on.

609 43 5
                                    

Uykulu kafayla nerede olduğumu anlamaya çalışırken yanımdaki Mauro'yu görünce panikle yataktan sıçradım.

"Mauro!?"

"Efendim bebeğim." Kafasını gömdüğü yastıktan kaldırmadan konuştu. "Ne oldu?"

"Benimle mi uyudun?"

"Evet, bir sorun mu var?"

"Evet var, altı tane hem de."

"Yakın zamanda çözeriz."

"Ama bunla-"

"Sus ve gel." Mauro, yatakta bağdaş kurup yanına gelmem için iki kez vurdu.

"Kedi miyim ben?"

"Benim için olursun, ben de senin için ölürüm." Dediğine gülümseyip yanına sokuldum, sokulur sokulmaz Mauro alnıma uzun bir öpücük kondurdu.

"Seni çok özledim."

"Ben de çok özledim, ne desem yavan kalıyor gibi hissediyorum ama evli bir adamla birlikte olmak istemiyorum."

"Evli bir adamla birlikte olmak yanlış hissettiriyor, evet ama aklı sende olan bir adamla birlikte olmak çok kötü değil."

"Öyle mi? Tamam o zaman ben de evleneceğim. Sen de aklı sende olan evli bir kadının sevgilisi olursun."

"Ben senin sevgilin miyim?" Mauro, yarım ağız gülümsedi. "Yüce İsa, teşekkür ederim."

"Mauro!? Sana bir soru sordum."

"Duydum, buna asla izin vermem."

"İzin isteyen yok zaten!"

"Sen yapmazsın." Alnını alnıma yasladı."Sen benim gibi değilsin."

"Doğru senin gibi şerefsiz değilim."

"İltifat ediyorsun şu an, senin şerefsizin.."

"Ben senin var ya." Küfür etmek için ağzımı araladığımda Mauro, ağzımı elleriyle kapattı.

"Ağzımı yersin, hadi o zaman." Gülümseyip beni öpmek için hamle yaptığında odanın kapısının zorlanma sesi geldi.

"Kim var orada?"

"Nil, günaydın, seni uyandırmak istemezdim ama babamı gördün mü?" Isabella'nın sorusunu panikle cevapladım.

"Günaydın aşkım, babanı görmedim, bir sorun mu var?"

"Yok ama sesini duyar gibi oldum."

"Aa," Sesimin şaşırmış gibi çıkmasına dikkat ederek konuştum. Mauro'ya elimle balkona geç diye işaret ettim. Balkon uyuduğumuz odadan salona kadar uzanıyordu. "Şu an üstümü değiştiriyorum, giyinince birlikte arayalım olur mu?"

"Tamam." Isi, ısrar etmeden kabul edince üstüme aceleyle eteğimi ve siyah crop giyip kapıyı açtım.

"Gel babana bakalım." Odaları onunla beraber yavaş yavaş gezmeye başladım. Kendimden nefret ediyordum, gerçek bir yalancıydım. Saat sabahın sekiziydi, Fran ve diğerleri uyuyordu.

"Isabella, neden bu saatte uyandın? Herkes uyuyor." Mauro elindeki bardaktan bir yudum alırken konuştu.

"Baba," Isabella ona koşarak sarıldı. "Kötü bir rüya gördüm, seni yanımda istedim, bulamayınca Nil'e sordum."

"Onu neden uyandırdın kızım, balkonda kahve içiyordum."

"Özür dilerim Nil, özür dilerim baba. Sizi rahatsız etmek istemezdim."

"Sıkıntı yok bebeğim, hadi gel uyuyalım." Mauro, Isabella'yı kucakladı. Isabella, başını babasının omzuna koyarken melek gibi görünüyordu. Mauro'dan bir çocuğum olsun isterdim, onunla da ilgilensin, kucaklasın, öpsün, sevsin ama bunun için boşanması gerekirdi. Mauro'yu çocuklarından çalmaya hakkım var mıydı? Yoktu. Gitmek istedim, o an çocuklarını ve eşini bana bırakan o kadına en azından bu konuda ihanet etmek istemedim. Ve bir karar verdim,ne olursa olsun Mauro'yu unutacaktım..

hop bir drama daha..fikir alışverişi için mesaj atabilirsiniz, herkese selam mauro'ya hasret..

trouvaille | mauro icardi |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin