⋆。 ゚ ☁︎。 ⋆。 ゚ ☾ ゚ 。 ⋆Herkese selamlar ve keyifli okumalar!
Bölümü hiç okumadan paylaşıyorum. Bir yanlışlık ya da kopukluk varsa sonra düzelteceğiz mecbur... Yıldızı parlatmayı ve yorum bırakmayı unutmayalım, olur mu?
🌟•Ulaşmak isterseniz;
twitter: @/valesenas
instagram: @/velesanass
PARYANIN FISILTISI(eskiden anlatılan masallarda
çocuklar ağlamadan büyürlermiş.)
—bazı babalar her çocuk büyür diye mi vaktinden önce gider?
eskiden anlatılan masallarda
çocuklar ağlamadan büyüyemezmiş.
avuçlarıyla yüzünü kapatmış bir çocuğa
dünya gök mavisi bir deniz getirmiş.
ama avuç içlerindeki karanlığı kime emanet edeceğini ona hiç söylememiş.
bu dünya seni bana vermiş,
ama seninle yaşamayı bana hiç öğretmemiş.
7. KELEBEKLER VE BÜYÜLÜ SESLERİ
İçeri adım atar atmaz fark ettiğim ilk şey, Angelique'in beklenmedik şekilde daha kalabalık olmasıydı.
Gözlerim şaşkınlıktan hafifçe aralandı ve dudaklarımdan kısık bir hayret nidası döküldü. Belli ki, mekânının içindeki insanların hareketliliği her zamankinden daha yoğun bir atmosfer oluşturacaktı bu gece. Ekstra mesaiye kalmam gerektiğini söylemiş miydim?
Eşyalarımı personel odasına bırakacak kadar vaktim olmadığı için çantamı tezgâhın altına attığım gibi montumu da hemen arkamdaki askıya astım. Telefonumun şarjı yoktu ama iyi haber şuydu ki, hayatımda beni merak edecek insanlar da yoktu. Cep telefonunu en son yıllar önce eline almış Demans hastası anneannemi saymazsak kimse beni merak etmezdi. Belki, biraz da Ilgın...
Derin bir nefes alarak sadece işimi yapmam gerektiğini kendime hatırlattım. Buradan dışarı adım attığım an, düşünmek için çok vaktim oluyordu ve istesem de zihnime üşüşen teorilerden kurtulamıyordum. Üstüne üstlük bir kez düşünmeye başlarsam olup bitenleri; akrep yelkovan birbirine karışıyor, zaman geçmez oluyordu.
Bu gece yalnız çalışmayacağımı bilmek biraz olsun rahatlamam neden olsa da Tibet hâlâ gelmediği için onun yerine de bakmak zorundaydım ve aksi gibi hiçbir yere yetişemiyormuşum gibi hissediyordum. Müzik gitgide yükselmeye, kalabalık çoğalmaya, ben ise oradan oraya koşturmaya başladığımda kaç saat geçmişti bilmiyordum ama bildiğim tek bir şey vardı; kaçamak bakışlarla kapıya baktığım o kısacık anlarda yorgunluğumdan eser kalmıyordu.
Bakışlarım kapı eşiğine takıldığı her an kalbim pır pır etse bile beklediğim kimse buraya gelmezdi. Birincisi, ben gerçek anlamda kimseyi beklemiyordum. İkincisi, Deniz Kıral es kaza bile olsa şatafatlı hayatından sıyrılıp buraya adım atmazdı. Kendi kendime gafil avlandığımı hissederek gözlerimi sıkıca kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARYANIN FISILTISI
Roman pour Adolescents"Başına çok kötü bir şey gelecek." diye fısıldadı Parla Alyasa. "Bana âşık olacaksın." Parla mı? Hayır, Parla değil. Parya.