerine karşımda kim var bilemiyorum bile! Benim iyiliğim için uğraşan! Sen benim için bir partnerden fazlaydın Jisoo, sen benim kalbimdin. Sen gittiğinde nasıl yaşayacağımı bilemezken şu anda beni bu durumla karşı karşıya bırakıyorsun!
Jisoo: Lisa...
Lisa: Lisa, ne ! Ne diyebilirsin ki başka! Diyeceğini dedin zaten. Bir daha görüşmemek üzere Jisoo.
Odadan hışımla çıktığında yerdeki kırık vazo parçalarını takmayıp kendimi yere attılar ağlamaya başladım.
Jisoo: Hepsi benim yüzümden, o gece ona engel olsaydım şu an belkide bu yatakta birlikte yatıyor olurduk.
Rose: Jisoo kalk. Bir yerlerini inciticeksin.
Jisoom Artık kalbimin acısından başka bir şey hisseder miyim bilmiyorum.
