Bölüm 6

1 0 0
                                    

Sabah olduğunda gözlerimi araladım ve soluma doğru elimi uzattım kafamı sol tarafa çevirince Poyraz'ın yatakta olmadığını gördüm. Dün gece yaşananlar aklıma gelince bedenime sıcaklık bastı ve kasıklarıma bir sancı girdi dün gece ben neler yapmıştım öyle? Bende ne marifetler varmış da haberim yokmuş meğerse.

Umarım bana ne bakışlarıyla nede sözleriyle imalarda bulunup da beni utandırmazdı aksi takdirde dün gece düşünmeden yaptığım şeyler için ölesiye utanacaktım.

Yataktan kalkıp banyoya gittim ve orada işimi bitirdikten sonra çıktım ve dünki kıyafetlerimi giydim ve odama gittim. Odama girdiğimde bir duş almak istiyordum dün gece baya terlemiştim onun terini atmalıydım o yüzden bir duş alıp çıktım üstüme bir şort ve tişört giyip çıktım ıslak saçlarım hava sıcak olsa bile garip ediyordu beni.

Aşağı indim ama aşağıda da yoktu Poyraz nerede olduğunu düşünürken mutfaktan gelen seslerle mutfağa doğru adımlarımı yönlendirdim. Mutfağa girdiğimde Poyraz'ı patates kızartırken gördüm üstünde vücudunu saran kaslarını iyice belli eden tişört ve altında siyah bir eşofman giymişti ve bu görüntüsü dün geceye benzer görüntüler aklıma sunuyor ve kasıklarıma kor bir yangının düşmesine neden oluyordu.

"Poyraz?"

Arkasına dönüp beni görünce gamzesini gösterecek kadar gülümseyip üzerimi süzdü son durağı yine gözlerim oldu.

"Günaydın. Gece yoruldun diye sabah çok güzel uyuyordun uyandırmak istemedim ve bugünlük de şirketi senin için boşluyorum gel kahvaltı yapalım sonra vakit geçiririz." dedikleri kalp ritmimi hızlandırmaya yetmişti birbirimizi sevmiyor isteyerek evlenmiyorduk ama sanki birbirimizi severek isteyerek evleniyormuş gibi davranıyorduk.

Hiçbirşey anlamıyordum ben bu adamla ne yapacaktım? Bana çok iyi davranıyordu hatta annemle babamın davranmadığı kadar ama nedensiz bir şekilde bazı şeyler içimde tamamlanmıyordu sorun onda değildi bendeydi çünkü ben insanlık nedir bilmiyordum sanırım o bana insani yaklaşıyordu ama ben bir sorun olduğunu düşünüp garipsiyordum.

Uzaklara dalmış olduğumu anlamış olmalı ki "hey" diyip elini yüzümün önünde salladı. Düşünmeyi herzamankisi gibi rafa kaldırıp ona gülümsedim.

"Günaydın. Evet şey uyku tatlı geldi uyanamadım keşke beni de uyandırsaydın sana yardım ederdim." Dedim çok şey hazırlamıştı hazıra oturmak bana göre değildi utanıyordum şuan.

"Gel buraya birşey yok kahvaltı yapalım sonra takılırız" diyip göz kırptı bana ve elimden tutup hazırladığı masaya doğru yürümeye başladık.

Masaya ilerlediğimizde oturdum ve ona ve kendime meyve suyu doldurdum bardaklarımıza kızarttığı patates kızartmalarını da masaya koyunca karşıma geçti ve aklına birsey koymayı unutmuş gibi kalktı dolabı açtı ve ketçap mayonez alıp masaya koydu ve yeniden karşıma oturdu.

"Neden tekrardan kalktın ki normalde sen ketçap ve mayonez sıkmazsın patatese?" sordum anlamayan gözlerle.

Gülümseyip "Sen seviyorsun diye koydum illa ki benim sevmeme gerek mi var?" Dedi ve benimde gülümsememe Neden oldu altın gibi kalbi vardı o gerçekten insana kendini o kadar özel ve güzel hissettiriyordu ki gerçekten sevdiği kadın olarak onunla evlenmek isterdim ama bize biçilen de kader buymuş.

Nisa unutma bu zamana kadar kimse sana iyi olmadı ve o seni kendi amacı için kullanıyor o yüzden gönlünü hoş tutma derdinde...

İç sesimin söyledikleri gülümsememi soldurdu haklıydı. Kimse bana iyi olmadı ve o beni kullanıyor bebeği olması için bana dün gece o kadar şefkatli yaklaşmıştı beni korkutmamak için şimdi de bu sabah kahvaltısı da kendisine bağlayıp alıştırmak içindi.

Yitip Giderken Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin