"Tamam." Melisa soğuk soğuk terlemeye başlamıştı. Mauro ise gözlerini gözlerime dikmişti, aklınca meydan okuyordu. "Geldiğiniz için çok teşekkür ederiz."
"Biz teşekkür ederiz, güzel bir programdı." Wanda, teşekkür edip ayağa kalktığında yönetmenimizin direktifleriyle hepimiz ayaklandık. Yarın akşama yetiştirmem gereken işlerim vardı, Okan Hoca program falan dinlemez beni kesinlikle azarlardı. O adamda Fatih Terim'i gördüğüm kesindi. Onu hem seviyor, hem de ondan korkuyordum. İki gün sonra çıkacağımız maça yetiştirmem gereken yedi tane rapor kalmıştı, bu gece uyumayıp bunları tamamlar, sabah da eksiğime bakardım. Bu yüzden aceleyle odama yürümeye başladım.
"Nil?" Bana seslenen Wanda ile duraksadım.
"Efendim Wanda?"
"Ne bu acele?"
"Yetiştirmem gereken raporlar var."
"Yardıma ihtiyacın var mı?"
"Teşekkür ederim, her konuda bilgilisin. Seninle gurur duyuyorum."
"Ben de İspanyolcayı bu kadar iyi konuştuğun için seninle gurur duyuyorum, sahi İspanyolca demişken, sen Arjantin aksanını nereden biliyorsun?"
"Eski sevgilimden." Tükürür gibi söyledim, eski sevgilimdi ama hiç eskimemişti, ona hala aşıktım.
"Aa," Yüzünde şaşkın bir ifadeyle Mauro'ya döndü. "Onunla aynı kaderi paylaşıyoruz."
"Ne? Ne aynı kaderi? Sen onu biliyor musun?"Ağzımın şoktan kocaman açıldığının farkındaydım. Yoksa öğrenmiş miydi?
"Onu nasıl bilebilirim, ikimiz de bir Arjantinliye aşığız diyorum."
"Oh." Elimi kalbime koydum. "Ben artık değilim."
"Öyle mi, öyle mi? Yalan söylemeyi de gram beceremiyorsun." Wanda'nın aksine Mauro konuşunca ona döndüm.
"Sen nereden biliyorsun yalan dedektörü müsün?"
"Ben Arjantinliyim, her şeyi bilirim."
"İki gün sonraki maç ne olur , onu da bilecek misin?"
"Bilirim tabii, o zaman yaz, unutma!Galatasaray iki, Trabzonspor bir. Goller Lucas ve Kerem."
"Buraya yazdım Mauro Icardi." Ellerimle kafamı gösterdim. "Asla silinmez."
***
Maç günü Ali Sami Yen Spor Kompleksi Rams Park"Şimdi sen diyorsun ki Barış Alper'i kalede denesem psikolojisi kötü etkilenebilir." Okan Hoca raporları okurken Galatasaray ve Trabzonspor sahada son hazırlıklarını yapıyordu .
"Hocam yani nasıl bir fanteziniz var, bilmiyorum ama bizim kalecimiz yok mu?"
"Var ama ben takımdaki joker sayısını çoğaltmak istiyorum, aslanım benim sağ bek bile oldu."
"Valla elinizde sihirli değnek mi var, nedir, bilmiyorum ama harikasınız." Nazar değmesin diye tükürmeye başladığımda Okan Buruk da gülerek elleriyle onları uzaklaştırıyordu, hava ve zemin güzeldi.
"Yeter kız, " Okan Hoca yeniden raporlara gömüldü. "Canlı yayında olduğumuzu unutmayalım, okuyormuş gibi yapalım."
"Nasıl öyle yapalım? Ben emek verdim bu raporlara."
"Aynen, gördük. Çevirmen, çocuk bakıcısı, spor psikoloğu.."
"Benim de Barış Alper'den çok farkım yok değil mi hocam?"
"Tabii ki, sen şimdi de formanı giy,o kulübeye geç, ikinci yarı seni oynatacağım."
"Forvet olurum, ona göre?"
"Teknik direktör benim valla, keyfime bağlı."
"Hocam, isterseniz seans yapabiliriz."
"Yaparız, sen rahat ol." Hoca mırıldanarak raporları peş peşe okudu. "Abdülkerim konusunda hem fikiriz, bir hafta daha dinlensin, Yener Abi de aynısını söyledi."
"Vic toparlandı, hem moral bulur, hem de taraftarlarla arayı düzeltir."
"Doğru söylüyorsun, Tanguy hakkında da sana katılıyorum."
"Çok canım sıkılıyor bu olaya."
"Benim de , gencecik adamsın yahu, nedir bu hal!?"
"Depresyonda olduğunu düşünüyo-" Mauro'nun çığlıyla cümlemi yarıda kestim. Mauro, kendini acıyla yere atmış sırtını tutuyordu. O an hiçbir şey düşünmeden sahaya koştum.
"Mauro, Mauro? Ne oldu, ne oldu, neren acıyor?'
"Sırtım çok ağrıyor. Tekme yedim."
"Açılın, açılın." Yener Abi'nin sesini duyunca Mauro'nun dediğini tercüme ettim.
"Sor bakalım bacaklarını hissediyor mu?"
"Hayır," Mauro, tercüme etmeme gerek kalmadan Türkçe konuşmuştu. "Kendimi tutmasam ağlayacağım, çok ağrım var,ayaklarımı da hissedemiyorum."
"Bu iş beni aşar." Eliyle ambulansı gösterdiğinde sağlık ekipleri son hızla sahaya geldi. Mauro'yu sarsmadan sedyeye koyduklarında Mauro sedyeden uzanıp elimi tuttu.
"Benimle gelebilir mi?"
"Siz Türkçe biliyor muydunuz?"
"Tabii ki," Nefes nefese konuştu, zor nefes alıyordu. " Siz soruma cevap verin."
" Evet efendim." Tıp teknisyeni Mauro'yu onayladığında elimi daha sıkı tuttu.
"Beni bırakma."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
trouvaille | mauro icardi |
Fiksi Penggemar+33 00000 : sen istesen de bu şehirden kaçamayacaksın ÇÜNKÜ AKLIN BENDE, BEN DE İSTANBUL'DAYIM(ARTIK) nil : sen kimsin +33 00000 : sertap erener ** mauro emanuel icardi rivero, adına yazılmaya çalışan hayran kurgu hikayesidir. trouvaille(fr.) : şan...