Bölüm 3

4 0 0
                                    

Gözlerimi huzurla güzel huzur dolu bir uyku çekmenin rahatlığı ile açtım. Hayat bu muydu? Rahatlık üzerine kurulmuş olan bir çember miydi? Bu yaşamı yaşayıp şükretmeyip herşeye isyan etmek miydi yoksa fakirlik içinde sürünüp herkesin paspası olmak miydi hayat? Aslında kimse bilmez doğru düzgün ama fakirlik çekip herkesin paspası olan insan gerçek hayatı görür ve hayatını buna göre şekillendirir şuan eğer babalarımız veya annelerimiz bir yere gelebilmişse zenginse zamanında çektikleri yüzünden fakir bir aile pok gibi bir hayat sonrası böyle bir hayatla yaşanmayacağını anlıyor ve çalışıyor bir yere gelebiliyor ama ilerleyen yıllarda çocukları olunca isyankar olup kendinden geçiyorlar kendilerini geleceklerini sağlıklarını içki, uyuşturucu ve sigara gibi şeyler kullanarak bozuyorlar fazla rahatlık insanın rahatlıktan götünü kaldırıyordu.

Ayaklarımı yataktan aşağı sarkıtıp kollarımı yukarı kaldırıp bedenimi gerdim. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım giysi dolabını açıp içinden bir siyah pantolon ve beyaz bir tişört giydim ayağıma da beyaz bir spor ayakkabı giydim ve odadan çıkıp aşağı indim. Ruh hastası neredeydi acaba? Aşağı indim ve mutfağı bulmaya çalıştım çünkü karnım çok acıkmıştı ve ben onun evi aman misafirim diyip de duracak bir insan değildim sonuçta bende bir insandım belki de evde bile değildi aç mı kalsaydım yani o yüzden yemek masasının birkaç adım ilerisinde kapı vardı oraya doğru yürüdüm ve işte beklediğim manzara mutfak!

İçeri yüzümde büyük bir mutluluk yüzünden oluşan gülümsemeyle girdim. Buzdolabını açıp içine baktım maşallah içi tıka basa doluydu içinde 1 adet yumurta aldım ve tereyağı alıp ocağa geçtim tavayı ocağa koyup üstüne biraz tereyağı koyup ocağın altını açıp tereyağını erittim ve yumurtayı kırıp pişmesini bekledim. O sıra arkamı döndüğümde sol omzunu kapının yanına koymuş beni izleyen kişiyle karşılaştım. Yani onunla. Beni izlemesine anlam veremeyerek tek kaşımı kaldırdım.

"Cidden yumurta mı kırdın kahvaltı için daha iç açıcı birşey yok mu kahvaltı da?"

"Bu benim kahvaltım sen çok çeşitli kahvaltı istiyorsan buzdolabı orada yapabilirsin istediğin kahvaltıyı" diyip buz dolabını gösterdim.

Ne yapmamı bekliyordu ona da mı bir kahvaltı hazırlamamı o zaman daha çok beklerdi hizmetçi değildim. Oradan bakılınca hizmetiye mi benziyorum.

Yalnız Nisa eğer onun teklifini kabul edersen hizmetçisi olacaksın bir nevi çünkü parası ile onun için çalışan bir çeşit karısı oluyorsun bebeğim.

İç sesime okkalı bir küfür ettim ne olurdu yani birazda benden taraf olsa bir konuda.

Karşımdaki adama sırtımı dönüp yumurtamla ilgilenmeye çalıştım pişiyordu dudaklarım yine mutlulukla gerildi. Yemek yemek dünya üzerinde uyku gibidir kalabileceğimiz en güzel nokta ben bu yüzden sanırım çoğu zaman mutsuz olduğum zaman yemek yer ve kendime gelmeye çalışırdım çünkü başka ne yapabilirdim yemekleri yer onun damağındaki tadından birşeyleri düşünür hayal kurar ve olduğum durumdan uzaklaşmaya çalışırdım.

"Bana da kahvaltı hazırla diyen olmadı bana özel kahvaltı hazırlayan bir asistanım var zaten sen onun gibi bana bir kahvaltı hazırlayamazsın ki"

Bir dakika bir dakika o ne demişti az önce sen bana onun gibi kahvaltı hatırlayamazsın mı dedi şaka dimi Allah aşkına bir kahvaltı sonuçta neden yapamayayım iyice saçmalıyor ne alaka abi? Ne alaka? Bu adam iyice serdar ortaç gibi saçmalamaya başladı.

"Nereden çıkardın sana öyle bir kahvaltı hazırlayamayacağımı?" derken ocağı kapatıp arkamdaki adam yüzünden hafif şekilde yanan yumurtamı ocaktan alıp bir tabağa koydum ve mini bara oturdum.

Yitip Giderken Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin