Erkek Başrol Oyuncuyu Kaçırmaya Karar Verdim

Bölüm 113

Onunla çok kısa bir süre konuşanlar bile bunu söyleyebilirdi.

—Ona gerçekten güveniyorum.

—Sanırım söylerse inanabilirim.

—Başkası söylese inanmam.

Özel bir şey yapmadı, hiçbir şey söylemeden orada durmasına rağmen insanlar başlarını salladılar ve onun güvenilir olduğunu iddia ettiler.

Güvenilir bir kişi.

Böyle bir yetenek sayesinde kendince düzgün bir hayat yaşadı ve bu yetenek sayesinde Raisa Neir ile karşılaştı.

Ailesi rehin alınca emrindeki insanları toplayıp köyü inşa etti.

“Odak noktası olmanız gerekecek. Öyle yap ki, senin sözlerinle pisliği bile yiyebilsinler.”

“Bu... Bunun mümkün olmasına imkân yok!”

“Mümkün değilse ailen toprak yer. Hayır, öleceklerine göre yemek yiyebilirler mi? Merak etme. Aile üyelerinizin cesetlerinin ağızlarını açacağım ve içine pislik dökeceğim.”

Adamın başka seçeneği yoktu.

Başını eğerek Raisa'nın elinde bir kukla haline geldi, insanları topluyor ve zorla onlara bakıyor ve acılarını dindiriyormuş gibi davranıyordu.

Acı çekenler ona diğerlerinden daha çok güvenmiş ve dayanmışlardı, bu yüzden beklenenden daha fazla insanın onun etrafında toplanması doğaldı.

İlk başta bu, tıpkı burnu delinmiş bir inek gibi, Raisa'nın emriyle üstlenmeye zorlandığı bir işti.

"Daha fazla insan toplayın. Bahanenin ne olduğu önemli değil.”

“Ne... Bundan sonra ne yapmalıyım?”

“İnsanları toplamanın sebebi nedir?”

"Evet?"

“Kullanmak için topluyorum. Ne aptal."

Bu 'kullanımın' ne olduğunu bilmese de adam, ailesinin iyiliği için Raisa'nın emirlerini sadakatle yerine getirdi.

Bunun nedenini kendisi de çözememişti ama onu takip edenlerin sayısı arttıkça küçük bir topluluk oluşturdu.

Daha sonra Raisa'nın emriyle insanları 'yararlı' kıldı ve onları sonsuza kadar uzaklaştırdı.

Tek tek, teker teker... Allah'ın verdiği bir görevin gerekçesi altında.

Ne zamandan beri bunu…

Raisa'nın kuklası ne zaman peygamber oldu?

"İnanıyorum!"

"Sana inanıyorum!"

"Ah, bunlar Tanrı'nın sözleri!"

Adam insanların kendisine olan kör inancını dinledikçe bir noktada bunun gerçek olduğuna inanmaya başladı.

Allah'ın sesini işiten, Allah'ın iradesini tebliğ eden bir peygamber...

Bu yüzden artık 'faydalılık' gibi bir 'misyon'la insanları ölüme sürüklemek istemiyordu.

Ona körü körüne inananlardan Tanrı için değil, gaddar bir kadın için ölmelerini istemek artık mümkün değildi.

Ve Raisa'nın elçisi böyle bir peygamberin huzuruna çıktı.

“Onayladın mı?”

"Gördüm."

"Ne kadar erken başlarsan o kadar iyi. Ne zaman yapacaksın?"