Mauro'ya rest çeker çekmez soluğu Paris'te almıştım, ne zaman üzülsem umutsuz bir ruh haline bürünsem Eyfel Kulesi'nin en üst katından şehre bakıyordum. Bu şehir bana çok şey vermişti , bir iş, bir ev ve aşk. Aşkım artık yoktu ama bıraktığı hisler dün gibiydi, sıcaktı, samimiydi. O yanımdayken her şey çok güzeldi. Bir filmde görmüştüm , filmdeki her şey siyah beyazdı , küçük kız ve babası hariç. Artık benim de için de öyleydi işte.
"Çok güzel değil mi?" Omzuma örtülen ceketle irkildim. Mauro bir eliyle şarap şişesini tutup diğer eliyle omzumdaki ceketi düzeltiyordu.
"Değil." Hırsla omzumdaki ceketi yere attım.
"Güzel değilse neden çıktın buraya? Ne işin var Paris'te?"
"Seni ilgilendirmez." Aşağı inmek için hamle yaptığımda Mauro'nun elleri bileklerimi buldu.
"İlgilendirir. Aklından geçen tilkileri bile bilmek istiyorum. Uyumadan önce saydığın koyunları, birinci Mauro, ikinci Mauro, üçüncü Mauro." Mauro pişkince güldüğünde kendimi tutamadım.
"Koyun olduğunu kabul ediyorsun yani?"
"Yüzün gülecekse evet ediyorum."
"Teşekkür ederim bayım, çok iyisiniz."
"Evet çok iyiyim, özellikle de senin için en iyisiyim."
"Değilsin geçmişe dönsem," uzaklara bakarak konuştum. "Seni asla hayatıma almazdım."
"Geçmişe dönsen yani?" O sırada Mauro bana arkamdan sarıldı. "Belki de dönmüşsündür, dönmüşüzdür, belki üstümüzden birazdan bir uçak geçer." Mauro bunu der demez üstümüzden bir uçak geçti. "Belki kırmızı paltolu küçük kız elindeki balonun ipini kaçırır." Dediği yine olmuştu , kız balonunu elinden kaçırmıştı. "Belki şu yeşil kamyon yine şu duvara çarpar." Aman tanrım, inanamıyordum, olmuştu, her şey tanıştığımız gündeki gibi olmuştu.
"Mauro," Şaşkınlık ve hayranlıkla ona baktım, "Tüm bunlar nasıl oldu?"
"Bilmem," Artık o da benim gibi uzaklara bakıyordu, şehri izliyordu. "Her şey geçmişe döndü, sen de bana dönecek misin?"
"Mauro ben ne desem bile-' Ben konuşurken elleriyle ağzımı kapattı.
"Hayır kelimesini kabul etmiyorum."
"Niye sordun o zaman?" Bıkkın bir ifade takınmaya çalıştım.
"Dilin hayır dese bile kalbin evet diyor bebeğim," Elindeki şişeyi bana gösterdi. "Hadi odamıza gidip sarhoş olalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
trouvaille | mauro icardi |
Fiksi Penggemar+33 00000 : sen istesen de bu şehirden kaçamayacaksın ÇÜNKÜ AKLIN BENDE, BEN DE İSTANBUL'DAYIM(ARTIK) nil : sen kimsin +33 00000 : sertap erener ** mauro emanuel icardi rivero, adına yazılmaya çalışan hayran kurgu hikayesidir. trouvaille(fr.) : şan...