Hani bazen şoka girersiniz ya öyle bir şoktur ki kulaklarınızdan başlayıp ayak parmak uçlarınıza kadar şoka girersiniz ya benimkisi de öyle şuan karşımdaki adama bakıp gözlerimi kırpıştırarak ona bakıyorum ve her gözlerimi kırpıştırmamda daha çok şoka giriyordum.
Sonunda şoktan çıkıp "S-Sen O'sun," dedim başka kelime çıkmadı dudaklarımdan şaşkınlıktan.
Kaşlarını çattı "ben kimim?" diye bana sordu şaka mı Allah aşkına kim olduğunu bilmiyordu ama ben onun beni o camdan izlediğini biliyordum.
"Sen o pislikle kaldığım odada camdan barda gözlerimi gezdirirken göz göze geldiğim kişisin camlar içeriyi göstermemesine rağmen beni gören kişisin"
Kaşlarını eski haline getirdi "kim olduğumu öğrenmişsin şimdi sus o zaman," ne diyordu bu ya camdan onu görüp sonra beni kaçırdığında onu tanımam mı kim olduğunu bilmem.
"Sen ne diyorsun ya camdan seni görmem ve senin o kişi olduğunu bilmem mi senin kim olduğunu öğrenmiş olduğumun göstergesi?! Saçmalık!" diyip içimdekilerini yüzüne vurdum.
Cevap versen ölürsün değil mi öküz!
Başını cama çevirdi ve yolu izlemeye başladı.
Şaşırtmadı ve bana cevap vermedi ama bende susmadım inadına daha çok soru sordum ama bu duvara konuşmaktan farkı yoktu.
"Beni nereye götürüyorsun?"
Cevap yok
"Bırakacak mısın artık beni?"
Cevap yok.
"Sende o pislik gibi mi yapacaksın bana bak yeter artık bırak beni gideyim. "
Cevap yok.
Araba durdu ve arabadan indi arkasından bende indim buraya beni zorla getirmişti ama ben o kadar aptaldım ki kendi ayağımla arabadan inmiş şuan da beni getirdiği evi inceliyordum.
"Neden getirdin beni buraya?"
Buraya ev demek küfür olurdu saray gibi bir yerdi dışı siyah renginde olan 3 katlı bir saraydı. O eve doğru yürümeye başladı ama ben onun peşinden gitmedim birkaç adım sonrasında bana baktı.
Kollarını iki yana açtı ve evi gösterdi."gelsene,ne bekliyorsun orada?"
"Ben sana beni bırak gideyim diyorum sen hala bana gelmiş gelsene diyorsun ya camdan seni görmem ve senin o kişi olduğunu bilmem mi senin kim olduğunu öğrenmiş olduğunun göstergesi çıldırtma beni off!" diyip ayağımı yere vurdum.
Ama o beni çok fena şaşırttı ve gülmeye başladı doğrusu buna gülmek denmez kahkaha atıyordu güldüğü şey neydi bilmiyordum ama ona dediğim şeyler komik gelmişti ve bana gülüyordu hemde kahkaha ata ata gülüyordu kahkahaları erkeksi kıkırdamalara döndü ve bedenime şok aynı zamanda sinir eletriklenmesini veren sözlerini işitti kulaklarım "küçük bir çocuk gibisin 23 yaşında olman ve şu üstünde seksi kadın kıyafetlerinin olması bile fayda değil hala bir çocuk gibisin."
İyice sinirlendirdi ve ağzımı açıp bir pok diyemedim ve dudaklarımı birbirine bastırıp sinirle topuklarımı vura vura küçük adımlarla önce ona sonra da küçük adımlarla eve doğru ilerledim.
Küçük adımlarla eve doğru ilerledim arkamdan da o geliyordu eve girdiğim zaman dışından daha fazlası olduğunun belirtisiydi ama bunu beklemiyordum krem renginin ağırlıklı olduğu eve hayranlıkla bakmaya başladım krem renklerinin yoğun olduğu bir evdi hoştu güzeldi uymuştu. Eve ilk girdiğimizde ikiye ayrılmış uzun merdivenler bizi karşılıyordu biraz daha ilerleyince çok geniş bir salona geçiş yapıyorduk yarısı oturma gruplarından diğer yarısı ise yemek masası bulunan bir yerdi sağ tarafa dönünce siyah koltuklar koltukların karşısında bir şömine vardı şöminenin üstünde ki raflarda votka ve viski şişeleri vardı sol tarafa doğru baktığımda koskoca bir masa masanın yanında ise duvara monte edilen rafta ailesi olduğunu düşündüğüm fotoğraflar vardı. Karşı taraf boydan boya camdan olduğu için bahçeyi görebiliyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yitip Giderken
Teen FictionBazı anlar vardır ki tam hersey bitti derken karşınıza birseyler çıkar ve sizi hayata bağlar. Güzel şeylerin olduğuna inandırır. Nisa buna inanmayı o adamın ona dokunmaya başladığı an umut denilen kelimenin anlamını unutmuştu ta ki karşısına umudun...