1.0

4 1 0
                                    

Alarmımın tanıdık ama her sabah ayrı bir düşmanlık beslediğim sesi kulaklarımda güzellik uykuma veda etmek gerektiğini çınlıyordu.

Yumşak ve sıcak yatağımdan sınavımın olduğu aklıma geldiği an yatağımdan fırladım ve lavaboya koştum.

Elimi yüzümü yıkayıp diğer ihtiyaçlarımıda karşıladım.

Ardından her sınav sabahı kısacıkta olsa ihtiyaç duyduğum duşa girdim.

Soğuk su tüm vücuduma ulaştığında titresemde bir süre sonra alıştım ve uykumun açıldığını hissettim.

Duştan çıkıp havluma sarıldım odama ilerledim.

Kurulandıktan sonra okul formamı üzerime geçirip havluya sardığım saçlarımla mutfağa gittim.

Kahvaltı yapmayı sevmesemde sınav haftası kendimi zorluyordum.

Her sınav sabahı olduğu gibi evde olan şeylerle az bir tabak hazırladım.

Oturup hızlıca yerken telefonuma girdim ve Arınla dün gece ki konuşmalarımızı okudum. Okurken gülümsediğimi bile fark etmedim ancak telefonu kapatıp.

Siyah ekrandaki yansımamı görene kadar dudaklarımda ki tebessümden haberim yoktu, utançla yüzümde kalan tebessüm silindi.

Telefonu masaya fırlatıp nereyse zorla bittiğim tabağımı masaya bırakıp bir saklama kabına yediklerimin aynısından hazırlayıp masaya bıraktım.

Ortak banyoya girdim ve oradaki saç kurutma makinesiyle saçımı kuruttum.

Saçımı üstün körü tarayıp yukarıdan sıkıcı bağladım ve perçemlerimi serbest bıraktım.

Dün akşam hazırladığım çantamın içine hazırladığım saklama kabını koydum.

Evi kilitleyip hızlıca merdivenlerden indim ve okula doğru koşar adımlarla gittim.

Okula vardığımda dersin başlamasına az bir süre kalmıştı.

Cerenle aynı sınıftaydık, gelmiş olmasını umarak sınıfa ilerledim.

Ceren kantinden bir şey yemezdi,eve uğramamıştı aç olmalıydı.

Her sabah kahvaltısını özene bezene hazırlar ve yerdi bense onun tam aksiydim. Cerene hazırladığım kahvaltıyı yerse barışabilirdik.

Sınıfa ulaştığımda serbest kıyafetlerine rağmen derli toplu görünüyordu, çantası yoktu ancak çakma kızıl saçlı, benden birazcık uzun ve kiloydu ben sürekli kötülüyen , cerene yalakalık yapan, aramızı bozmaya çalışıp benim sürekli kilomla dalga geçen bir tipti ve en önemlisi cerenin takmayıp, asla takılmam dediği birisiydi.

Cerenin değerlilerine ondan başkası zarar vermezdi, kötülüyemez, dalga geçmezdi.

Sena, cerenin sarı saçlarıyla oynarken bir yandanda sürekli övgüler yağdırıyordu.

Cerenin gözleri beni bulduğunda ters bir bakış attı ve ayaklandı.

Bunu fark eden Senada ayağa kalkıp önüme dikildi.

Sena yeşil kibirli gözlerini üzerimde gezdirdi ve sonra gözlerime büyük bir iğreltiyle baktı.

İlk sesi duyulan ceren oldu.

"Sen gerçekten çok zayıfmışsın ya, kemikleri sayılıyor" dedi ceren. Yıllarca zayıf olmadığımı onlara karşı savunan kız dedi bunu bana.

Çantam tek omzumdan aşağı düştüğümde sıraya koydum çantamı.

"Ah be canım, bu halinle gözlerimizi kanatıyorsun. Aaa yoksa sen hastalıklı mısın?" dedi sena acımasızca bir sesle

Latibule| texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin