Önümdeki dosyaları defalarca kez okumama rağmen hiçbir şey anlamamıştım. Aklım hala Mauro ve diğerlerindeydi. Yine ikinci kadın durumuna düşmüştüm. Mauro, Isabella ile gittiğinde onlara kahvaltı hazırlayıp evden not bırakıp çıkmıştım, kaçmıştım.
"Canım," Gelen sesle kapıya baktım."Nasılsın?"
"Kat! Gayet iyiyim, sen nasılsın? Ciro nasıl?"
"Ben iyiyim, o da iyi. Dries'i görmeye gelmiştim, yanına uğramaya karar verdim."
"Çok iyi yaptın canım, ne içersin?"
"Hiçbir şey, ne var ne yok diye geldim."
"Aynı," Sesindeki imayı anlamıştım. "Çalışıyorum."
"Mauro ile neler old-"
"Kızım," Odaya Erden Başkan'ın dalmasıyla ikimiz de ayağa kalktık. "Benimle gelir misin?"
"Tabii başkanım, bir şey mi oldu? Bir şey mi yaptım?"
"Hayır kızım, sana ihtiyacımız var sadece. Sana her zaman ihtiyacımız var, bu kulüpteki herkes değerli." Erden Başkan yanağımı sıktığında gülümsedim, beni çocuk gibi sevmesi hoşuma gidiyordu.
"Teşekkür ederim efendim, peki nereye gidiyoruz?"
"GS Tv'de yayın yapacağız."
"Ee," Boş gözlerle bakmayı sürdürdüm. "Ben mi çıkacağım?"
"Mauro ile sen de çıkacaksın."
"Mauro mu? Icardi mi?"
"Başka Mauro var mı kızım?"
"Yok başkanım ama neden ki?"
"Mert yok yine, tercümanlık sende. Nil'i makyaja alın. On dakika içerisinde yetiştirin, hadi." Erden Başkan eliyle beni işaret ettiğinde diğer kulüp çalışanları beni makyaja aldılar. Hızlı hızlı yüzüme bir şeyler sürdükten sonra Erden Başkan'ın kafasıyla işaret etmesiyle makyajı bıraktılar.
"Hadi bakalım Nil." Erden Başkan'ın omzumdan ittirmesiyle siyah perdeyi kaldırıp yayına girdim. Mauro ve Wanda bir koltukta oturuyordu, güzel sunucumuz Melisa Çizmeci bir koltukta oturuyordu. Beni görünce hepsinin yüzünde anlık bir gülümseme oluştu.
"O zaman başlıyoruz, hazırız.Hoş geldin Nil, Mauro ve Wanda'ya da hoş geldin dediğimizi iletir misin?"
"Tabii ki," İlk defa canlı yayına çıktığım halde kameraya alışkın olduğum için bocalamadan konuştum."Hoş geldiniz."
"Hoş bulduk." Wanda ve Mauro birbirlerine bakarak gülümsediler. Wanda'nın yerinde olma isteğimi bastırarak programa konsantre olmaya çalıştım.
"Evet efendim, nasılsınız, neler yapıyorsunuz?"
"Ben klipler, yarışmalar, marka tanıtımları derken sürekli bir koşturmaca içerisindeyim. Hiçbir yerde kalıcı olamıyorum." Wanda'yı Mauro kafasıyla onayladı.
"Ben de bildiğiniz gibi, antrenmanlar, çocuklar falan." Mauro, dediğimi çevirmem için güzel gözlerini bana dikti. Gözleri yüzümdeki her bir noktaya değiyor, değdiği yeri yakıyordu.
"Mauro bildiğimiz gibi," Melisa içtenlikle gülümsedi. "Wanda yanlış anlamazsan bizim kültürde normalde anneler çocuklarıyla daha ilgili olur, onları babaya emanet ederken ne düşünüyorsun?"
"Mauro çok ilgili bir baba, hem sadece ona değil ki, Nil'e de emanet ediyorum."
"Evet, Erden Başkan sağ olsun ufkumu genişletti, beni Barış Alper sanıyor." Konuşmamla hep beraber güldük.
"Bu bilgi için teşekkür ederiz, biraz özel hayatınızdan bahsedebilir misiniz? Aşkınızın iniş çıkış noktalarından bahsedebilir misiniz? Onu hangi kelimeyle tarif edebilirsiniz?"
"Kaos kelimesiyle sanırım, sen ne dersin?"
"Sen devam et." Mauro, Wanda'ya bakmadan konuşmaya devam etti, meşguldü çünkü beni aynadan süzüyodu, aptal.
"Biz birlikte çok şey yaşadık, bunu hepiniz biliyorsunuz hatta bütün dünya biliyor."
"Peki gerçekten sonmuş gibi hissettiren bir zaman oldu mu?"
"Oldu," Bir anda etrafa gülücükler saçan Wanda'nın yüzü bembeyaz oldu. "Mauro ile üç sene boyunca birbirimizi sadece hafta sonu gördüğümüz, başkasına aşık olduğunu hissettiren zamanlarımız oldu."
"Peki," Melisa ortamdaki gerginliği azaltmak için güler yüzlü bir ifadeyle konuşmaya devam etti. "Neredeydin Mauro?"
"Ailemle birlikteydim."
"Ama," Melisa elindeki kağıtları karıştırdı. "Onlarla küs olduğun yazıyor."
"Öyleyim zaten," Mauro bana bakarak konuştu. "Ailem dediğim insanla, pardon insanlarla birlikteydim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
trouvaille | mauro icardi |
Fanfiction+33 00000 : sen istesen de bu şehirden kaçamayacaksın ÇÜNKÜ AKLIN BENDE, BEN DE İSTANBUL'DAYIM(ARTIK) nil : sen kimsin +33 00000 : sertap erener ** mauro emanuel icardi rivero, adına yazılmaya çalışan hayran kurgu hikayesidir. trouvaille(fr.) : şan...