3. SOĞUK SAVAŞ

411 42 29
                                    



Selamlar!
Bölüme geçmeden yıldızı parlatmayı ve fikirlerinizi yorum olarak bırakmayı unutmayıın <3

ulaşmak isterseniz;
twitter: @/valesenas

Parya için;
🌟

Parya için;🌟

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




3. SOĞUK SAVAŞ

Nereye dönersem döneyim hep başladığım yerde sobeleniyorum. Galiba sorun bende. Yakalanmayı kaçmaya tercih ediyorum.

Durmadan bocalıyorum.

Bir, iki, üç... Her şeyin sayısız tekrarı olduğu bu dünyada keşke bazı anları da tekrar yaşama hakkımız olsa. İki ya da üç kez de değil üstelik sadece bir kez. Dönsek yine oraya ve her şey farklı olsa bu defa. Sadece bir kez, zaman dursa... Zamanı durdurmak istediğimiz anlar kadar, takvimden silmek istediğimiz anlar var. Ve biz hiçbir zaman, hangisinin kapımızı çaldığını bilemeden öylece sökeceğiz bütün kilitleri. Sen bekleyen ya durdurmak istediğin bir zaman ya da takvimden silmek istediğim bir an. Öğrenmenin tek yolu, alacaklı gibi çarpan kalbine kulak vermek.

Aklı, kalbine takılan yürüdüğü yolda tökezler.

Dizlerinde yaraları taşımayı çocukken öğrenmeliymiş insan. Çünkü yaş aldıkça dizlerindeki yaraların kabuk bağlaması da zaman alıyormuş. En çok bugün aldığın yaralar seni geçmiş zamana bağlıyormuş. Akrep ve yelkovanın birbirini kovalayışına ayak uydurmamız gerekiyormuş.

Zaman akıp giderken seni de beraberinde sürükleyecek bir akıntı değil, sen peşinden gitmezsen. Bacakların kadar kolların da güçlü olmak zorunda çünkü hayat tekdüze ilerlemiyor ve batıp çıkmaların içinde, o deli dalgalarla boğuşmak için iyi kulaç atman gerekiyor.

Kafamın içi öylesine doluydu ki, üzerine uykusuzluk da eklenince kendimi bile taşıyamayacakmışım gibi hissediyordum. Uykusuzluk, yorgunluk, stres ve daha birçok duygu karmaşası... Hepsinin de sebebi belli.

Otobüsten birkaç durak önce inip Ilgın'ın yanına yürüdüğümde saat oldukça erkendi. Baya erkendi. İlk dersin başlamasına saatler vardı ve bu saatte okulda bizden başka bir kaçık olacağını da hiç inanmıyordum. Biri dışında.

"Parla!" Üzerimdeki gri kapüşonluya sarılıp kendimi yola attığım sırada duymuştum adımı, bir uyarı gibi gelmişti kulağıma. "Çocuk gibisin aynı ya... Karşıdan karşıya geçmeyi mi öğreteceğiz bu yaştan sonra sana?"

"Zamanla yarışıyorum şu an ben, senin haberin var mı?" dedim yanaklarımı şişirerek. Ilgın'ı da bu saatte okula sürüklediğim için vicdan azabı duyuyordum ama onunla tek başıma okulda kalmak istemiyordum.

PARYANIN FISILTISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin