0.7

7 1 0
                                    

Selammm

Kurgu nasıl gidiyor?

Bence çok tatlılar kızımızın güven problemleri var ve azda olsa aştı.

Adenin güven problemlerinin nasıl oluştuğunuda kısaca anlatmayı planlıyorum.

Umarım beğeniyorsunuzdur

Bu texting yazmada biraz acemiyim ama elimden geldiğince yazmaya çalışıyorum gelecekte hikayemiz bittiginde ve beğenildiğinde düzenlerim.

Fikirlerinizi belirtin lütfen fikirleriniz benim için önemli

Lütfen oylamayıda unutmayalımm

İyi okumalarrr! ❤️

⭐⭐⭐⭐

"Kusurlarına bile çok aşığım"

⭐⭐⭐⭐

Yüzümdeki aptal sırıtışa engel olamadan yüzlerce kez okumuştum.

Bunun adı neydi?

Ne olduğunu bilmiyordum ancak çok güzeldi.

Bu benim bir yabancıya hissettiğim en güzel duygulardı.

Bu benim tanıdığım birine bile hissetmediğim kadar güzel duygulardı.

Sabah olmasına az bir zaman kalmıştı. Hava yavaş yavaş aydınlanırken ben istemedende olsa sabahlamıştım. Gün doğumunu çok severdim o yüzden hızlıca mutfağa gidip kendime kahve yaptım. Kahvemin olmasını beklerken içim içime sığmıyordu. Kahvem hazır olduğunda dolaplardan birini açtım ve havluların altında bir tane çikolata aldım. Ceren bunları saklardı. Bende cerende çikolata aşığıydık. Ceren sağlıklı beslenicem derken az yiyordu hatta hiç yemiyordu. Bende sağlıklı besleneyim diye buraya koyuyordu. Tam bir anne modeliydi. Bense çok akıllı olduğumdan hemen fark etmiştim. Onun bundan haberi yoktu orası ayrı. Balkona ilerlerken içimde büyük bir mutluluk vardı. Küçük balkonumuzdaki küçük iki kişilik masa ve sandalyeye baktım. Gün batımını görebileceğim şekilde oturduktan sonra etrafı izlemeye koyuldum.

Günün yeni aymasıyla birlikte sokaklar birkaç insanla dolmuştu sokak lambaları hala sönük sönük yanarken güneş ufaktan yavaş yavaş çıkıyordu. Yaz aylarına girmemize, okulların kapanmasına ve benim üniversite sınavına girmeme çok az kalmıştı. Hem içim büyük bir mutluluk hemde tedirginlik vardı tabikide ufaktanda bir burukluk. İstanbulun ara belkide çoktan unutulmuş bir sokağında minik ama küçük bir apartman dairesinde oturuyorduk. Öğrenci olduğumuzdan oldukça az bir fiyata oturmamızda büyük bir şanstı. İstanbul çoktan hareketlenmişti. İşe yetişen insanlar, araba kornaları şimdiden duyulmaya başlamıştı. Aslında işlek bir caddenin çıkmaz bir sokağında oturuyorduk. Birkaç dakika yürüdükten sonra tüm ulaşım araçlarına erişebiliyorduk. Aynı zamanda okulumuzada yakındı. Derin bir iç çektim buralar onu çok fazla düşünmeye başlamıştım. Eskiden umrumda değilken şimdi adını, yüzünü, yaşını kısaca hakkında herşeyi merak ediyordum. Ama içimde hala bir korku vardı, ona güvenmek konusunda hala sorunlarım vardı. Bir yandan da onunla konuşmakta hoşuma gidiyordu.

Bazen herşeyi akışına bırakmak gerekirdi bende öyle yapacaktım tanımadığım birinin akışına bırakacaktım kendimi kulağa ne kadar garip gelsede bunu yapacaktım kalbim kırılabilir, paramparça olabilirdim ama yinede denemeye değerdi.

Kahvemi yavaş yavaş yudumlarken gözlerim kapanmayı istiyordu. Gözlerim yavaş yavaş kapanırken gördüğüm şey gözlerimi açmama sebep oldu. İlk önce ince sokağa son model bir araç girdi. Sonrasında bizim apartmanın önünde durdu. İçinden saçları dağılmış ve esneyen ceren indi. Sonrasında arabanın sürücü koltuğundan bir adam indi üzerine giydiği siyah pantolon ve mavi tişörtle oldukça düzgün giyimliydi. Ama yaşı bizden oldukça büyüktü. Cerene sarıldıktan sonra saçlarına bir öpücük kondurdu.

Latibule| texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin